Asırlık ağaçtan has meyve suyu

DUYGU ERDOĞAN- Hikâyenizi anlatır mısınız, aile işinizde şu an nasıl bir yapılanma var?

-1920’li yılların başında mübadele ile Yunanistan’dan Türkiye’ye geçenler, geldikleri yerdeki gibi bir iklime, bitki örtüsüne ve verimli zeytin ağaçlarına sahip Ege topraklarını keşfetmekte gecikmedi. İşte o mübadillerden en eskileri 1937’de Sabuncugil adıyla üretime başlayan bir zeytinyağı kültürünün temsilcileri. Midilli Adası’ndan önce İstanbul’a, ardından Ayvalık’a göç eden Sabuncugil ailesi, zeytin ve zeytinyağı sanatını Ayvalık’ta canlandırmaya başladı. Ayvalık’ta 100 yıldır dededen toruna elimizden geldiğince istihdama etki ediyoruz. Dördüncü kuşak olarak şu an işin başındayız. Kendimize ait zeytin ağaçlarını işleyerek Ayvalık zeytinyağının Türkiye çapında en çok bilinen markalarından biri olmayı başardık.

+Hasattan hasada bekleme geleneğiniz var...

-Tüm zeytinlerimiz tükendikten sonra yeni hasat ile doğal yöntemlerle olmaları yaklaşık 3 - 3.5 aylık bir zaman alıyor. Her sene yeni mahsul zeytin paylaşıyoruz. Aslında zeytin fabrikasyon üretim olmadığı için bu süreç çok normal olmakla birlikte bizimle ilk tanışanlar şaşırarak ‘bu nasıl ticaret’ derdi... Ama yıllar içinde onlar da kışlık stok yaparak doğal karşılamaya başladı. Asırlık ağaçlarımızın tadı bize has zeytini, zeytinyağı dışında soyadımızdan gelen ‘sabunculuk’ ayrı bir mutluluk.

+Kendiniz de tadım yapıyorsunuz...

-Her sene hasat festivallerimizle mahsulü tadımcılarla buluşturuyoruz. Ben de zeytinyağı tadımcısı ve kimyacı olmanın avantajıyla mahsullerin hem kimyasal, hem de duyusal analizini yapabiliyorum. Ekim ayında ilk sıkım dediğimiz dönemle hasada başlıyoruz. Zeytinyağında aslında çok önemli olan duyusal analiz ülkemizde de son yıllarda önem kazanıyor. Sabuncugil’in tüm mahsulleri Ayvalık Coğrafi İşaret tescilli. Kapalı panelle gerçekleştirilen tadım, en az 10 tadımcıyla yapılıyor. Hiçbir kusuru bulunmayan zeytinyağlarına natürel sızma yani extra virgin olive oil deniyor. Tüm mahsullerimizi iyi tarım uygulamaları yürüttüğümüz zeytin bahçelerimizden zeytin toprağa değmeden en hızlı şekilde toplayıp kasalarda fabrikaya ulaştırıp soğuk sıkım dediğimiz yöntemle el değmeden zeytinyağına dönüştürüyoruz. Aslında bir meyvenin suyunu en iyi şekilde sıkmak bütün hikâye.

5.nesil yolda

+Beşinci nesil de aile işinde olacak mı?

-Ayvalık ve Sabuncugil artık özdeşleşmiş durumda. Emaneti beşinci nesil olan Erim ve Eren Sabuncugil’e devretmeyi diliyoruz. İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi İşletme Bölümünü bitiren Erim ve halen Yeditepe Üniversitesi’nde eğitimine devam eden Eren beşinci nesil olarak bayrağı devralmak için eğitime devam ediyor.

+Zeytin işiniz dışında Ayvalık’ta neler üzerine çalışıyorsunuz?

-Ayvalık Ticaret Odası Laboratuvar Yönetim Kurulu Üyesiyim. Ayrıca Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi yönetim kurulunda Filiz Ali ile birlikte genç müzisyenler yetişmesine destek oluyoruz. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ile Ayvalık Eğitime Destek Derneği Kurucu Üyesiyim.

Sahtesini nasıl ayırt edebiliriz?

+Zeytinyağı ve zeytinde tüketici en iyisini arasa da tağşiş çok yoğun...

-Kusursuz zeytinyağının meyvemsiliği yüksek, yani zeytin tanesini yemişsiniz hissi verir. Asırlık ağaçlarımızın tadı bu nedenle bize has. En büyük şaşırtmaca ne yazık ki siyah zeytinde yaşanıyor. Aslında zeytin olgunlaşırken çekirdeği siyahlaşmaz, yapım aşamasında kimyasala maruz kalırsa çekirdek de etkilenir. Yeşil zeytinlerde turşu tadı olmaması gerekir. Tüketici aslında damağı bir kere iyi tadı alınca artık diğer bozulmuş tatlara tepki veriyor. Coğrafi işaret de sorgulanmalı, zeytinliklerin kendi bahçesi olduğu yani iyi tarım araştırılmalı. Tüketici olarak sorumluluklarımız artıyor ama sorularımızla karşımızdakini zorladıkça art niyetlilerin önü kapatarak gerçek çiftçilerin önünü açabiliriz