Kültür SanatÖdül şansı var ama Altın Palmiye zor...

Ödül şansı var ama Altın Palmiye zor...

22.05.2011 - 01:01 | Son Güncellenme:

Nuri Bilge Ceylan’ın filmi Cannes’da bahisçilerin favorisi oldu. Filmlerin düzeyinin oldukça yüksek olması nedeniyle ilk kez tahmin yürütmek zor. Ancak “Bir Zamanlar Anadolu’da” ilk üçe rahatlıkla girebilir...

Ödül şansı var ama Altın Palmiye zor...

64. Cannes Festivali’nde önceki gün gösterilen iki filmin ardından gözler jüriye çevrildi. Bu gece Palmiyeler sahiplerini bulacak. Öncelikle şunu söylemeliyim, uzun yıllardır ilk kez tahmin yürütmek bu kadar zor. Bunun nedeni, yarışma programına seçilen filmlerin düzeyinin oldukça yüksek olması. Bütün filmleri izledikten sonra, ödül listesine girebilecek en az 7-8 film üzerinde konuşuyoruz. Oysa, geçen yıllarda en çok 3 filmin adı geçerdi tahmin listelerinde.
Dünkü yazımızda adını andığım filmler arasına, Nuri Bilge Ceylan’ın filmi de katıldı, önceki günkü basın gösteriminden sonra. Ama, bu yıl yarışan pek çok film gibi bu film de, eleştirmenleri böldü. Bir kısmı, Altın Palmiye’yi hak eden bir film olduğunu düşünürken, diğerleri filmi fazla uzun buluyor ve anlatmak istediklerini tam anlatamadığını düşünüyor. Bu işin bir de kumarı olduğunu öğrendik bu yıl. Altın Palmiye’yi kim alır diye bir bahis var ve “Bir Zamanlar Anadolu’da” dünden itibaren birinci sırada yer alıyor. Arkasından da Michael Hazanavicius’un “The Artist”i geliyor. Bize göre de, Ceylan’ın son yapıtı, ilk üçe rahatlıkla girebilecek yetkinlikte.

Belki de en zor film
Tabii, ödül tahminlerinde bulunurken Cannes jürisini iyi analiz etmek lazım. Bu filmler arasında, hangi jürinin önüne koyarsanız koyun, sonuç değişmez diyeceğimiz bir film yok. Farklı jürilerin farklı sonuçlara varacağına eminim. Jüri kompozisyonu, ilk bakışta Ceylan sinemasına hayranlık duyacak bir kompozisyon gibi görünmüyor.
Fransız yönetmen Olivier Assayas’ın, Norveçli yazar Linn Ullman’ın, Çad’lı yönetmen Mahamat Saleh Haroun’un ve Arjantinli oyuncu Martina Gusman’ın -yaptıkları filmleri göz önüne alarak- Ceylan’ın sinemasını yadırgamayacağını söyleyebiliriz. Ama Jude Law’, Nansun Shi, Johnie To, Uma Thurman ve Başkan Robert de Niro’nun tercihlerinin nereye yöneleceğini tahmin etmek zor. “Bir Zamanlar Anadolu’da”, festivalde gösterilen filmlerin belki en zor olanı.
İki buçuk saatlik bir sürede, çok az olay var. Film, bir günbatımında başlayıp, ertesi sabah bitiyor. Bu süre içinde, bir cinayet parantezinde Anadolu’nun bir kasabasının ve o kasabada ‘konuk’ olan resmi görevlilerin ruh halini anlatıyor Ceylan. Katil zanlısı başta olmak üzere, filmin kahramanlarının dünyalarını keşfetmek için fazla bir ipucu yok.
Bu kasaba ‘otopsisi’nde, Çehov’u, Yakup Kadri’nin “Yaban”ını anımsatan bir merkez-çevre çatışmasının ipuçlarını bulmak olası. Bozkırın ortasında, hiçbir şeyin olmadığı, ama hep bir şeylerin olmasının beklendiği o korkunç sessizliği ve o sessizliğin kararttığı ruhları duyumsatan bir sinema bu.
“Bir Zamanlar Anadolu’da”, Nuri Bilge Ceylan’ın bugüne dek yaptığı beş uzun metrajlı filmdeki temaların hepsini birden buluşturan bir film. Filmin en büyük meziyeti estetik bütünlüğü. Baştan sona hiç aksamayan anlatım tutarlılığı; görüntülerinin, sanat yönetiminin, ses kurgusunun mükemmelliği ve hoyuncu kadrosunun verdiği takım oyunu. Görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’nin bozkırın atmosferinihissettiren çalışması, Ceylan’ın anlatımı ile mükemmel bir bütünlük kuruyor. Muhammet Uzuner, Yılmaz Erdoğan, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan, Fırat Tanış ve Ercan Kesal’dan oluşan kadro son derece başarılı. Jürinin yerinde olsam, erkek oyuncu dalında toplu bir ödül verirdim. Altın Palmiye adayımsa, Aki Kaurismaki’nin “Le Havre”ı.

KEŞFETYENİ
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?
Herkes merak ediyordu sır perdesi aralandı: Harika Avcı'ya ne oldu?

Cadde | 27.05.2025 - 14:39

Bir döneme güzelliği, sesi ve oyunculuğuyla damga vuran, Türkiye’nin kalbinde özel bir yer edinen ünlü sanatçı Harika Avcı, yıllardır süren sessizliğini nihayet bozdu.

Yazarlar