Kültür Sanat Kaçırılan tarihi eserler Türkiye’ye dönmeli mi?

Kaçırılan tarihi eserler Türkiye’ye dönmeli mi?

26.10.2011 - 20:50 | Son Güncellenme:

Yurtdışına kaçırılan eserlerin Türkiye’ye iadesi tartışma başlattı. Rahmi Koç, eserlerin bulunduğu yerde bırakılması gerektiğini belirtti. Bu görüşe “Tarih doğduğu yerde güzeldir” anlayışıyla karşı çıkanlar da oldu...

Kaçırılan tarihi eserler Türkiye’ye dönmeli mi

Türkiye’den yurtdışına kaçırılan heykeller, yoğun çalışmalar sonucunda Türkiye’ye birer birer iade ediliyor. En son 22 Eylül’de ABD’den Herakles heykelinin iadesi sağlandı.
Tüm bu gelişmeler sürerken, Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç’un önceki gün, yurtdışına kaçırılan eserlerle ilgili sözleri sanat dünyasında dikkat çekti. Koç, dünyaca ünlü Metropolitan Sanat Müzesi’nde (MET) İslam Eserleri Bölümü’nde yer alan ve Koç ailesinin adını taşıyan iki galerinin açılışında bu konuya değindi.

‘Alaka ortadan kalkıyor’
Koç, Türkiye’den kaçırılmış tarihi eserler için “Onlar zaman zaman Türkiye’ye dönüyor, döneceği yerlerde Türk malı olarak teşhir edilmesi çok daha mühim. Çünkü, Türkiye’ye geldiği zaman birkaç ay bir alaka oluyor, ondan sonra yavaş yavaş bu alaka ortadan kalkıyor ve bu güzel eserler tozlanmaya mahkûm oluyor. Halbuki buralarda bırakılsa -tabii bizim malımız olarak bırakılsa- Türkiye’nin imajını dünya çapında çok daha yükseltir diye düşünüyorum” dedi.
Rahmi Koç’un bu görüşünü uzmanlara danıştık...

Haberin Devamı

Özgen Acar (Gazeteci-Yazar):
Tarih daima doğduğu yerde güzeldir

Bir ülkenin tarihsel, kültürel, dinsel mirası kaçırılamaz, yağmalanamaz. Tarih daima doğduğu yerde güzeldir. Bu mirasın kaçmasına göz yummak yerine, devlet ve özel kişiler olarak aynı bilinçlenmeyi Türkiye’de güçlendirsek daha iyi olmaz mı? Gitmeyen ya da kaçırılıp dönen mirasın bakımı ve halkın eğitimi için maddi manevi çaba göstermek herhalde daha iyi olur.
Örneğin Koç Holding kuruluşu olan Aygaz, Burdur Sagalassos’u ayağa kaldırıyor. Kutlanacak bir olay! New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde Türk sanatını öne çıkarmak için harcanan 10 milyon dolar elbette Türkiye’yi tanıtacak. Ancak “Daha iyi bakılıyor, bırakın orada kalsınlar” dediğimizde, orada bu galerilerde sergilenen bir Osmanlı dönemi camisinin duvarlarından sökülüp götürülmüş İznik çinilerinin akıbetine öteki yapıtlar da uğramaz mı? Türkiye’de ya da Türkiye konumundaki öteki ülkelerde da kaçak kazıları teşvik etmeye, tarihsel, kültürel, dinsel mirası kaçakçının üç kuruş uğrunda tahribine yol açmaz mı?

