Kültür Sanat "Temiz iş yapmak istemiyorum"

"Temiz iş yapmak istemiyorum"

28.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tiyatro Oyunevi bu sezon "Unutmak" adlı yeni oyunu, Mahir Günşiray rejisiyle seyircinin karşısına çıkarmaya hazırlanıyor. Tercihini iddialı metinlerden yana kullanan Tiyatro Oyunevi, altıncı yılına "merhaba" dedi.

Temiz iş yapmak istemiyorum

"Temiz iş yapmak istemiyorum"

Tiyatro Oyunevi bu sezon "Unutmak" adlı yeni oyunu, Mahir Günşiray rejisiyle seyircinin karşısına çıkarmaya hazırlanıyor. Tercihini iddialı metinlerden yana kullanan Tiyatro Oyunevi, altıncı yılına "merhaba" dedi.

NURTEN ŞEHNAZ

Temiz iş yapmak istemiyorum
Hizmetçiler", "Antigone’, "Hikâye - i Don Kişot", "Ceza Kolonisi’nde", "Ormanların Hemen Önündeki Gece", "Evlenme", "Bebek Fil" gibi ağırlıkla iddialı metinleri sahne üzerine taşımayı tercih eden Tiyatro Oyunevi altıncı yılına "merhaba" dedi. "27 Mart Dünya Tiyatro Günü" münasebetiyle bu oyunları, "Hikâye - i Don Kişot" ve "Antigone" hariç, altı gün boyunca art arda sahneleyerek "Tiyatro Oyunevi Oyunları Buluşması"na imza atacak olan Oyunevi bu sezon "Unutmak" adlı yeni oyunu da Mahir Günşiray rejisiyle seyircinin karşısına çıkarmaya hazırlanıyor. Tiyatromuzda "risk almayı seven" Mahir Günşıray, bu yüzden çok defa eleştiri oklarına hedef oldu.

Neden "unutmak" ve "neyi unutmak"?
1996’da Uluslararası Af Örgütü "Unutmaya karşı tiyatro" teması doğrultusunda Fransız tiyatro yazarlarından oyun yazmalarını istemiş. Bunlar da on yazardan 11 tane oyun olarak yayımlanmış. Biz beş tanesini seçtik: Joel Jouanneau’nun "Eğlencelik", Enzo Cormann’ın "Şu Koskoca Dünyada İki Kişiyiz Artık", Eugene Durif’in "Jandarmalar" ile "İkna Tekniklerinin Üretiminde Uzmanlaşmış Şirketin Basın Sözcüsünün Monoloğu" ve Eric Emmanuel Schmitt’in "Şeytanın Okulu". Bu oyunları derdimizi anlatabilecek şekilde biraraya getirdik.

Derdiniz neydi?
Kötülüğün kılık değiştirmesi... İktidar mekanizmalarının eskisi gibi karizmatik olmaması. Artık iktidar her zamanki gibi net olarak görünür bir halde değil. Aslında iktidarı bir şekilde üreten ve destekleyen bizatihi bizleriz. Böyle bir sistemde o hız içerisinde de, iktidarın kılık değiştirmesiyle bir çok şeyi unutmaya yöneliyoruz. O kadar çok "imaj", "bilgi" var ki; artık derinlemesine algılayamıyoruz. Internet ile her tarafa yayılarak, bir özgürlük alanı yaratıyoruz ama farkında olmadığımız büyük bir kontrol mekanizmasının da içine giriyoruz. Bir gün saf sanallığın da zamanı gelecek. O zaman kötülükler de kalmayacak.

Oyunda yoğun olarak teknolojiden yararlanıyorsunuz...
Teknoloji insanı cezbeden güçlü bir silah. Bunları tiyatroda bir silah olarak kullanmak, tiyatronun hayatına dibinden dinamit koymak gibi. Çünkü bunlar hayatı unutturan unsurlar, sinema, Internet ve televizyon gibi. Tiyatronun bence en büyük farkı hayatı unutturmaması. Bu aygıtları silah olarak kullanmak istemiyorum. Ama bu oyunda kullanıyorum. Çünkü silah olarak kullanmıyorum. Onları "kullanıyorum". Bu yüzden sakınca yok.

Altıncı yılını kutlayan Tiyatro Oyunevi bu süre zarfında aldığı yolu nasıl değerlendiriyor?
Çok yol aldık. Ama yolun başındayız. Her proje bizim tiyatromuzda çalışan herkes için öğrenmenin ve sorgulamanın bir parçası. Tam da bir sonuca varamamak en güzeli. Çok riskli ve zor işler yapıyoruz. Yapılan birtakım hatalar benim açımdan önemli değil. Önemli olan bu hataların farkına varıp, eksikleri görmek.

Aldığınız risklere nasıl tepki veriliyor?
İşlerimizi "temiz" bulmayanlar var. Ama ben temiz iş yapmak istemiyorum. Temiz ve derlitoplu rafine işler yapmak isteyenlerin, "modernizme" yaslanıp, seyirci üstünde totaliter bir yapı kurup, mesaj vermek için çalışan bir anlayışa hizmet ettiklerini düşünüyorum. Tertemiz bitmiş pırıl pırıl bir tablodan çok, üzerindeki hata ile bitirilmiş bir ressamın işi çok daha değerli. Ama seyircimden çok memnunum. Tepkilerini iletiyorlar. Ve Tiyatro Oyunevi bugün oyunlarını dolduruyor.






KÜLTÜR & SANAT