Kültür Sanat Katil bize bir şeyler anlatıyordu

Katil bize bir şeyler anlatıyordu

29.05.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:

.

Katil bize bir şeyler anlatıyordu

Birden başım dönmeye başladı. Kendimi iyi hissetmiyordum. Odada oturduğum sandalyeden gözlerim kararıp düşmek üzereyken, Cengiz beni son anda tutmuştu.

Haberin Devamı

Gözümü Milas’ta hastanenin acil servisinde açmıştım. Aldığım darbenin etkisinden boyundaki omurlarım zarar görmüş olabilirdi. Bunun üzerine acil doktoru hemen müdahale ederek bir boyun MR’ı çekilmesini istemişti. Birkaç saat sonra gelen filmlere göre enseye aldığım darbe sonucu omurlarda bir sinir sıkışması olduğu saptanmıştı. Daha sonra konan teşhis anladığım kadarıyla bunu işaret ediyordu. Bir boyunluk takılarak ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar verildi. Doktor mutlaka dinlenmem ve boyunluğu birkaç gün çıkarmamam önerisinde bulunarak taburcu etmişti. Bu arada Sezai Amir aramış ve geçmiş olsun dileğinde bulunmuştu. Nasıl hissettiğimi, devam edip etmeyeceğimi sormuştu. “Devam edebilirim sorun yok,” dedim. Seza’yı soruşturmaya dahil etmek istediğini, itiraz istemediğini, bir iki gün evde dinlenmem gerektiğini söyledi. Anlaşılan doktorla görüşüp durumum hakkında detaylı bilgi almıştı.

Haberin Devamı

Ancak bu emrivaki durum canımı yine çok sıkmıştı. Daha önce de belirttiğim gibi Seza Komiser’le aramda bir sorun yoktu, hatta severdim kendisini, ama bu dosyaya ortak olmasını istemiyordum. Bu durum beni başarısız gösterebilirdi. Amir, katili elimden kaçırmamdan pek hoşlanmamıştı anlaşılan, sesinde bir hoşnutsuzluk tınısı yok değildi.

***

Cengiz beni araçla eve bırakmıştı. Biraz dinlenirsem daha iyi olacağımı tahmin ediyordum. Çok da uykusuzdum. Sadece darbenin etkisiyle zoraki uyumuştum ama bu dinlenmek için yetersizdi. Topu topu üç dört saat uyumuştum. Saat sabahın dokuzuydu ve ben uyuyabilmek için yatağıma yatmıştım.

Kabuslarla uyandığımda saat üçe geliyordu. Altı saat deliksiz uyumuştum.  Telefonumda birçok mesaj vardı. Bunların hepsi geçmiş olsun mesajlarıydı. Sıcak bir kahveye ihtiyacım vardı. Ve kurt gibi de acıkmıştım. Önceki akşam saat sekizden bu yana ağzıma bir lokma yiyecek girmemişti. Kendime peynir, omlet, domates ve salatalıktan oluşan öğleden sonra kahvaltısı hazırladım ve afiyetle yedim. Cengiz’i arayıp gelişmeleri sordum. Tüm standart çalışmalar yapılmış, ceset otopsi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti. Olay Yeri İnceleme, diğer cinayetlerde olduğu gibi yine önemli bir delil bulamamıştı. Ama tek görgü tanığı olan bana göre katil yalnız hareket ediyordu. Kamera görüntülerinden de tekneden tek başına ayrıldığı gözlenmişti. Belki kendisine yardımcı olan başkaları da olabilirdi ama görünüşe göre şimdilik yalnız hareket ettiğini kabul etmemiz gerekiyordu. Diğer cinayetlerden tek farklı yanı, cesedin üzerine bırakılan iskambil kağıdıydı.

Haberin Devamı

“Seza Komiser dosyaya dahil oldu mu?”

“Evet komiserim. Bugün bizi topladı ve cinayetler hakkında bilgi aldı. Dosyayı inceleyeceğim. Sonra neler yapacağımızı hep birlikte konuşuruz,” dedi.

“Öyle mi?”

“Evet komiserim.”

“Peki sende yeni bir şeyler var mı bana söyleyeceğin?”

“Ha komiserim, az daha unutuyordum. İyi ki sordunuz. Avcı bıçağını araştırdım söylediğiniz gibi. Muğla sınırları içinde bu marka bıçağı satan iki dükkan buldum. Ama satıcı, bıçağı son bir yıl içinde Fethiyeli bir müşteriye sattığını, birini de kime sattığını hatırlayamadığını söyledi. Fethiyeli kişi gerçekten avcıymış. Şimdilik bu kadar.”

Haberin Devamı

“Peki.”

“Ne dersiniz devam edeyim mi?”

“Şimdilik gerek yok, teşekkürler. Yalnız bu bilgileri sakla, hatta rapora yaz, belki lazım olur.”

“Tamam efendim. Sizin durumunuz nasıl, işe başlayabilecek misiniz?”

“Uyumak iyi geldi. Kendimi daha iyi hissediyorum. Bugün ve yarın dinlenip pazartesi başlamak istiyorum bir aksilik olmazsa. Amire de ters gitmiş, sözünü dinlememiş olmak istemiyorum.”

“Anlaşıldı komiserim.”

“Ha bu arada, şu Şevki Kartal’ın kaçakçılık işiyle ilgili bir şeyler çıktı mı?”

“Maalesef komiserim. Sordum soruşturdum ama kimse bir şey bilmiyor o konuda…”

“Ali’de bir şeyler var mı?”

“İkimiz araştırdık zaten komiserim.”

“Tamam anladım, araştırmaya devam.”

“O zaman pazartesi görüşürüz, kendinize iyi bakın komiserim.”

“Umarım.”

“Cengiz bir dakika, adamın karısıyla görüşüldü mü? Karısının haberi var değil mi, eşinin cinayete kurban gittiğinden?”

“Evet komiserim, karısına bilgi verildi ama görüşülmedi.”

“Tepkisi ne olmuş?”

Haberin Devamı

“Malum komiserim, ağlamış. ‘Biliyordum böyle olacağını, günün birinde geberip gideceğini…’ diye tepki gösterip sızlanmış biraz.”

“Peki Cengiz, kolay gelsin. Zühre’ye karısıyla konuşmasını söylerim.”

***

Karo as… Ne demekti bu şimdi? Mandalina ve nota bir de iskambil kağıdı eklenmişti. Bilmeceden hoşlanan bir katilimiz vardı demek ki… Bu türden cinayetler filmlerde, romanlarda olurdu ama gerçek hayatta da olabiliyormuş demek ki. Katil bize bir şeyler anlatıyordu; belki böylece birilerine de mesaj falan veriyordu herhalde…Üç cinayet… Seri cinayetler… Seri cinayetler işleyen hayalet katil… Bizimle oyun oynayan, bulmaca meraklısı cinayetler işleyen bir hayalet katil… Birkaç dakika önce tekneye girseymişim, belki de katili yakalayabilecektim. Ya da o beni de boğazlayıp öldürecekti… Belki yaralanacaktım. Belki öldürecektim. Belki ben onu yaralayacaktım. Belki Metin Caner kurtulacaktı.

Belkiler, belkiler, belkiler…

Aslında Zühre’yi aramalıydım. Bugün izin günüydü ve mutlaka o Engin soytarısıyla birlikteydi. O nedenle aramak da istemiyordum. Ancak kadınla diyaloğa giren o olduğu için zaman kaybetmeden onun görüşmesi daha doğru olabilirdi. En azından kadın ortadan yok olmadan konuşulmalıydı.

ARKASI YARIN...