03.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
KÜLTÜRLER VE DİLLER ARASI DİNAMİKLER İÇİN ÖNEMLİ BİR KAYNAK... Mezopotamya'nın en eski halkalarından biri olan Kürtlerle ilgili dogma derecesine varmış yaygın bir inanış, Kürt toplumunun sırtını zengin bir sözlü kültüre dayadığıdır. Bu söz, o kadar kanıksandı ki bunu her fırsata Kürt aydını ve yazarları da dile getirdiler. Bu da zamanla Kürtlerin yazılı edebiyatları olmadığı savının ortaya çıkmasına neden oldu. Bu dilin yazılı edebiyatı üzerindeki kalın toz tabakası ise Kürtçe ile ilgili yasaklar ve olumsuzluklardan kaynaklandı. Yazılı edebiyat adeta raflarda unutuldu. Öyle ki "Kürtçe diye bir dil mi var?" sorusunu soranların sayısı da hızla arttı. Bu tartışma yıllarca sürdü. İşte bütün bu tartışmalara son verecek bir çalışma "Kürt Şiir Antolojisi" adıyla Agora Kitaplığı'ndan iki cilt olarak çıktı. Çalışmayı hazırlayan ise daha önce şiir ve incelemeleriyle tanıdığımız Selim Temo.Beş yıl gibi uzun bir zamanda hazırladığı bu antoloji için Temo şunları söylüyor: "Bu çalışmayla Kürt şiirinin uzun tarihi ve 'parça'ları ilk kez bu kadar bütüncül bir şekilde ortaya seriliyor. Alfabeler, lehçeler ve devletler arasında bölünmüş olan bu şiir, büyük bir fotoğrafın öğeleri olarak bir araya geliyor. Burada yaptığımız şey yalnızca yok sayılanı değil, yok sanılanı da, belgeleriyle ortaya sermek olmuştur." Temo 'yok sanılanı da belgeleriyle ortaya sermeye' çalışırken "Kürtçe diye bir dil mi var?" sorusunu durmadan dillendirenleri mahçup edecek kalınlıkta bir antoloji hazırlamış. Bu antolojinin bununla da sınırlı kalmayacağını Temo antolojideki "Eksiklikler Listesi"nde şöyle müjdeliyor: "... Bu alandaki çalışmamız devam etmektedir. İlerleyen süreçte ek ciltlerle bu fotoğrafı büyüteceğiz." Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı Prof. Talât Halman bu çalışmayı önsüze yazdığı şu cümlelerle alkışlıyor. "Dünya şiirinin ihmal edilmiş bir kesimini gün ışığına çıkarıyor."Antolojide M.Ö. 300'den günümüze kadar 293 şairin 520 şiiri karşılıklı sayfalarda Kürtçe ve Türkçe olarak bir arada veriliyor.İlk şiir 8. yüzyılda yaşamış Balülî Dana'nın. Bu çalışma geniş bir tarihsel ve edebi süreci de belgeliyor. Antoloji; mesneviden cem şiirlerine, mevlitlerden koşmalara, tekke ve saray şiirlerinden halk şiirlerine, tasavvuf şiirinden modern şiir biçimlerine kadar geniş bir yelpaze sunuyor. Dille ilgili yasaklar Antolojide kendini fark ettiren bir başka durum da, başka edebiyatlara nazaran kadın şair sayısının fazla olması. Kadın şairlerin sayısı 10.-12. yüzyıllar ile 1900'lü yıllarda daha belirgin. Temo antolojiye aldığı şair ve şiirlerin seçiminde 'edebilik' ve 'tarihilik' ölçütlerini temel aldığını söylüyor. Öyle ki Kürt şiirleriyle ilgili olarak yapılmış çalışmaların tamamına ulaşamadığı için antolojiye şair Mela Hamdun'un tek beyitini bile almış: "Dünyayı saran belalı bir gün ki bugün / Herkes ciğerimi yakarak gider bugün."Şair bu şiiri I. Dünya Savaşı sırasında ilan edilen seferberlik için yazmış. 17.yüzyıl da yaşamış Melayê Cızîrî daha o dönemde şiirde biçimciliği deneyerek merdivenli şiirler kaleme almış. Selim Temo'yu edebiyat çevreleri yazdığı başarılı Türkçe şiirler ve yaptığı incelemelerle şimdiye kadar tanıyordu. Üç şiir kitabı, bir de romanı Türkçe olarak yayımlandı. "Uğultular" adlı eseri Varlık dergisinin düzenlediği Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü'nü kazandı. Temo, daha önce de Mehmed Uzun'un romanlarını Türkçeye başarıyla çevirmişti. Antolojideki şiirlerin çevirilerini de şiirsel bir uslûpla ve şair yetkinliğiyle yapmış.. Sevgili Mehmed Uzun'un cenaze töreninde konuşan Yaşar Kemal farklılıklara dikkat çekerken "Kültürler birbirini öldürmez. Kültürler birbirini yaşatır" demişti. "Kürt Şiiri Antolojisi", kültürler ve diller arası dinamikler için çok önemli bir kaynak; şair ve yazarların sırtlarını dayayabilecekleri Ortadoğu edebiyatı adına büyük bir hazine. Prof. Halman'ın dediği gibi; "Böylesine kapsamlı ve dolgun bir seçki eminim, okurlara da memnunluk ve heyecan verecektir." Kadın şair çokluğu