Kültür Sanat Kadınları neden resmediyorum?

Kadınları neden resmediyorum?

30.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ressam Pat Andrea, figürlerinde kadınların ağırlıklı oluşunu, “Onları çok seviyorum ve anlamıyorum. Anlamadığım öğeleri resmetmeyi de seviyorum” dedi.

Kadınları neden resmediyorum

Aslı  Onat

Hollanda’da doğan, yaşamını 1979’dan bu yana Paris’te sürdüren ressam Pat Andrea’nın “Deliliğe Övgü’nün Yakınlarında” adlı sergisi, 25 Ocak’tan beri Nişantaşı’nda bulunan Dirimart galerisinde izlenebiliyor.

Andrea, klasik resim üsluplarına alışık sanatseverleri şaşırtacak nitelikteki eserlerinde, sabit beden oranlarına sırt çevirerek ironik, zaman zaman da ürkütücü görünümlü figürler yaratıyor. Ağırlıklı olarak kadın imgesini kullandığı resimlerindeki bedenler, bazen karşımıza kocaman bir baştan ve iki bacaktan ibaret olarak çıkıyor.

Andrea’nın sergisini gezenler, kocaman yüzlere yerleştirilmiş komik, trajik, çaresiz ve dehşet verici ifadelerin karşısında kalıveriyor.

Karikatürden besleniyorum

Dirimart’ta görüştüğümüz Andrea, çalışmalarını üretirken karikatür sanatından ve 'şiddet’ öğesinden bolca beslendiğini ifade ediyor:

“Resimlerimi dünyadaki şiddeti göstermenin bir yolu olarak görüyorum. Günlük hayatın içindeki formları düşünce ve duyguyla rahatsız edici bir biçime dönüştürüyorum. Hayata ve bedene dair parçalar hem gerçekçi hem de bir rüyadaymış izlenimi veriyor; bilinçle bilinçaltı yan yana gidiyor.”
1976’da Güney Amerika’ya yaptığı yolculuk, ressamın 'şiddet’le ilgilenmesine zemin hazırlamış ve sanata bakışını tamamen değiştirmiş:

“Kullandığım formlar geçmişten bugüne pek değişmedi, ama o yolculuktan sonra sanata bakışım tamamen farklılaştı. Arjantin’de yaşıyordum. O dönem ülkede yaşanan askeri darbenin solu kıyıma uğratmasından etkilendim. Çevrem şiddetle çevreliydi ve bunları göstermeliyim diye düşündüm.”
Figürlerinde kadınların ağırlıklı oluşunu, “Onları çok seviyorum ve anlamıyorum. Anlamadığım öğeleri resmetmeyi de seviyorum” diye açıklıyor Andrea.

Baş ve bacaklardan ibaret gövdeler hakkında da, “Bir gün düşünürken, resim yapmaya yeni başlayan çocukların da insanları böyle çizdiğini fark ettim. Dolayısıyla resimlerim garip değil diye düşündüm” diyor. Konuşmanın sonuna doğru sanatın özgürlüğü konusu gündeme geliyor. Andrea, yakın zamanda Fransa’da yaşanan bir olayı şöyle anlatıyor:  

“Paris’te ders verdiğim okulun yöneticisi, bu göreve gelmeden 6 yıl önce 'Çocukluk ve Çağdaş Sanat’ adlı bir sergi açmıştı. Sergideki bazı resimlerin 'rahatsız edici’ bulunduğu iddiasıyla yıllar sonra mahkemeye çıkarıldı. Oysa hepsi harika çalışmalardı. Fransa, beşiklik ettiği sanatı böyle yargılamaya kalktı. Oysa sanat hep özgür olmalıdır.”

Sergi 22 Şubat’a kadar görülebilir.
Dirimart (0212) 291 34 34