Kültür Sanat Müzik, sinema, politika ve nostalji

Müzik, sinema, politika ve nostalji

19.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Terence Blanchard ve Beşlisi’nin, İstanbul Şehir Orkestrası ile birlikte verdiği Spike Lee film müzikleri konserini ünlü yönetmen bizzat sundu

Müzik, sinema, politika ve nostalji

Alin Taşçıyan

Denizden hafif bir rüzgar sırtımızda, iki kıta arasında gidip gelen vapurlar arkamızda, hilal  tepemizde, Sepetçiler Kasrı’nın Osmanlının hayatın keyfini sürme geleneğini anımsatan bahçesindeki sahnenin önüne dizilmişiz. Karşımızda iyi müzik ve iyi film yapmakla yetinmeyen, ülkelerinin ve halklarının temel meselelerine duyarlılık gösterip etkin politika yapan iki sanatçı var. Neredeyse çeyrek yüzyıla yaklaşan işbirliklerinin ve dostluklarının yolculuğuna çıkmışız:

Biz otururken yol, film fotoğrafları, müzikleri ve şarkılarıyla akıyor gözlerimizin önünden. Her imge, her ezgi, her ses, her yüz bir anı... Zamanımıza damgasını vuran önemli olaylar da eksik değil, coşkumuz da! Terence Blanchard ve Beşlisi’nin, Hakan Şensoy yönetimindeki İstanbul Şehir Orkestrası ile birlikte Spike Lee film müziklerini, multivizyon gösterisi eşliğinde sunduğu konser nostaljik bir yolculuktu. Sitemli aşk acısı inlemeleriyle hak ve özgürlük talep eden asi kara çığlıkları; ergenliğin büyüme sancılarından yetişkinlerin pişmanlıklarına çeşitlenen bir hüznün uzun iç çekişlerini dinledik. Afrika’nın bereketli ormanlarından Kuzey Amerika’nın pamuk tarlalarına, tarlalardan kilise ayinlerine, ayinlerden New Orleans, Chicago, New York arka sokaklarına çağlayarak akan ve nihayet en görkemli salonlarda köleleri seçkinler arasına katan cazdı bizi nostaljiye sürükleyen.

Gözler fragman aradı

İki saat aralıksız süren ve efsanevi Patti Austin’in yanı sıra genç ve güçlü gırtlağıyla Hilary St. Soul ve Malcolm X tarzı giyinmiş Bilal’in de solist olarak katıldığı konserin görsel yanı zayıf göründü önce. Gözlerimiz fotoğraflardan çok fragman aradı. Ama belli ki film, sesiyle bir bütün olduğu için konserle karışıp bir kakofoni yaratırdı. Sessiz oynatmak da olmazdı. O yüzden gösterdikleriyle konuşan fotoğraflar tercih edilmiş olmalı. Nitekim Spike Lee’nin en iddialı filmine de konu olan siyah lider Malcolm X için hazırlanan belgesel nitelikli 'hommage’ gösterilirken enstrümanlar saygıyla sustu. 

“Bamboozled” filmiyle başlayan ve sırasıyla  “Köstebek”, “Clockers”, “Malcolm X”, “Jungle Fever”, “25. Saat”, “Mo’ Better Blues” ile devam eden konserin doruk noktası “25. Saat”in seslendirilmesiydi.

Lee ve Blanchard’ın “en beyaz” filmleri olmasına rağmen genç bir adamın hapse girmeden önceki pişmanlık dolu gününü Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılan kulelerinin yarattığı boşlukla, ölenlerin anısına gökyüzüne uzanan iki mavi ışık huzmesi konan Ground Zero ile ilintilendiren filmin görüntüleriyle müziğin hüznü birleşti.
Konserin finali ise ayrıca anlamlıydı. Spike Lee ve Katrina Kasırgası yüzünden New Orleans’taki evini bırakıp Los Angeles’a gitmek zorunda kalan Terence Blanchard geride kalan, mağdur ve kurban olan çoğunluğu Afro-Amerikalı yoksulların acısını dile getirmek için “When the Levees Broke” adlı belgeseli yapmıştı.
Belgeselin müziğine eşlik eden görüntüler, felaketin korkunç boyutlarını sergiliyordu. Bütün solistler ve Spike Lee, New Orleanslıların ve köle atalarının anısına “The Ghosts of Congo Square”i seslendirdikten sonra ne onların bis yapacak halleri kalmıştı ne de biz izleyicilerin bis isteyecek şımarıklığı...