Kültür Sanat ‘Yenilik her zaman rahatsızlık veriyor’

‘Yenilik her zaman rahatsızlık veriyor’

30.09.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Refik Anadol yaptığı çalışmalarla hem çok ilgi görüyor hem de dijital sanatın sanat olup olmadığına dair tartışmalar yaratıyor. Bir araya geldiklerinde ciddi bir gürültü kopartan sanat ve teknoloji için Anadol, “Yenilik her zaman rahatsızlık veriyor” diyor

‘Yenilik her zaman rahatsızlık veriyor’

Seyhan Akıncı - Sabancı Üniversitesi, Sabancı Müzesi’nde İsviçre merkezli ArtTech Vakfı’nın 2021 yılı forumuna ev sahipliği yaptı. Forumun gündemi sanat eserlerinin uzun vadede korunması için dijital teknolojiden kültür sanat projelerinde nasıl yararlanabileceği ve sanat eserlerinin dijital arşivlerinin oluşturulmasıydı. Geçtiğimiz bahar açtığı “Makine Hatıraları: Uzay” sergisiyle bir kez daha neyin sanat olup olmadığı tartışmalarının alevlenmesine neden olan medya sanatçısı Refik Anadol da forumun katılımcıları arasındaydı. Biz de kendisiyle önemli bir kesim tarafından hâlâ ciddiye alınmayan dijital sanatı ve NFT’leri konuştuk.  

Haberin Devamı

“Makine Hatıraları: Uzay” serginiz döneminde bir kez daha sanatın ne olup olmadığı tartışılmıştı. Sanat ve teknolojiyi zıt kabul eden bir kesim var. Bu iki kavram bir araya geldiğinde neden bu kadar gürültü çıkıyor?

Yenilik! Yenilik her zaman rahatsızlık veriyor. Yeniliğin her formu bazı konfor alanı olan insanlara rahatsızlık verebilir. Bu tarihte de böyledir. Bunda şaşılacak bir şey yok. Ama değişim kaçınılmazdır. Değişime ayak uyduranlar ve uyduramayanlar vardır benim için. Sistematik bir şekilde hayatı anlayan bir insanın değişimle ilgili derdi olabilir. Bu bakış açısı maalesef bana yaratıcı gelmiyor. Benim için gelecek çok daha başka yerlerde.

ArtTech Vakfı’nın 2021 yılı forumunda önemli isimler teknolojinin sanata katabileceklerini ve bu ilişkiyi konuştu. Sizi bu forumda ne heyecanlandırdı?

Haberin Devamı

İki konuda çok heyecanlandım. Birincisi dijital dönüşüm. Bunun kaçışı yok. Nasıl daha mantıklı, etik ve kapsayıcı şekilde hayata geçirilebilir kısmı tartışılmalı. Forumun en pozitif tarafı akılcı yaklaşımdı. Potansiyeli görmek isteyen akademisyenler bunun insanlığa faydasını tartışabildiler. Çünkü diğer tartışma yöntemi negatiflik: Bir sistem, bir teknik bize kötü ne getirebilir üzerinden ilerliyor. Bu dünyanın artık bir kabulü yok. Kötücül bakış açısı ve bizi ne yok edebilir düşüncesi yaratıcılık getirmediği gibi klişeden öteye de geçemiyor. Zor olan soru başka ne yapabiliriz? Bunu okumak daha değerli ve forum bunu yaptı. İkincisi blockchain. Kaçınılmaz bir alternatif dünya yaratılıyor. Bunu anlayan bir ekiple konuşmak ufuk açıcıydı. 

Son ayların en çok konuşulan kavramı NFT. Sizin de üç NFT eseriniz 1.2 milyon dolara alıcı buldu. NFT nasıl bir alan açtı sanatçılara?

