Önce belgesellere yaptığı müziklerle tanıdık ve sevdik, ardından da albümleri geldi. En son "As One". Onun üstünden bayağı zaman geçti. Fahir Atakoğlu Amerika’dan kalktı, memlekete geldi, turneye çıkıyor. 12 Ekim’de İzmir Fuar Açıkhava Tiyatrosu’nda, 14 Ekim’de Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde ve 15 Ekim’de Ankara ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde olacak. Konserlerin başlama saati 21.00. Atakoğlu "İş İstanbul ile bitmiyor, diğer şehirleri de gezmek istiyorum" diyor ki çok haklı. Repertuvarında bütün albümlerinden şarkılar var. İyi dinlemeler dileriz. Bu arada Atakoğlu boş durmuyor tabii. Şöyle ki...
Japonya’nın 2003 yılını Türk yılı ilan etmesi sebebiyle özel tema müziği bestelediniz. Ben bir tane tema müziği yazdım; uzunlu kısalı değişik versiyonlarıyla. Seneye Japonya’da yapılacak Türkiye ile ilgili bütün bu sanatsal etkinliklerde bu müzik kullanılacak. Bir sürü sanatçı gidecek Japonya’ya. Dolayısıyla bunların tanıtımında o müzik çalınacak. Ben de bir konser vereceğim. "As One" albümü orada da çıkıyor yakında.
Ne bekliyorsunuz Japon dinleyicisinden? Çünkü Dünya Kupası’ndan sonra Türklere özel ilgi gösterir oldular. Dinleyiciyi bilmiyorum ama çok güzel bir pazar. CD’ler çok satıyor ve korsan yok gibi. Bu konuda dünyanın sayılı ülkelerinden bir tanesi. Orada kendinizi tanıtırsanız sahipleniyorlar da. Birçok Amerikalı sanatçı ilk Japonya’da çıkartıyor albümlerini. Oranın dinleyicisi çok iyi diye duydum. Orada tanınmam, müziğimin sevilmesi benim için önemli.
Türkiye dinleyicisi ile yurt dışındaki dinleyici arasında fark var mı?Yurt dışında izleyici belli müzik türünü sevip onu izliyor, bunun dışındakiler beni ilgilendirmiyor diyor. Yani sizin müziğinizi daha bilerek gelen insanlar var. Ama burada her türlü şeye sırf sadece bulunmak için giden insanlar var. O zaman gerçek dinleyicinizi anlayamıyorsunuz. Bu, benim müziğimden anlayan ve seven insanlar gelsin demek değil. Ama fark bu gibi. İlgi ve yoğunluk bakımından burada beş bin kişilik bir yeri doldurabiliyorum, dışarıda biraz daha zor.
Yıllarca belgesellere, reklamlara ve filmlere müzik yaptınız. Tema müziği nasıl yapılır? Ben film müziğini yaparken filmi seyrediyorum. Bazen hiçbir şey vermiyorlar, yap bir müzik güzel olsun diyorlar. O kötü. Yönlendirilmeyi seviyorum o konuda. Bir film olursa daha kolay çalışıyorum. Mesela şimdi Türk - Hollanda ortak yapımı "Tutkuların Çiçeği" diye lale hakkında bir belgesele müzik yapıyorum. Ben her zaman belirli bir şeyler oluştururum kafamda, konuyla ya da okuduğum şeylerle. Fakat onun son hali görüntülerle gelir. Bence bu daha doğru.
İnsanın oturup kendi bestesini yapması yerine bir nevi "sipariş" müzik yapmasının zorlukları var mı? Müzik hissetme işi değil midir?Reklama girdiğiniz zaman çok hissetme işi değildir. Sadece ve sadece amaca hizmet ediyorsunuz. Ama gene de aynı. 3 dakika, 30 saniye ya da 40 dakika hepsi benim için hep aynı oldu. Aynı değerde yaklaştım. Yaptığım şeyin niteliğine bakmadan yaptım. İyi bir şey yapacağım diye yola çıktım. Kendimi, tarzımı, üslûbumu, hislerimi tamamen ortaya koyarak yapıyorum. Hiçbir zaman ayırt etmedim, bir çalışma ya da yöntem farklılığı olmadı bende.
Amerika’da olmak, her türlü müziğe daha yakın olmak size katkı sağlıyor mu?Kişisel olarak tabii ki etkisi var. Yaptığınız sanatın endüstrisinin bulunduğunuz memleketteki derecesi neyse, sizin yaptığınıza etkisi de o derecede oluyor. Amerika’da olursan daha fazla konser görürsün, daha fazla kulübe gidersin. Bütün gruplar oradan geçiyor. Daha fazla insan tanıyorsun. İyi müzisyenlerle tanışınca onlar da sizi bir yere götürüyor. Aletinden tut kotağına kadar yararlı oluyor. Çok şanslıyım ben bu konuda.
11 Eylül sizi oralarda etkiledi mi? Çünkü bir süre ırkçılık fena halde bastırdı.Bizim kaldığımız yer Maryland. New York’a 2.5, Washington’a
yarım saat... Kültür seviyesi yüksek bir yer. Bir korku yaşamadık bize bir şey olur mu diye, çünkü komşularımız öyle değil. Çok da üzüldük ama. Ayrıca Türkleri biraz farklı görüyorlar. Bir yararı da oldu, Müslümanlığı daha iyi anladılar. Hemen İslam hakkında okunmayan kitaplar okundu, kiliselerde anlatıldı. Yaşadığımız yerde bir Islamic Center var mesela, karım aldı komşularımızı oraya götürdü. Seminer yaptılar orada. O da hoş oldu.
Yakınlarda neler yapacaksanız, yeni albüm var mı?Hemen bir albüm yapmak istemiyorum. Bu arada koreograf Aysun
Aslan ile Hasan Kaçan’ın "Ağır Roman"ını yapıyoruz İstanbul
Devlet Opera ve Balesi’ne. Onun müziğini yapıyorum. Japonya konseri var zaten. Sponsorumla da Avustralya, Filipinler, Balkanlar, Londra turnesi...