Kültür Sanat 'Güzel’in peşinde

'Güzel’in peşinde

14.05.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Farklı Kültürlerde Güzeli Arayış’ sergisi çağlar boyunca, farklı uygarlıkların 'güzel’ kavramı peşindeki üretimlerini ortaya koyuyor

Güzel’in peşinde
YASEMİN BAY

Yaklaşık 10 bin yıllık bir yolculuk söz konusu olan... 'Güzel’i arayışın yolculuğu... 5 il ve 7 farklı müzeden toplam 700 eser ile çıkıyoruz bu yolculuğa, Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde. HSBC Bank ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi işbirliğinde düzenlenen ve 16 Mayıs’ta  açılacak olan “Farklı Kültürlerde Güzeli Arayış” sergisi çağlar boyunca, farklı kültürlerin, uygarlıkların 'güzel’ kavramı peşindeki üretimlerini ortaya koyuyor.  Her bir uygarlığın 'güzel’e nasıl yorum getirdiğini, üretilen objelerde, nesnelerde ne gibi farklılıklar ya da benzerlikler olduğunu gösteriyor.
Hazırlık aşamasının yaklaşık 2 yıl sürdüğü sergide taş, mermer, toprak, bronz, altın, gümüş, değerli taşlar, elyazması, cam, ahşap, kumaş, deri, sedef, halı, kilim, çini ve seramikler yer alıyor. Eserlerin en önemli özelliği ise birçoğunun bu sergi için ilk defa müzelerin depolarından çıkarılmış olması.
Proje Danışması Gürol Sözen “Farklı Kültürlerde Güzeli Arayış”ın güzellik kavramı etrafında oluşturulan bir ilk sergi olma özelliği taşıdığını vurguluyor:
“Sergi, Anadolu topraklarında binlerce yıldan beri hüküm sürmüş olan kültürlerin, simgeler dünyasındaki izidir. Bir anlamda on bin yılın öyküsü; diğer bir deyişle de uygarlığın büyük bir serüvenidir. Siyasal yapı ne olursa olsun güzelliği arayış hep sürmüş.”
Sergide farklı uygarlıkların aynı desenleri, çizgileri kullandıklarını görüyoruz. Aradan binlerce yıl geçmiş olsa da...
Noktalar, daireler, kareler, çaprazlar, üçgenler, spiraller, çarkıfelekler, rozet çiçekleri, kartallar, ejderler, kuşlar gibi çok sayıda simge pek çok uygarlık tarafından, zaman zaman farklılaşsa da, kullanılagelmiş. Mesela Bizans dönemine ait bir bileziğin üzerindeki kalp motifine Kanuni’nin kaftanında da rastlıyoruz. Üstelik arada tam bin yıl var... Ya da biri 8. yy.’da diğeri ise M.Ö. 7. yüzyılda üretilen iki ayrı atlı insan figürünün aynılığını fark ediyoruz. Bugünün kilimlerinde 10 bin yıl önce Çatalhöyük’te üretilmiş eserlerde de var olan desenlerin kullanıldığını keşfediyoruz.
Takılardan el yazmalarına, halılardan giysilere, törensel parçalardan gündelik kullanım eşyalarına, mimari elemanlardan figürinlere pek çok eser içinde en dikkat çekiciler ise, Kanuni Sultan Süleyman’ın ejder motifli yatağanı ile ilk kez bu sergide izleyiciye sunulan 4 farklı fermanı, Cizre Ulu Camii’nin yine ejder motifli kapısı, Troya altını bileklik... Hepsi birer göz ziyafeti...
Sergi  17 Ağustos’a kadar Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde ziyaret edilebilir.