08.08.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
hayat bilgisi defteriniz kaç ortalı?
Yeni albümü "Yaz Bitmeden" ile yaz gibi geliyor Sezen Aksu. Ağustos onunla geçecek. Albümü dinledikçe belki de kış bize hiç gelmeyecek.
KALEM, bir dilek ağacı çok zaman. Bir dal seçip kendine, artık o an elinde ne varsa, çaput, pazen, basma, iplik, bağlayıverirsin, için yüksek seslerle doluyken, dışından susa susa. İyi günündeyse, keyfi yerindeyse, mevsimsiz rüzgârlarla başı dönmemişse, çok sivrilip kırılıncaya, ucu körelip kayboluncaya dek iletir arzuhalini yazının tanrısına. Bir iki sayfa derken bir bakmışsın, olmuş, dileğin tutmuş.
Bu yazıya başlarken, çiçekli divitin parçası taktım bakir bir dala. Üç yıldır basına söyleşi vermeyen; dile gelinliğini giydirip, duvağını taktıktan sonra, kırmızı bir kurdeleyle bağlayıp belini, müziğini de yanına katarak albümünü dinleyicisine yolcu etmekle yetinen bir kadındı yazacağım: Sezen Aksu. Ve ağustos ayında çıkacak yeni albümü "Yaz Bitmeden".
Çok sınırlı bir lojistik destekle, okura "haber değeri" taşıyan bilgiler vermenin, dergiye kapak olmuş konuyu yazmanın sorumluluğu, geride bıraktığın bilmem kaç tane yılı hiç takmayan bir acemilik, telaş, T.E.'nin gözlerinden okumaya çalışacağım "olmuş - olmamış" bakışı... Yüküm ağırdı velhasıl. Çok içten diledim sahiden: 'Bu yazıyı yazabileyim ben'.
Siz okuduktan en geç bir hafta kadar sonra Sezen Aksu'nun yeni albümü "Yaz Bitmeden" ile başlayacak, son yazın ilk günleri. Aksu'nun, AKP iktidarı hakkında ne düşündüğünü, Compay Segundo'nun ölümüne ağlayıp ağlamadığını, Cola Turka reklamını sevip sevmediğini bilmiyorum. Bildiğim, gene kendine yaraşır, gene Sezen Aksu gibi bir albüm yaptığı ve yaz bitmeden gelen bu çalışmayla yazın biraz daha uzayacağı, meydanın öyle kolay kolay sonbahara bırakılmayacağı...
Kapakta ve sayfada gördüğünüz, Yaşar Gaga imzasını taşıyan fotoğraflar ise yalnızca ve "ilk kez" Milliyet Sanat okurlarına... Albüm bilgileri ve şarkı sözlerinden yapılan alıntılar da öyle. Yani bir anlamda, çok sevdiğiniz bir yakınınızın önce iyi olduğunu, sesinin, sözünün, müziğinin daha da zenginleştiğini öğrenecek, onu ağırlamadan önce hazırlıklarınızı yapma imkânı bulacaksınız.
Hayat bilgisi defteriniz kaç ortalı? Var mı yeni notlar alacak yeriniz?
Öyleyse hazır olun. Yaz bitmeden, yaz gibi ve dolu dolu geliyor Sezen Aksu.
Hemen hatırlatalım, şu ana kadar basında okuduğunuz bütün ön haberleri unutun. Eski şarkılarını "Düş Bahçeleri 2" adlı bir albümde toplayacağını - bunu ileride gerçekleştirebilir ama şimdi değil - 2 eski 2 yeni şarkıdan oluşan bir EP çıkaracağını, single yapacağını... Hepsini... 7 şarkı, 3 ya da 4 akustik versiyondan oluşan bildiğimiz formatta bir albüm "Yaz Bitmeden".
"Söz - müzik iki nokta üst üste Sezen Aksu" ağırlıklı bu albümün düzenlemeleri Kıvanch K.'ya ait. Doğan Music Company'den çıkacak "Yaz Bitmeden"in prodüktörlüğünü ise Sezen Aksu yapmış.
