Kültür Sanat Tiyatro olacaktı, hastane oldu

Tiyatro olacaktı, hastane oldu

08.10.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Tiyatro olacaktı, hastane oldu

Tiyatro olacaktı, hastane oldu

Türkiye her an her şeyin olabileceği, bundan da gurur duyan bir ülke olmaya devam ediyor.

Işıl Kasapoğlu, bu memlekete rağmen yetişen değerli tiyatrocularımızdandır. Yaşamının büyük bir bölümünü Fransa'da geçirmiş olmasına rağmen, halkına hizmet etme kaygısını aşamayıp gelen Kasapoğlu, İstanbul'dan sonra İzmit'e yöneldi.
İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen, İzmit'i bir kültür şehri yapmaya karar verip Kasapoğlu'nu çağırmış. Ünlü tiyatrocumuz projeyi hazırlamış. Şubat ayında sınav açılmış, aralarında Zuhal Olcay, Kenan Işık, Hülya Nutku, Başar Sabuncu'nun da bulunduğu deneyimli bir jüri de elemeleri yapmış. 12 kadrolu, 12 sözleşmeli oyuncu, dekoratör, kostümcü, dramaturg ve teknik ekip işe alınıp ön hazırlıklar tamamlanmış.
Tiyatro salonunun tasarımı Duygu Sağıroğlu'na yaptırılmış. Üç ayrı salon hazırlanmış konferans, sergi salonları, atölyeler oluşturulmuş, açılış için de "Hamlet" kararlaştırılmış.
Kasapoğlu ve ekibi bununla da yetinmeyip tüm bölgeyi gezip, sıcak ilişkiler kuruyorlar, yerel radyo ve televizyonlarla görüşüyorlar, Uluslararası Akdeniz Tiyatro Enstitüsü ile görüşüp, merkezini İzmit'e aldırmayı bile başarıyorlar.
Derken ne mi oluyor? Belediye Başkanı binayı hastane yapması için Bayındır Holding'e satmaya karar veriyor. Sanatçılara da İzmit Sabancı Kültür Merkezi Salonu'nu öneriyor.
Işıl telefon açıp bildirdi, Negatif'ten Dilek Girgin Can duruma bizzat el koydu. Hep birlikte kahrolduk.
Negatif, "Onuncu Yıl Marşı Meselesi"ne de parmak basmış. Ayşegül, "Yakınında oturduğum gece kulubünde bir düğün kutlanıyor. Havai fişekler atılıyor. `Türk Milleti çalışkandır, Türk milleti yazıları' ekranda ve Onuncu Yıl Marşı tekno yorumuyla çalıyor. Atatürk'ün vatanı emanet ettiği Türk gençliğinin Çelik'ten sonraki temsilcisi Kenan Doğulu bir büyük maestro edasıyla ellerini bir oraya bir buraya sallıyor. Coşku, ürperti, dolduruluş, televizyondan çıkan görüntünün ve sesin doldurduğu salonumda, havai fişeklerin yarattığı gürültüyle, düşman orduları taaruza geçmiş gibi irkiliyorum" diyor.
Ben de şu çocuklar beş dakikalarını tamamlasalar da çekip gitseler diye bekliyorum!