İyi ki doğdun ve yaşadın

Önce günlerce hava raporları izlendi. Ya yağmur yağarsa. Parkorman’ın asıl keyfi açık havada. Havuz başında dostlarla 30. yaşı kutlamak çok keyifli olacaktı. Tabii yağmazsa. Pine Club’ın kapalı mekânı ve kocaman şemsiyeleri vardı ama tadımız kaçacaktı. Yağmur yağmadığı gibi dolunayın da eşlik ettiği eylül ayının en güzel gecesiydi. Zaten Tanrı’nın da bir sanatsever olduğundan hiçbirimizin kuşkusu yoktu.
Hazırlıklar bu çapta her organizasyonda olacağı gibi epey sancılı geçti. En ağır sancıyı Tuğrul Eryılmaz çekti ve çektirdi. Bu arada reklam servisinden arkadaşlarımız Rima Erdemir ve Kadriye Filiz Ünlü’nün de canı çıktı. Ama değdi doğrusu. Doğumgünümüz gerçekten de kutlu oldu. İşin aslına bakarsanız Türkiye’nin öyle çok da kolay memnun olmayan yüzlerce önemli kişiliğini ağırlamak her babayiğidin harcı değildi. Türkiye’nin bu en köklü sanat dergisinin 30. yaşını kutlamanın keyfi kadar "ağır risköleri de vardı. Kimler gelecek? Ya kimse gelmezse? Ya davetiyeler ellerine ulaşmazsa? Gelenler kutlamadan memnun kalmazlarsa? Bu arada söylemeden geçemeyeceğiz, Milliyet Kültür Sanat Gazetesi’ni hazırlayan ekip olarak tabii ki gecenin en heyecanlıları bizdik. Milliyet Sanat Dergisi’ni de biz çıkardığımız için bir yandan 30 yaşımızı kutlarken diğer yandan Kültür&Sanat Gazetesi’ne haber yakalamaya çalışıyorduk.
Sonuçta, eğer çoğu sanatçı olan konuklarımız nezaketen sıkı rol kesmediyse, herkes çok mutlu bir biçimde ayrıldı. Konukların tümü bizim için çok önemliydi ama iki tanesini ayrı tutmamıza kimse bir şey demez sanırız. Milliyet Sanat Dergisi’nin kuruluşuna en çok emeği geçenlerden Şakir Eczacıbaşı ve Türk edebiyatının büyük kalemi Adalet Ağaoğlu.