Albümü dinlediğinizde gene yağmur bulutları geçecek gözlerinizden... Ama Sezen Aksu'nun kendine en az hüzün kadar yakıştırdığı neşesinden de payınızı alacaksınız.
Farkında mısın?
İçinizdeki "yaz"ları uyarıp dışınızdakini kıskandıracak albümü, Sezen Aksu'nun sözlerini yazdığı, bestesini Fahir Atakoğlu ile birlikte yaptıkları "Farkındayım" açıyor: "Ne yapsan olmuyor gözüm / Terk etmiyor bizi hüzün..."
Şarkıdaki "biz"denseniz eğer hemen anlıyorsunuz ne demek istediğini... Play tuşuna basalı bir dakika olmamış bile ama daha o saniyelerde başlıyor 29 yıldır Sezen Aksu şarkılarında yaşanan katarsis. Yaşamak, hatırlamak, hatıralar, yakılan gemiler, atılan köprüler derken "O kadar yandı ki canım" diyor Sezen: "Sonunda karşıdan baktım / Ne göreyim kendime yıldızlardan daha / Uzaktayım". Şarkı söylemiyor da, Kanlıca'daki stüdyosunun bahçesinde oturmuş sizinle dertleşiyor gibi. "Farkındayım", inip yer altı şehrinize, kendinizle başbaşa kalasınız, yeniden hemhal olup yakınlaşasınız diye yazılmış sanki.
Bir tek gün kadar kısa ve bir tek gün kadar uzun hayata, gitmek üzere gelmişsiniz malûm; yatıya kalamıyorsunuz. Bu yüzden durmak, vazgeçmek, onun avuçlarınızda terleyen ellerini bırakmak yok. Ama insansınız ya, zaman içinde bir şeyler bölmüş sizi ikiye, aranızdan yol geçmiş. Mesafenin en tehlikelisinde, ne yapacağınızı bilmez haldesiniz. İşte sohbet tam da bu minval üzre gelişirken devam ediyor Sezen: "Bu kızı yeniden büyütmeliyim / Kor ateşlerde yürütmeliyim / Değirmenlerde öğütmeliyim / Farkındayım / Farkındayım"...
Başka söze hacet var mı?
Farkında mısınız?
Şu saniye esastır gel
Veee ikinci şarkı... "Şu Saniye"! Borges'in "Anlar" şiiri geçiyor aklımdan, son yıllarda peş peşe yayımlanan "burada ve şimdi" konulu kitaplar, sözümona teoride mangalda kül bırakmayacak kadar iyi bildiğimiz 'carpe diem' felsefesi... Yaşamadan biriktirerek dakikalara, günlere ve yıllara evrilmesini izlediğimiz "şu saniye"ler, Sezen'in sözlerine ve sesinin sahiciliğine dayanamayıp toplam bakiyeyi itiraf ettiğinde, tüm o şiirleri, okuduğumuz kitapları, inandığımız felsefi yaklaşımları yemiş yutmuş olduğumuz zannının yüzü kızarıyor, mahcubiyetle. Ama o bozmuyor, cenneti elinin tersiyle itip, "Senden asla ayrılmam" diye diretecek kadar yoğun, tutkulu bir aşktan söz ediyor. Oysa her an bitebileceğinin de farkında: "Belki bu da gelir geçer / Şu saniye esastır gel". Aşkın her şey yolunda halleri. Peki ya gerçekten geçerse? Varsın geçsin, "Geçse de beni unutma"sın. Ve bir gün dönmek isterse buyursun gelsin. Tamam ama bin tane kırgınlık, bin tane üzüntü, yas dönemlerinde her gece düzenlenen o cehennemî ağlama törenlerinden sonra "Ne yaptıysan yaptın kalk gel / Affeder elbette Hak gel" denebilir mi? Hâlâ seviyor bile olsan... Not al ve düşün. - Sezen'in başöğretmen edalarında bir şeyler öğretmeye çalıştığı falan yok, o şarkısını söylüyor sadece. - Ama belli ki bunu başarmış: "Zira budur elimizde kalan / Aşktan başka her şey yalan"!
Sahibinin sesinden...