Kapılar tutulmuştu, kapıları yıktı geçti. Sanat dünyası bir balon, bir nevi kendi ekosistemi olan, her ne kadar ulvi ve entelektüel yaklaşsak da maalesef kileşeleşmiş bir dünya. İyi anlamda söylüyorum  ki bu dünyanın yıkılmasını görmek, görülemeyeni görünür kıldığı için mutluluk verici. Dijital sanat önemli bir kesim tarafından reddedildi. Bu bağnaz bakış açısı şu an bile var. NFT, bu dünyayı biraz rahatsız etti. Ama bu alanda üretim yapan insanların değer görmesini sağladı. Kapıların tutulmuyor oluşunun getirdiği bir boşluk da var. Bu problemler de yaratıyor ama potansiyeli o kadar yüksek ki kendi adıma büyük bir ‘Rönesans’ yaşadığımı söyleyebilirim.

Haberin Devamı

“2021’de Gaudi’nin zihninini okuduk”

*Gaudi’nin Barcelona’daki en önemli yapıtlarından Casa Batllo’da, oradaki ekiple iş birliği yaptınız ve ortaya “Yapay Zekâ Veri Heykeli” çıktı. Bu iş birliğinin perde arkasını anlatır mısınız?

Son beş yıldır eserlerimi yapay zekâ ve izleyiciyi çevreleyen alanda üretiyorum. İspanya’da da Gaudi’nin hayatını geleceği ve geçmişi manalı şekilde buluşturan bir proje planlanıyormuş. İki yıl önce benimle iletişime geçtiler Gaudi’ye ait 100 milyondan fazla veri sayesinde 2021’de Gaudi’nin zihnini okuyacak noktaya geldik. Sevdiği çiçekler, hayvanlar, ilham aldığı materyaller... Casa Batllo’nun içinde izleyiciyi 360 derece çevreleyen bir eser ortaya çıktı. Bu eserin de NFT’si gelecek. Bu kadar öncü bir hayali böylesine geleneksel bir mimarla buluşturup İspanya basının bunu pozitif anlaması ve aktarması da çok güzeldi.

Haberin Devamı

“Sistem her şeyi kaydediyor”

Siz hiç NFT aldınız mı?

Tabii tabii ciddi bir koleksiyonum da var. Üç yıl önce Zürih’ten bir kolektörüm eserimi sahiplik hissiyatı için blockchain’e koyacağını söylediğinde çok inovatif ve bilimkurgu gelmişti. Artık içinde olduğum ve anladığım bir dünya. Bugün Sotheby’s’de “Makine Halüsinasyonları: Uzay - Metaverse NFT Koleksiyonu”m açık artırmaya çıkıyor. Dünyada ilk defa izleyiciyi çevreleyen bir eser açık artırmaya çıkıyor olacak. Burada göreceğimiz reaksiyonlar maddi ve manevi anlamda çok enteresan olabilir.

Küresel ısınma gerçeği karşısında teknoloji çöplüğünün büyüdüğünü kabul etmek gerek. Neyi saklamamız gerektiğine nasıl karar vereceğiz?

27 yıl Çatalhöyük kazı başkanlığını yürüten Ian Hodder’le yaptığımız sohbette “Çatalhöyük’te ya da Göbeklitepe’de kazı yapsam bir obje bulabilir ve bir anlam çıkarabilirim. Ama 1000 sene sonra bugüne baktığımızda cep telefonu bulacağım. Ve o bir nesne değil bir araç. Aracın içindekiler insanlığın hikâyesi” demişti. Dolayısıyla neyi arşivleyeceğimize karar vermek muazzam bir soru. Bunu doğaya zarar vermeden nasıl yapaliriz kısmı blokchain ile de ilgili. Şu andaki sistem her şeyi kaydediyor. 2040’ta dünyadaki toplam enerji kullanımının yüzde 14’ü teknolojik aletlerle ilişkimizden kaynaklanacak.Çok acayip bir veri. Blokchain ve yapay zekâ sayesinde birilerinin neyin saklanacağına karar vermesi gerekiyor.