Kültür Sanat Paranın tadına bakmak

Paranın tadına bakmak

21.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mimi Oka, yemeği alışılmışın dışına çıkaran bir sanatçı. "Orfeus Baba" adlı kitabın iki yazarından biri.

Paranın tadına bakmak

Paranın tadına bakmak

Mimi Oka, yemeği alışılmışın dışına çıkaran bir sanatçı. "Orfeus Baba" adlı kitabın iki yazarından biri.

ŞEBNEM ŞENYENER/NEW YORK

Paranın tadına bakmak
Yirmi kişilik yemek masasının bulunduğu salon, 17. yy. Felemenk dekoruyla Peter Greenaway’in film setinden farksız. Nitekim bu yemek masasının üstünde yer alan alçı kafatası 16. ve 17. yy. Felemenk ressamlarının hayat, ölüm ve ruh karşısında maddiyatın, zenginliğin anlamsızlığını vurgulayan felsefesinin simgesi.
Evsahibesi konuklarına servis masasında duran tadımlıkları işaret edip sordu: "Paranın tadına bakmak ister misiniz?" Davetlilerin faltaşı gibi açılan gözleri evsahibesinin işaret ettiği servis masasındaki bir tabak dolusu altın top ve bir tabak dolusu yüz dolara takıldı kaldı bir süre. Konuklarının şaşkınlığını yatıştırmak amacıyla evsahibesi ilk tabağa bir kaç altın top, birkaç yüz dolarlık koyarak önündeki ilk konuğa uzatıp tekrarladı sorusunu:
"Paranın tadına bakmak ister misiniz?" Bazılarından hafif gergin bir iki kahkaha duyuldu önce. Tabaklar dağıldıkça gerginlik yerini yavaş yavaş altın ve paranın kokusunu almaya bıraktı. Misafirler önce koklayarak, sonra çatallarını toplara ve paralara batırarak ilk teması gerçekleştirdiler.
Burası Manhattan’ın güneyinde Soho’da, bu civarın bütün özelliklerini taşıyan büyük bir apartman dairesi. Davetin konukları Davos zirvesi için New York’a dayanışma göstermeye gelen dünyanın en zenginlerinden otuz beş kişi. Şüphesiz paranın ve altının tadını gayet iyi bilen tipler. Belki de o sebeple para ve altın yemek tabaklarında önlerine sunulduğunda tadına bakmakta tereddüt ettiler. Sonunda cesaret gösteren bir konuk altın topa çatalını batırdı ve ağzına attı. Karşılaştığı süprize inanamadı bir süre. Sonra, büyük ölçüde rahatlamış bir edayla lokmasından aldığı lezzeti kaşlarıyla ve başını sallayarak anlattı, diğer konukları aynı şeyi yapmaya davet etti. Derken yüz doları çatalladı, onun da lezzetinin olağanüstü olduğunu etrafındakilere ağzı dolu olduğu için elleri ve kollarıyla işaret ederek izah etti. Böylece işin sırrını öğrendik: Altın toplar üzeri altın yaldız kaplı köfteler, yüz dolarlıklar ise aynı yüz dolara benzeyen makarnalar aslında. Evsahibesi Mimi Oka. Burası Mimi’nin "orfik stüdyosu" ya da yemek sanatını gerçekleştirdiği mekân.
Mimi Oka yüzyıl başındaki İtalyan Gelecekçi Hareketi lideri Filippo Tommaso Marinetti ve "Ulvi Damakötan etkilenerek yemeği alışılmış, beklenilenin dışına çıkarıp değiştiren bir sanatçı aslında. Önümüzdeki ay piyasaya çıkacak olan "Orfeus Baba" adlı kitabın yazarı. Kitabın bir diğer yazarı Dug Fitch. Dug ve Mimi çoğu kez "yemek" gösterilerini birlikte hazırlıyorlar. Orfeus ismi, mutfakta müzikteki ahengi bulmak kadar mitolojideki derin yeraltı, psikolojideki öze varış türünden bir esintiden geliyor. Mimi ile Dug birlikte ürettikleri sanatta çok duyumlu yiyecek kavramını geliştirmeyi amaçlıyorlar. Renkleri, dokunması, kokusu, tadı ve sesi ile beş duyuya hitap eden yemek peşindeler. Mimi’ye göre yemek bir tablo gibi değişik mesajları iletebilen bir zemin. Bu akşamki gösteri, paranın tadını gayet iyi bilen davetlilere para tattırarak gerçekleştirilen bir "orfik deneyim" örneği.





KÜLTÜR & SANAT