Kültür SanatFakir Baykurt'u kaybettik

Fakir Baykurt'u kaybettik

12.10.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fakir Baykurt'u kaybettik

Fakir Baykurtu kaybettik


Recai Aksu- Essen


Dünyaca ünlü edebiyatçılarımızdan yazar Fakir Baykurt, tedavi gördüğü Essen Üniversite Kliniği'nde dün sabaha karşı saat 04.00 hayata gözlerini kapadı.
Pankreas kanseri teşhisiyle 6 Eylül'den beri Almanya'nın Essen Üniversite Kliniği'nde tedavi gören Baykurt'un ölümü, başta ailesi olmak üzere arkadaşlarını, vatandaşlarımızı ve tüm sanat camiasını acıya boğdu.
Yazar için Duisburg kentinde bir veda töreni düzenlenecek. Wedau Waldfriedhof'da saat 11. 00'de kılınacak cenaze namazından sonra, Gertdrud Baemer Koleji anfisinde yapılacak veda töreninde, Fakir Baykurt'un hayatını konu alan konuşmalar, dia gösterileri yapılacak. Ayrıca bir Fakir Baykurt Defteri'nin açılacağı törende, kendi sesinden şiirleri dinletilecek. Baykurt'un cenazesi, daha sonra Türk Hava Yolları uçağı ile İstanbul'a gönderilecek.

Son Söyleşi

Hayatını eğitime adayan Fakir Baykurt ile Essen Üniversite Kliniği bahçesinde 23 Eylül'de kısa bir söyleşi yapmıştık. Yaptığımız kısa söyleşide Baykurt, daha yazılacak çok kitabının olduğunu söyledi.

Hocam geçmiş olsun. Bu yıl Türkiye'de uzunca bir dönem kaldınız...
Bu yıl köyüme uğradım. Kültür Müdürlüğü'ne kütüphane yaptığımız evin tapusunu ancak bu sene verebildim. Bir sürü bürokratik engel ve pürüze rağmen tapuyu verebildim. Kütüphaneye halen bir memur atanmış değil.

Şu anda Akçaköy'deki kütüphane olan eviniz açık değil mi?
Kütüphanenin açılışı sırasında Kültür Bakanı İstemihan Talay söz vermişti, bir memur atanacağına. Söz verildiği halde ilk kütüphaneciyi atamadı. Açılışı Kültür Bakanı yapmıştı, ancak halen kütüphaneci atamadı. Çocuklar, kitap okumaya gelenler kütüphaneyi kapalı buluyor, kütüphaneci olmadığı için de oradaki muhtar kapıyı açamıyor.

Evinizin kütüphane olması nasıl bir duygu?
Çok mutlu olmuştum. Annemin evinde benim kitabım, kalemim, defterim yoktu. Ben buna rağmen okudum. Kütüphaneyi onun için açtım. Köydeki kütüphanenin hep açık tutulmasını, bütün kütüphanelerin kapılarının açılmasını, laboratuvarların olmasını, çocukların bilhassa köylü çocuklarının eğitimlerine önem verilmesini istiyorum. Çocuklar bu kütüphanelere girip, çıkıp kitap okusunlar.

Türkiye'de başka neler yaptınız?
Bu yıl İsparta Gönen'de `48 mezunları yemeğine katıldım. 51 senedir ilk kez katıldım, oradaki "fasulye pilav günü"ne. O günleri yeniden yaşadım. Bizim okulumuz tek katlı ve orada ezbere dayanmayan bir eğitim veriliyordu. Okul müdürü söyledi. Yedi katlı bir bina yapılmış, "ğretmen okulunu oraya taşıyacaklarmış. Hakkı Tonguç... O tek katlı minnacık binaları eğitim gören çocuklar yaptı. O küçücük binalardan, "ğretmenler yazarlar çıktı. Önemli olan yapılan binaların büyüklüğü değil, önemli olan eğitim. Öğretmen Okulu müdürü yeni binaya taşıyacakmış. Köy enstitüleri kapatılmasaydı... Köy enstitülerinin açılmasını tekrar isterim, ancak köy enstitüleri tekrar eski köy enstitüleri olmaz. O zamanki eğitimin verileceğini sanmıyorum. Şimdi köy enstitüleri yerine şehir enstitüleri açılmalı. Köylerin çoğu şehire taşındı.

Hocam üzerinde çalıştığınız yeni bir kitabınız var mı ?
Evet var. "Eşekli Kütüphane" var basılacak. Rahatsızım, rahatsızlığım geçsin, iyileşeyim daha çok kitap yazacağım. Muzaffer'e (eşi) söyledim. İyileşeceğim, dimdik ayağa kalkacağım. Benim yazacak daha çok kitaplarım var.