Haberin Devamı

Doç. Dr. Şevket Dönmez (Arkeolog):
Ait olduğu coğrafyayla bütünleşmeli

Son yıllarda Türkiye’de tarihi eserler, bu toprakların bir değeri olarak algılanmaya başlandı. Bunun sonucu olarak da yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılan eski eserlerimiz için bir mücadele dönemi başlatıldı ve başarılı olundu. Bunun yapılmasındaki amaç, bir sahiplenmenin yanı sıra, kültürün yerinde önemli olduğu ve yerinde sergilenmesi gerektiği temeline dayanıyor. Ait olduğu kültürden koparılan tarihi eserlerin bir süs objesi ya da bir biblodan daha önemli olamayacağı çok açık. Bu nedenle tarihi miras ait olduğu coğrafya ile bütünleştiğinde bir anlam taşır. Eski eserler yardımıyla, yurtdışında Türkiye’nin imajı yükseltilmek isteniyorsa, bunun yolu orijinal sergi projelerinin çeşitli ülkelerce talep edilecek seviyelerde planlanmasıdır.

Ahmet Yeşiltepe (Program yapımcısı):
Bu yaklaşım bana doğru gelmiyor

Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Çok uluslu medya, bazı koleksiyoner ve müzecilerin sıkça kullandığı bir argümanın tezahürü bu sözler.
Diyorlar ki, “Türkler kendi yaşadıkları toprakların değerini bilmiyorlar, kültür mirasının ortaya çıkarılması, korunması ve sergilenmesi gibi konularda yetkin değiller”. Bu da tam reddettiğimiz bir yaklaşım olmalı bence. Evet, bunlar insanlığın ortak mirası; Türklerin yetkin ve bilinçli olmadığı da doğru bir saptama olabilir. Ama buradan kaçırılan, çıkarılan bu işleri onaylamak anlamına gelen bir açıklama. Bunu engellemek lazım. Daha bilinçli ve yetkin olmanın yollarını arayalım.

Haberin Devamı

Tomur Atagök (Sanatçı):
Rahmi Koç’a ister istemez katılıyorum

Herkesin düşüncesi genel olarak o eserlerin Türkiye’ye dönmesidir. Ama diğer taraftan ben Rahmi Koç’a ister istemez katılıyorum. Yani Pergamum Müzesi örneğini vereyim; Berlin’de olan, Türkiye’den giden şahane bir eser vardır. Onun orada olması bizim topraklarımızın ne kadar zengin olduğunu gösteriyor. Birçok insanı daha da meraklandırıyor. Yani hem bakım açısından çok önemli hem de o eserlerin orada gösterilmesi bir kültürlerarası iletişim oluyor. Herkesin düşüncesi genel olarak o eserlerin Türkiye’ye dönmesidir. Ama diğer taraftan ben Rahmi Koç’a ister istemez katılıyorum. Yani Pergamum Müzesi örneğini vereyim; Berlin’de olan, Türkiye’den giden şahane bir eser vardır. Onun orada olması bizim topraklarımızın ne kadar zengin olduğunu gösteriyor. Birçok insanı daha da meraklandırıyor. Yani hem bakım açısından çok önemli hem de o eserlerin orada gösterilmesi bir kültürlerarası iletişim oluyor.

Haberin Devamı

Dr. Filiz Çağman (Eski Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü):
Kaçırılmış eser ise
destek verilmemeli
Kaçırılmış eser ise destek verilmemeli

Metropolitan’daki eseri görmedim, onunla ilgili ne söylesem yanlış olur. Ancak bu pek anlamlı gelmedi. Türkiye’den kaçırılmış bir eser ise, bu müzeye bu tür destek vermenin pek doğru olacağını zannetmiyorum. Prensip olarak da, yasalar gereği de böyle olmaması gerek zaten...

Kaçırılan tarihi eserler Türkiye’ye dönmeli mi

Hiçbir silahın işlemediği Nemea Aslanı’nı boğarak öldüren Herakles’i, asasına dayanmış dinlenirken anlatan Yorgun Herakles heykelinin dünyadaki 60 replikasından biri MS 2. yüzyılda Anadolu topraklarında yapıldı. Yüzyıllar sonra Perge Antik Kenti‘nden çalınan heykelin üst kısmı onlarca yıl sonra bedenine kavuştu.