10.05.2010 - 09:54 | Son Güncellenme:
Türk Sineması’nın büyük ustası Atıf Yılmaz’ın Cengiz Aymatov’un aynı adlı yapıtından sinemaya uyarladığı “Selvi Boylum, Al Yazmalım” ; bir köylü kızıyla, yöredeki baraj yapımında kum taşıyan bir kamyon şoförü arasındaki hüzün ve acılarla örülmüş bir sevda öyküsüdür.
Senaryosunu Ali Özgentürk’ün yazdığı Selvi Boylum Al Yazmalım, kadın-erkek ya da sevgi-emek sorunsalına farklı açıdan yaklaşan, tavrını duygusallığın sınır dışındaki sınıfsallıkla ortaya koyan, Türk sinemasının ayrıksı filmlerinden biri olur.
Türkan Şoray, Kadir İnanır, Ahmet Mekin, Hülya Tuğlu, Cengiz Sezici, Elif İnci ve Nurhan Nur’un oynadıkları Selvi Boylum Al Yazmalım’da, köylü kızı Asya (Türkan Şoray) ile kamyon şoförü İlyas’ın (Kadir İnanır) dağlarda başlayan aşkları mutlu bir evliliğe dönüşür. Çocuklarının adını Samet koyarlar. İlyas, kamyoncu olduğu için sık sık yollara çıkar ve Asya, Samet'le yalnız kalır. Bir gün yine yola çıkan İlyas, eve dönmez ve Asya’yı bir sekreter ile aldatır. Asya bunu pencerede görür ve İlyas'tan kaçar.
İşleri bozulan İlyas, bunalıma girerek evini terk eder. Asya, bu acıya dayanamaz ve oğluyla birlikte yollara düşer. Yolda Cemşit (Ahmet Mekin) adında bir adamla karşılaşırlar. Cemşit onlara kol kanat gerer. Birlikte yaşamaya başlarlar. Bir gün İlyas karşılarına çıkar. Asya şimdi büyük aşkı ve kendisine zor gününde kucak açan Cemşit arasında bir tercih yapmak zorunda kalır. Ve "sevgi emektir" diyerek kendisine ve çocuğuna emek veren Cemşit'i seçer.
Filmin restorasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle, hak sahibi olan Çiçek Film Filmcilik, Groupama Gan Sinema Vakfı ve Technicolor Sinema Mirası Vakfı tarafından, fotokimyasal yöntemlerin yanı sıra dijital araçlardan da faydalanılarak Türkiye'de, Fono Film ve VİPSAŞ bünyesinde gerçekleştirildi.
7 Nisan 2010’da Beyoğlu Atlas Sineması'nda, 29. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında yapılan “Selvi Boylum, Al Yazmalım” özel gösterimi izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. “Selvi Boylum Al Yazmalım” 32 yıl sonra tekrar vizyona giriyor. Bu Türk Sineması için bir ilk nostaljik deneme. Türk Sineması’nın gelmiş geçmiş en güzel aşk filmi, 14 Mayıs 2010 tarihinde genç kuşaklarla ve tüm sinemaseverlerle buluşuyor.