Köy romanı öksüz kaldı

Çağdaş Türk edebiyatının öncü yazarlarından Fakir Baykurt, Almanya'da pankreas kanserine yenik düştü. 1929'da Burdur'da doğan yazar, 1979 yılında Almanya'ya gitmiş ve eserlerini, yerleştiği Duisburg'da yazmaya başlamıştı. Kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Öğretmenler Sendikası'nda Genel Başkanlık görevinde de bulunan Baykurt, köy romanının öncülerinden oldu.
İlk romanı "Yılanların Öcü" ile Yunus Nadi Roman Mükafatı'nı (1958), Tırpan ile 1970 TRT ve 1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülleri'ni, ayrıca 1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü'nü; "Can Parası" ile 1974 Sait Faik Hikaye Armağanı'nı, "Kara Ahmet Destanı" ile 1978 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı. Tiyatroya uyarlanan "Sakarca" adlı çocuk romanı ise Tiyatro 79 Dergisi'nce yılın oyunu seçildi."Yarım Ekmek" romanıyla 1997 Sedat Simavi Roman Ödülü'nü kazanan Baykurt'a aynı yıl Yaşam Radyo'su Onur Ödülü verdi.
Yazın yaşamına şiirle başlayan Baykurt'un ilk ürünleri Tahir Baykurt imzasıyla Köy Enstitüleri Dergisi'nde yayımlandı. Giderek romana yönelen yazar, kırsal kesim insanının gerçekliğini toplumsal gerçekçi bir bakışla yansıttığı romanlarında köylünün yaşama biçimini, sorunlarını, yaşadığı çelişkileri dile getirdi. Toplumsal değişim sürecinde köylünün konumu, sürüklendiği ortam, katıldığı `g"ç' serüveninin onun yaşamını biçimlemesindeki rolü son dönem romanlarının odağını oluşturdu. Öykülerinde ise yine kırsal kesim insanının sorunlarını konu eden Baykurt, yurtdışında yaşadığı dönemde yazdığı öykü ve romanlarında dış g"çe katılan insanımızın buradaki trajik durumlarını sergiledi.

KİTAPLARI

ÖYKÜ
Çilli (1955), Efendilik Savaşı (1959), Karın Ağrısı (1961), Cüce Muhammet (1964), Anadolu Garajı (1970), Onbinlerce Kağnı (1971), Can Parası (1973), İçerdeki Oğul (1974), Sınırdaki Ölü (1975), Gece Vardiyası (1982), Barış Çöreği (1982), Duisburg Treni (1986), Dikenli Yol (1997)

ROMAN
Yılanların Öcü (1959), Irazcanın Dirliği (1961), Onuncu Köy (1961), Amerikan Sargısı (1967), Kaplumbağalar (1967), Tırpan (1970), Köyg"çüren (1973), Keklik (1975), Kara Ahmet Destanı (1977), Yayla (1977), Yüksek Fırınlar (1983), Koca Ren (1986), Yarım Ekmek (1997)

GÖRÜŞLER
Alpay Kabacalı: Fakir Baykurt, romanımızın değişim çizgisinin çok önemli bir yerinde duruyor. Bütünsel açıdan bakılınca 1960 öncesinde gereklilik duyduğu ivmeyi henüz kazanamadığı görülen Türk romanın 1960'lara ve 70'lere bağlayan önemli yapıtlar kazandırdı edebiyatımıza. Köy romanı - kent romanı ayrımı yapmak ve kimi yazarları köyü, köylüleri anlattıkları için küçümsemek edebiyat için bir ölçüt olamaz. Fakir Baykurt romanlarıyla temel gereçleri insan ve dil olan edebiyata kazanımlar sağlamış bir yazar olarak her zaman anılacaktır. Sevgili yazarımızı son yolculuğuna alkışlarla uğurlayacağız.

Görüşler

Öner Yağcı: Fakir Baykurt, edebiyatımızın öncü yazarlarından birisi. Eğitimcilik ve yazarlık işlevini birlikte sürdürerek sanatını oluşturmuş ve ülkemiz edebiyatında uzun yıllar öncü kimliğini korumuştur. Onun çok yönlü edebiyatçılığı romandan öyküye, denemeden halk edebiyatına aynı zamanda bir kararlılığın ve bilincin de simgesi olmasını sağlamıştır. Sekiz cildi bulan özyaşam öyküsü aynı zamanda Cumhuriyetimizin bir kültür tarihi gibidir. Yaşamı ve yapıtlarıyla Fakir Baykurt, ülkemizin aydınlık geleceğine katkısı olan büyük bilgelerden biridir.
Tahsin Yücel: Daha çok 60'lı, 70'li yıllardan başlayarak edebiyatımızda yeni bir dönemi, yeni bir akımı başlatmış önemli romancılarımızdan biri. Bildiğimiz gibi daha çok kırsal kesimin sorunlarını ele alıp işleyen bir romancıydı Fakir Baykurt. Ancak yapıtları hiçbir zaman öyle didaktik dedğimiz türden yapıtlar olmadı. Çünkü Fakir Baykurt aynı zamanda gerçek bir yazardı. Ve üstün bir gözlem gücü vardı. Fakir Baykurt'un bir özelliği de bir zamanlar Öğretmenler Derneği'nin başkanı olarak ülke sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, devrimci bir anlayış için yıllar boyunca savaşım vermiş olmasıydı. Öyle umuyorum ki Fakir Baykurt romanlarıyla, öyküleriyle belleğimizde yaşayacağı gibi bu yönüyle de yaşayacak ve örnek insan niteliğini hep sürdürecektir.
Ahmet Cemal: Fakir Baykurt, bir zamanlar Türkiye'nin tarihinde yaşadığı en büyük eğitim atılımı olan Köy Enstitüleri'nin edebiyatımıza armağan ettiği bir kişilikti. Eğer bu gün "Türk köyü" hakkında kentlerde bir şeyler biliyorsak bunu çok geniş ölçüde Fakir Baykurt'un eserlerine de borçluyuz. Kentlerin dışında yaşayan toprak insanını işleyiş biçimiyle Fakir Baykurt edebiyatımızda hep bir öncü olarak kalacaktır.


EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler