Kültür Sanat‘Kendi fincanımı kendim yaparım’

‘Kendi fincanımı kendim yaparım’

29.06.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:

Kimileri için bu uğraş bir terapi, kimileri için yeni bir sosyal alan, kimileri içinse gündelik hayatta kullandığı objeye anlam katma yolu... Peki seramik atölye ve workshoplarına bu yoğun ilginin ardında ne var?

‘Kendi fincanımı kendim yaparım’

Melisa Vardal  - Son yıllarda seramik kurslarına gösterilen ilgi dikkat çekici ölçüde arttı. Seramik sanatçısı Seda Boy atölyelere yönelimin temelinde daha derin bir arayış olduğunu vurgulayarak gündemlerin ağırlığı, iş yerlerinde yaşanan tatminsizlik ve genel mutsuzluk hâlinin, insanları üretmeye ve yaratmaya yönelttiğini ifade ediyor. Sanatçı Duygu Faga bu ilgiyi sosyal medyanın etkisine, el emeği objelere duyulan özleme ve kişisel üretimin verdiği hazza bağlıyor. KTSM adına konuşan Simge Abay ise seramik atölyelerine yönelik ilginin insanların dokunma, üretme ve kendini ifade etme ihtiyacından kaynaklandığını söylüyor. 

Haberin Devamı

‘Yemek takımı almak yerine yapmak istiyorlar’ 

Duygu Faga / Seramik Sanatçısı 

Aslında yaklaşık bir 10 senedir seramik atölyelerine ve workshoplarına yoğun ilgi olduğunu düşünüyorum, bir ara pastacılık ve fotoğrafçılık çok popülerdi şimdi ise seramik ve pilates. Seramik sanatıyla ilgilenen ünlü kişilerin yaptıkları paylaşımlar sebeplerden biri. Çünkü insanlar güzel kahveyi güzel bardaklarda içmek istiyorlar, bu durum ayrı bir lezzet daha katıyor. Aynı şey yemek için geçerli; birçok ünlü şef yemeklerini çok özel tabaklarda sunuyorlar, sanatçılarla çalışıyorlar. Seramik sanatına artan talebi değerlendirmek gerekirse, bunu olumlu görüyorum. Çünkü insanlar seramik bir form oluşurken ne kadar emek harcandığını bir nebze de öğrenmiş oluyor. İnsanlar ortaya eserlerini çıkarınca çok mutlu oluyor ve onları günlük hayatta kullanmak büyük haz veriyor Artık yemek takımı almak yerine bir kursa gidip kendi yemek takımlarını yapıp onları kullanıyorlar. Türkiye’de birçok sempozyum düzenleniyor, seramik sanatçılar ve seramik sevenler toplanıyor; tedarikçi firmalar tanıtımlar ve yarışmalar düzenliyor. Genç kuşak sosyal medyayı çok başarılı kullanıyor. Umarım daha da güzel yaratıcı işlerle seramik aşkı devam eder. 

Haberin Devamı

‘Derdinden uzaklaşmanın etkili bir yolu’

Seda Boy – Seramik Sanatçısı

Seramik sanatçısı olarak ben nitelikli eğitim vermekten yanayım. ‘Yap geç’ ya da ‘kopyala’ mantığı benim üretim hayatıma uygun bir bakış değil. Öğrencilerime de yeni bir şeyi kendilerinden tasarlayarak üretmeleri konusunda destek oluyorum. Bu kadar çok yaygınlaşması bizler için hem iyi hem kötü. Ahlaki olarak kendi işini en iyi şekilde yapmaya değil, hep kolay olana (kolay olduğunu sanılıyor) eğilim var. Toplum da bu yönde yönlendiriliyor, hatta mecbur bırakılıyor. Hâlbuki benim gözlemlediğim kadarıyla, çoğunlukla zamanını daha anlamlı şekilde değerlendirmek isteyen, kendine yeni bir meziyet katmak isteyen kişiler bu alanlara yöneliyor. Harcadığı para karşılığında hem keyifle kendine ayırdığı bir zaman kazanıyor hem de elle tutulur bir üretim yapmanın tatminini yaşıyor. İnsanların bu kadar ilgi göstermesinin sebebi bence şöyle özetlenebilir: Sosyalleşmek için alan arıyorlar. Buna herkesin ihtiyacı var ve alanlarımız gittikçe kısıtlanıyor. Gündemler insanların üzerine çöküyor, iş yerlerinde insanlar nitelikli iş yapamıyor, kendini bu alanda doyuramıyor çünkü her şey çok otomatik. Tüm bunlar genel bir mutsuzluk hâli yaratıyor. Üretmek ve yaratmak ise insana büyük bir haz veriyor. Kısa süreli de olsa bu etkinliklerde o eksikliği kapatmaya çalışıyorlar. “Sanat terapidir” demek artık çok klişe oldu ama derdinden uzaklaşmanın en etkili yollarından biri hâlâ bu.

Haberin Devamı

‘Sanatseverler artık sadece izleyici değil’

Seramik atölyelerine artan ilgi, aslında günümüz insanının dokunma, üretme ve kendini ifade etme ihtiyacının doğal bir yansıması. Seramik, hem bireysel bir terapi alanı sunuyor hem de insanlar arasında bağ kurmayı mümkün kılan eşsiz bir zemin yaratıyor. Çamura dokunan eller, yaşadığı dünyaya da daha duyarlı dokunuyor. Sanatseverler artık yalnızca izleyici olmakla yetinmiyor; sanatın bir parçası olmayı, sürecin içinde yer almayı önemsiyor. Kale Grubu olarak bunu kültürel bir dönüşüm alanı olarak görüyoruz. Kurucumuz İbrahim Bodur’un seramiğe ve sanata duyduğu derin sevgi, bizim bu alandaki yaklaşımımızın temelini oluşturdu. “İyi Bak Dünyana” diyerek çıktığımız bu yolda, seramiğin estetikten çok daha fazlası olduğuna, bir yaşam kültürü ve toplumsal bilinç taşıyıcısı olduğuna inanıyoruz. Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) çatısı altında başlattığımız “KTSM Mahallende” projesi ise bu desteği sahaya taşıyan, daha katılımcı ve erişilebilir kılan özel bir örnek. Amacımız, seramiği atölye duvarlarının ötesine, mahalleye, gündelik yaşama, komşuluk ilişkilerine taşımak.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler