Kültür Sanat Hayal mi, hayalet mi?

Hayal mi, hayalet mi?

10.05.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Genç İspanyol yönetmen Amenabardan sırrını ele vermeyen bir korku filmi

Hayal mi, hayalet mi

"Diğerleri / The Others" "Diğerleri" bir hortlak hikayesinin olabileceği kadar iyi. "Altıncı His"ten bir adım geride kalmasına rağmen... Filmin atmosferi ideal, anlatımı stilize, oyuncuları etkili. Neredeyse tümü perdeleri örtülü bir evde gaz lambası ışığında geçiyor. Az sayıdaki dış çekim ya geceleyin ya da gündüz kalın bir sis tabakası altında yapılmış. Ancak biraz daha kısa tutulmalı ve bir de Nicole Kidman bir film yıldızı gibi tasarlanmamalıydı... Filmin ilk sahnesinde hıçkırarak bir kabustan uyandığını gördüğümüz Grace ruhsal yönden çok hırpalanmış, yalnız, mutsuz, İncile harfi harfine inanan, katı disiplinli bir kadın. İngiliz Kanalında bulunan Jersey Adasının ıssız bir ucunda oturuyor. Işık alerjisinden mustarip iki çocuğuyla yaşıyor. Yıl 1945, adadaki Alman işgali sona ermiş ama kocası Charlestan savaşa gittiğinden beri haber alamamış... Film, evin eski sahipleriyle çalışırken çok mutlu oldukları için yeniden burada iş arayan üç hizmetkarın bir gün kapıda belirmesiyle başlıyor. Bazen ölülerin dünyası yaşayanlarınkiyle karışır... Genç İspanyol yönetmen Alejandro Amenabar senaryosunu yazıp müziğini de bestelediği "Diğerleri"nde izleyiciyi hayaletlerin varolup olmadığı kuşkusuyla iki saat boyunca kıvrandırma başarısını şaşırtıcı bir finalle taçlandırıyor. Kuşku içinde kıvranmak Amenabar, Gracein ruhsal dengesizliği ve hizmetkarların gizemli davranışları aracılığıyla bizi sürekli kuşkuda bırakıyor. Önümüzde üç seçenek var: Bizi korkudan yerimizden sıçratan, hayaletlerin varlığına dair işaretler doğru, ev perili. Hizmetkarlar evin yönetimini ele geçirmek, Grace ve çocukları göndermek ya da en azından tahakküm altına almak için entrika çeviriyorlar.Grace yalnızlık ve umutsuzluktan, sürdüğü zorlu hayattan aklını kaçırmak üzere, her şey onun sanrılarından ibaret. Yönetmen, dengeleri ustaca kurarak bizi bir o bir bu tarafa sürüklediği gibi, bir yandan da sessizlik, sis, karanlık ve ani ses efektleriyle diken üstünde oturtuyor. Özellikle ölü mü diri mi olduğu belirsiz Charlesın birdenbire çıkıp gelişi öykünün düğümünü çözecekmiş gibi dururken iyice çetrefilleştiriyor. Film Hristiyanlığın dogmatik ve mistik yanları arasındaki çelişkileri de isabetle vurgulayarak inancın şeklini sorguluyor. Yönetmen / Senarist: Alejandro Amenabar Görüntü: Javier AguirresarobeOyuncular: Nicole Kidman (Grace), Fionnula Flanagan (Bayan Mills), Alakina Mann (Anne), James Bentley (Nicholas), Eric Sykes (Mr. Tuttle), Elaine Cassidy (Lydia), Christopher Eccleston (Charles) Gracee göre evin eski hizmetkarları bir gün nedensiz çekip gitmişler. Kızı Annee göre ise annesi çıldırmış, hizmetkarlar da bu yüzden kaçmış. Anne, evde Victor adında bir çocuk dahil "başkaları" olduğunu söylediğinde kardeşi Nicholasın ödü patlar. Grace onu yalan söylediği için cezalandırır, ama kendisi de sesler duyar. Üst katta birilerinin koşturduğunu, gecenin bir vakti piyano çalındığını... Gracein migreni yüzünden evde ses yapan hiçbir alet, radyo dahi yoktur. Zaten Almanlar kesip durduğu için elektriksiz yaşamaya da alışkındırlar.