Kültür SanatPistlerin kralı

Pistlerin kralı

29.06.2025 - 02:00 | Son Güncellenme:

“F1: The Movie/F1 Filmi”, muhteşem çekilmiş yarış sahneleri ve başrolündeki Brad Pitt’in F1 pilotu performansıyla dikkat çekiyor.

Pistlerin kralı

Müjde Işıl - Bazen bir işi sadece para için yapmazsınız. Yaşattığı öyle an ya da anlar vardır ki sadece o anda kalmak ve onu tekrar yaşamak ister, sadece o anda gerçekte yaşadığınızı hissedip hayattan gözünüz açık gitmeyeceğinizi bilirsiniz. Ama bunu idrak etmek için yaş almak ve yeni neslin gözünde biraz ‘dinozor’ olmak gerekir. “F1: The Movie/F1 Filmi” işte bu duygunun yarış pistine dökülmüş hâli. 

Haberin Devamı

Aslında bu hikâyenin benzerini 2022’de izlemiştik “Top Gun: Maverick”te. Yönetmen Joseph Kosinski, yapımcı Jerry Bruckheimer, senarist Ehren Kruger, görüntü yönetmeni Claudio Miranda ve besteci Hans Zimmer yeniden bir araya gelerek “F1 Filmi”ne imza atmış. Bunda da usta-çırak, eski nesil-yeni nesil ve makine-insan mukayesesi merkezde yine. Yaşın dalga geçilecek bir handikap değil, parayla elde edilemeyecek kadar değerli bir kazanım olduğunu, her ne kadar teknolojiye hâkim olsalar da gençlerin önünde sonunda tecrübeye ve onun getirdiği karar alma, kriz çözme yetisine saygı duymaları gerektiğini savunuyor iki film de. İkisinde de gençlerin alay ettiği ‘dinozor’ kahraman, onlara öğrenecekleri çok şey olduğunu gösteriyor. 

Haberin Devamı

Pistlerin kralı

Kadınların ağırlığı 

Yaş dışında başkahramanlar arasında fark da var. Tom Cruise’un canlandırdığı Pete Mitchell, yıllara rağmen zehir gibi bir pilottu ve zamanın karşısında bir kaybeden değildi. Brad Pitt’in canlandırdığı Sonny Hayes ise ‘90’ların yıldızı iken geçirdiği kaza sonrası hayatı tepetaklak gitmiş bir kaybeden. Hiç F1 şampiyonluğu kazanamamış ama hâlâ asfaltı ağlatabiliyor. Asıl ilginci “Senna” belgeseliyle kurulan bağ. Belgeselde Ayrton Senna’yı ölüme götüren süreçte sistemin kötü kullanımının ve ayak kaydırma oyunlarının büyük rolü anlatılıyordu. Sonny ise o belgeseldeki kural yıkıcılardan. Aslında kural dışı bir şey yapmıyor kâğıt üzerinde ama sistemin açıklarından faydalanıyor kurnazlıkla. Sonny ile ‘90’lardaki rakibi Ruben’in dostluğu ise “Rush/Zafere Hücum”daki James Hunt- Niki Lauda’yı anımsatıyor. 

Filmde bugüne dair dikkat çeken artıların başında kadın karakterlerin ağırlığı geliyor. Normalde yarış filmlerinde kadınlar eş, sevgili pozisyonunun ötesine geçemez. “F1 Filmi” ise MeToo hareketini, senaryoda hep tutmuş. F1’deki ilk kadın teknik direktörden, kendisini bir erkeğin savunmasını istemeyen personele, biraz sembolik gibi görünse de kafa yorulmuş unsurlar var filmde. 

Filmin en başarılı tarafı, kesinlikle görüntü yönetimi. Özellikle IMAX’te izliyorsanız pistin üzerindeymişsiniz gibi hissettiriyor çekimler. Özellikle bir sahne var ki gerçekten Sonny’nin uçtuğu hissini biz de yaşıyoruz. Harika bir iş çıkarmış ekip. Senaryo konusunda ise aynı şeyi söylemek biraz zor. “Top Gun: Maverick” gibi eski usul hikâye akışı ve klişeleri değil rahatsız eden. Kaza sahnesinden sonra senaryonun yalpalaması, odağını kaybetmesi. Sanki alternatif bir bölüm varmış da çıkarılmış gibi. “Top Gun: Maverick”ten yaklaşık 30 dakika uzunluğu, “F1 Filmi”nin dezavantajı oluyor yani. Oysa tahmin edilebilir finali gerçekten başarılı. 

Haberin Devamı

Hem gerçekçi hem hüzünlü

Tom Cruise’un “Top Gun: Maverick”i varsa Brad Pitt’in de “F1 Filmi” var artık. Savaş uçağı uçurmaktan ölesiye mutlu olan Cruise’a karşılık, pistlerin tozunu attırmayı seven Pitt duruyor karşımızda zira. Filmde kullandığı gerçek F1 arabası değil, modifiye edilmiş F2 arabası olsa da… Kaskı taktığında gözlerindeki kırışıklıklar ise hem gerçekçi hem de şimdinin ‘dinozor’ kuşağı için hüzünlü. Pitt, Damson Idris ve özellikle de Javier Bardem ile uyumlu bir ikili olmuş. Bardem ve Pitt daha sık birlikte çalışmalı. Filmin gizli yıldızı ise “The Banshees of Inisherin”deki kısa rolüyle harikalar yaratan Kerry Condon. Condon hem karakterini parlatmış hem de Pitt ile kimyası tutmuş.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler