SİYASAL tarihçiler İspanya İç Savaşı'nı Falanjistlerin kazanmasının Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olduğunu vurgular. Avrupa, sömürgeci emperyalist kimliğinden sıyrılsa bile eşitlikçi, özgür, toplumcu bir demokrasiyi tam anlamıyla benimseyemeyecektir. Franco - Hitler - Mussolini şeytan üçgeninin alternatifinin Churchill - De Gaulle - Stalin olduğu bir dönemde bugünlere gelebildiğine şükür!
İspanya da sosyalizmin kırmızı gülünü soldurup gömüldüğü Falanjist karanlıktan zamanla sıyrıldı. Hatta sosyal demokrasinin toz pembesine büründü. "No pasaran! / Geçit yok!" derken "Bırakınız geçsinler" demeye başladı ama, olsun...
İspanyol sinemasının yaşayan en büyük ustası Carlos Saura, ülkesinin en iyi gözlemcilerinden biri. Seksenlik Saura, hala "Deprisa, Deprisa"daki kadar yakından tanıyor torunu yaşındakileri. Onları yönlendiren orta yaşlı kuşağı da, tabii. Almanya'da neo - naziler, Fransa'da Le Pen'ciler olur da İspanya'da Falanjist kalıntılar bulunmaz mı? Saura, muhafazakar, heteroseksüel beyazlardan başka herkesi "pislik" olarak gören "faşo"lar üzerine, finalde melodrama dönüşen, çarpıcı bir öykü anlatıyor.
Akıl hastanesine ait olduğu yüzünden belli, Calero adında bir taksi şoförü birkaç meslektaşını ve dazlak gençleri örgütlemiş "toplu temizlik" yapmaktadır. Görünürde orta halli, aile sahibi, iyi insanlar olan şoförler "aile" adını verdikleri örgüt çatısı altında, geceleyin, taksilerine binen uyuşturucu müptelası, eşcinsel vb. kişileri ıssız bir köşede öldürmektedir! Dazlak gençler ise Arap göçmen ve çingenelerin barındığı gecekondu mahallelerini basıp ateşe vermekte, sopalarla döverek cinayet işlemektedirler.
Saura, bu dehşet verici manzaranın ortasına söz konusu taksi şoförlerinden ikisinin çocukları arasındaki aşkı oturtmuş. Paz (Barış) adındaki genç kızın, Calero yüzünden elini kana bulayan Dani'yi insanlığa döndürme çabası, Calero'nun duruma kendi yöntemleriyle el koyması sonucu kana bulanır.
Filmin başında gençlerin nasıl eğlendiklerini, ilişki kurduklarını, neler hissettiklerini, konuştuklarını, kendilerini ifade etme biçimlerini ne kadar iyi bildiğini gösteriyor, Saura. Bu doğallık yazık ki finale doğru Akdeniz iklimine özgü sıcaklık ve nem oranının Madrid havasıyla yoğrulması sonucu melodrama dönüşüyor. Taksicilerin cinayet işleyişindeki soğukluk, öldürdükleri bir transseksüelin cesedinin vinçle kaldırılışında gerçeküstü bir boyuta ulaşan sinema dili git gide kaynayıp ağdalaşıyor. Buna karşın "Taxi" mutlaka izlenmesi gereken bir film olma niteliğini yitirmiyor.
"Taxi" - Yönetmen: Carlos Saura / Görüntü: Vittorio Storaro / Senaryo: Santiago Tabernero / Müzik: Manu Chao / Oyuncular: Ingrid Rubio (Paz), Carlos Fuentes (Dani), Angel de Andres (Valesco), Agata Lys (Reme), Eusebio Lazaro (Calero).