Sıradaki şarkıda yaz yeniden gösteriyor kendini. Sözler Yıldırım Türker, müzik Sezen Aksu: "Yaz". Daha önce Işın Karaca'dan dinlediğimiz şarkıda, Yıldırım Türker sözleriyle, Sezen Aksu bestesi ve sesiyle size ait tüm saklı yazları galeyana getiriyorlar. Bir bakıyorsunuz adını bile bilmediğiniz çiçeklerden açmışsınız, yeşilleriniz aklıselimini kaybetmiş, termometrenizin ayakta duracak hali kalmamış. Yahu benim işim gücüm vardı, toplantılar, telefon konuşmaları, sıkıcı angaryalar, açılacak zarflar, e - mailler... Bana mısın demiyor, yaz basmış yüzünüz al al oluyor. Bir kez daha çağırıyorsunuz giden sevgiliyi ya da gelecek olanı "Yaz bitmeden gel / Yapraklarım solmadan / Narlar olmadan..." İyi de Aragon'un kehanetini bin kez yaşamış, "Mutlu aşk yoktur"a inanmış, iman etmişsiniz bir kere. Ama ne fayda, şarkı en sevap günahın tadıyla çeliyor aklınızı: "Yaşarız bu tende bu heves oldukça yarim"...
Eh artık havaya girdiniz ama Sezen durmuyor ki. Sözü müziği tanıdık bir soru soruyor: "Aşktan ne haber?" Sahibinin sesinden gelince soru işareti, çengeline takılıyor çoktan havalanmış etekleriniz. Ucundaki noktada soluklanıp Sezen'i dinlemeye devam ediyorsunuz, gözlerin arkasını, sözlerin alt yazısını kalp diline çeviren, çevirisini, içindeki gizli sızıyla birlikte öztürkçeden okuyabilen bilge tercümanı. Topla tüfekle, taşlaşmış yüreklerle, akıntıya kürek çeken kifayetsizlerle işiniz yok. İlle de aşk. Sen ondan haber ver!
Veeeee... Şimdi de "Arka Sokaklar". Gülben Ergen söylerken fark edemediğiniz bir sürü ayrıntıya ayıyorsunuz birden. Dile bu kez yırtık kotlar giydiriyor Sezen Aksu, düz sandaletler takıyor ayağına. Sonra da kendini arka sokaklarına yolluyor, güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş gencecik bir Türkçenin mihmandarlığında. Peşinden de bizi...
Her şey sana mağlup
Epey yoruldunuz. Tevellüt kaç olursa olsun, Sezen'in enerjisine ayak uydurmak zor. Elinizden tutup bu kez de, pencere önüne götürüyor sizi. Ferzan Özpetek'in "Karşı Pencere" isimli filmine yaptığı, filmle aynı adı taşıyan bestesi başlıyor. Karşı penceredeki ışığın aslında sizden yansıdığını anlatıyor tek söz etmeden, müziğe sesinin tınılarını işlerken.
Kamaşmış gözlerinizde yazın tüm renkleri temize çekiliyor. Doğrusu hafifliyor, hayatın bütün o karmaşasına rağmen mevsime tamamiyle teslim oluyorsunuz.
Derken "Yaz Bitmeden"in kapanışına geliyor sıra. Bu öyle bir yaz ki, albümü ters çevirdiğiniz anda zamanı başa saracağınızı biliyorsunuz. Her dinleyişinizde yeni notlar alacağınızı da. "Ey aşk, sen olmasan ne kalır hikâyeden / Ey aşk sen var ya sen her şey sana mağlup hükmen" diyerek sizi yolcu ediyor Sezen. Acıların başını bekleyen şarkılarda "Yaz Bitmeden" yeniden buluşacağınızın sözlerini veriyorsunuz birbirinize.
Bir de özel not, albümün etkisine dair: Bir süredir hırsız girmiş evler gibi darmadağın edilmiş, aradığı bulunamamış içim, bu albümle birlikte eski haline yaklaştı. Tam zamanında yetişti Sezen, şarkılarıyla yardım etti etrafı toparlamama. Yaz geldi yeniden. Aldığım notlar çok işe yaradı. Aradığımın izi bulundu.
Sizin defteriniz hazır mıydı? n