Sevgililer gününün kökeninde seks var

14 Şubat Sevgililer Günü. Diğer adıyla St. Valentine's Day. Modern zamanların bu icat edilmiş geleneğinin kökenleri Roma İmparatorluğu zamanına kadar gidiyor. Roma'da 14 Şubat günü tanrıça Februata Juno adına kutlamalar yapılırmış. Juno, Roma halkı tarafından cinsellik tanrıçası olarak bilinirdi. Bugün, birbirleriyle ilk kez cinsel ilişkiye girecek olan gençlerin adları bir liste halinde tanrıça Juno'ya sunulurdu. Hangi genç kızın hangi genç erkekle beraber olacağı bu listeye göre belirlenirdi. Bugünü izleyen 15 Şubat'ta da Lupercalia Bayramı denen gençlerin aşk festivali kutlanırdı. Festival boyunca gençler cinselliklerini doyasıya yaşıyorlardı. Roma İmparatorluğunda Hıristiyanlığın güçlenmesi ve resmi din haline gelmesi pagan inanç ve geleneklerinin yasaklanması sonucunu doğurdu. Popüler düzeyde kalıcı etki bırakmış bazı gelenekler ise tamamen silinmek yerine dönüşüme uğradı. Lupercalia Bayramı böylece St. Valentine's Day olarak yeni bir bağlamda ama benzer bir anlamda kutlanmaya devam etti.

Gizli evlilikler
St. Valentine'in öyküsünde, erkeklerin savaşçı kişiliğini yozlaştırıyor gerekçesiyle evliliği yasaklayan Roma İmparatoruna karşı çıkan bir Hıristiyan ermişi anlatılır. St. Valentine gizli gizli gençleri evlendirmeye devam eder ve bir gün yakalanarak 14 Şubat'ta idam edilir. St. Valentine bütün sevgililerin koruyucu azizi haline gelerek tanrıça Juno'nun kişiliğine bürünür; özgür cinsellik ise Hıristiyanlığın üreme amaçlı cinselliği meşru sayan ilkesi uyarınca evlilikle ikame edilir. Dolayısıyla Sevgililer Günü'nün kökeninde tematik olarak birleşme, eşleşme, bütünleşme ve çoğalma güdüsü, yani cinsellik vardır.
Birine duyduğumuz aşkın psiko - dinamik unsurlarından biri romantik arzuysa diğeri erotik arzudur. Ama aşk ilişkisi tabii ki orgazmla biten bir cinsel birleşmeyle sınırlı değildir. Aşk, nihai özgürleştirici, tüketici ve yeniden onaylayıcı amacı içinde birleşme ve orgazmın sezgisel ayrımından öteye geçer. Sevgiliye duyulan cinsel özlemden fiziksel, duygusal ve genel insani değerlerin takdir ve 'takdis'ine kadar genişler.
Aşk, önce gençlik romantizminin bir parçasıdır. Yetişkinlik döneminde ise hayatın sınırlamaları (hastalık, yalnızlık, ölümün kaçınılmazlığı) karşısında sevgiliye bağlılık ve aşık olunan kişiyle bir olma duygusunun önünü açan temel deneyimdir. Hayatımızı anlamlandıran yegane bilinçtir, aşk.



POPULER KÜLTÜR