20.05.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
SERAY ŞAHİNLER
SERAY ŞAHİNLER- Türk edebiyatının en özel yazarlarından Orhan Kemal’in anısına ailesi tarafından verilen 54. Orhan Kemal Roman Armağanı tüm eserleriyle Ayşe Kulin’in oldu. Jüri, “40 yılı aşkın zamandır edebiyata katkılardan dolayı” ödülün Kulin’e verildiğini açıkladı. Fakat bu tercih tartışmaları da beraberinde getirdi. Özellikle sosyal medyaya yansıyan yazar ve okur paylaşımlarında ödülün neden Kulin’e verildiği ve kararda neden bütün eserlerin belirleyici olduğu sorusu soruldu. İddiaları ve eleştirileri Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’yle konuştuk.
Orhan Kemal Roman Armağanı’nın bu yıl bir kitaba değil de külliyatıyla Ayşe Kulin’e verilmesi tartışma yarattı. Süreç nasıl ilerledi, bu eleştirilere ne diyorsunuz?
Ben saygılı bir insanım, herkesin yazdığı bir sayfa bile çok önemlidir. Ama bu bir yarışma, bu yıl 75 kitap katıldı ve biri seçilecekti. Ayşe Kulin de “4 Gün 3 Gece” ile katıldı, romanının adı da zikredebilirdi ama kendisinin Türk Edebiyatı’na 40 yıldır verdiği müthiş bir emek var. Bunu ihmal etmemek gerekir diye tüm eserleriyle onu ödüllendirdik. Oy birliğiyle değil oy çokluğuyla bir seçim oldu, jüri arasında konuşuldu, tartışıldı. Başka kitaplar da konuşuldu ama oylamada Ayşe Hanım öne geçti. Her dönem bir yazar öne çıkmıştır ve ödülü ona vermişizdir. Biz aile olarak sonuçtan memnunuz. Aileyi temsilen de zaten bir oyumuz var. Jürinin kararına her zaman saygılıyız. Geçmişte ailenin benimsemediği isimler bile kazanmıştır.
Ödülün Everest Yayınları tarafından verildiği iddiası ve Ayşe Kulin’in de Everest yazarı olması bir başka tartışma konusu oldu. Yayınevinin süreçte bir rolü oldu mu?
Biz yıllar önce Everest Yayınları’na “Yarın bir gün ölüm var, bir kurum bu roman armağanını ileriye taşısın” dedik. İki yıl da onlarla birlikte armağanı sürdürdük fakat sonra yayınevinin yazarları “Biz de yazıyoruz ama yarışmaya katılamıyoruz” diye sitem etti. Çünkü ‘Everest Yayınları’nın yazarları katılamaz’ diye bir madde koymuştuk. Sonra baktık yazarlar da üzülmeye başladı, eskiye dönelim o zaman dedik. Şu anda bu yarışmada Everest Yayınları’nın hiçbir fonksiyonu yok. Yarışmayı sadece aile yapıyor, onlar da bir yayınevi olarak katılıyor sadece. Bu zamana kadar 54 ödül verdik, lütfen internet sitemize baksınlar kaçı onlara gitmiş. Ben bu yarışmanın hafızasıyım, böyle bir şey yapar mıyım? Orhan Kemal’in kitapları oradan çıkıyorsa bu bir suç mu? Başka bir yayınevinden çıksaydı oranın yazarlarını görmezden mi gelecektik?
‘Yönetmeliği değiştiremeyiz’
Bu sonuçla birlikte ödüle roman dışı tercihler için ‘Onur Ödülü’ kategorisinin eklenmesi önerileri de geliyor. Böyle bir düşünceniz olur mu?
Ödülün Ayşe Kulin’e verilmesi neden sorun oluyor anlayamıyorum. 2000’de Oktay Akbal’a da aynı şekilde ödül verdik; o yıl ödüle değer bir roman bulunamadı, seçici kurul üyesinin önerisiyle bir yazara verilmesine kararlaştırıldı. Çünkü yönetmelikte böyle bir maddemiz var. 54 yıldır bir geleneği sürdürüyoruz. Nobel Edebiyat Ödülü verilirken bir kitabı seçelim bir de onur ödülü verelim diye bir şey mi var? En büyük jüri halktır, Ayşe Kulin 84 yaşında, bir Watpadd yazarı değil, bütün sosyal olaylarda en ön safta, böyle bir yazara karşı bunu nasıl düşünüyorlar anlamıyorum. Biz bunu edebiyata vefa olarak gördük; halk okuduktan sonra bu eleştirilerin hiçbirisi söz konusu olamaz. Biz de bu yönetmeliği değiştiremeyiz. Zülfü Livaneli üç kez katılıp üçüncüde ödül aldı, Ahmet Altan üç kere katılıp almadı. Romanlar değersizdir olayı değildir bu. 54 ödülün listesine de bakılsın, çok meşhur olan yazar sayısı 10’u geçmez.