Milliyet Executive Ne kadar az ‘karbon’ o kadar çok finansman

Ne kadar az ‘karbon’ o kadar çok finansman

16.02.2023 - 02:07 | Son Güncellenme:

“IFC ile The Marmara Grubu’nun tüm portföyünün yeşil dönüşümünü ve karbondan arındırılmasını içeren projeyi geliştirdik. Böylece yeşil fonlar gibi seçici finansman kaynaklarına erişim becerimiz artacak”

Ne kadar az ‘karbon’ o kadar çok finansman

Ebru Sungur- Çevreye duyarlılık, toplumsal cinsiyet eşitliği, hatta gelir adaleti, sadece sivil toplum kuruluşlarının değil, yeni nesil CFO’ların da ajandasına girdi. Bunlardan biri de The Marmara Group Global CFO’su Aslı Erem. Erem, “The Marmara’nın, GRIP (The Green Pathways for Real Estate Portfolios) adlı projede iş birliği yapmak üzere dünya çapında seçilen yüzde 100 Türk sermayeli ilk grup olması şu an en heyecanla üzerinde çalıştığım projem” diyor. Kendisini, “Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları ve güçlendirme, yoksulluğu sona erdirme konularında bir rol model, lider ve aktivist” tanımlayan Erem, Dünya Melek Yatırımcılar Forumu’nda da Türkiye’yi temsil ediyor. Yönetim kurulundaki kadın sayısının artırılması ve şirketlerde yönetici pozisyonlara kadınların atanması için küresel çapta çalışmalar yapan Yüzde 30 Kulübü’nün de üyesi olan Aslı Erem ile The Marmara Grubu’nun karbonsuzlaşma projelerini konuştuk.

Haberin Devamı

*Sürdürülebilirlik, çevreye duyarlı olmak, hatta cinsiyet eşitliği, diğer artılarının yanında mali riskleri azaltmada da rol oynuyor mu?

Sürdürülebilirlik çalışmalarında sektörde ilk adımları atmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda The Marmara Grubu’nda 3 sene önce başlattığımız çalışmalar neticesinde Dünya Bankası’nın özel şirketlerle iş birliği yapan iştiraki International Financial Corporation (IFC) ortaklığı ile tüm portföyümüzün yeşil dönüşüm ve karbondan arındırılması projesini geliştirdik. Gerekli düzenlemeler yapıldıktan, hedeflerimiz belirledikten ve bağımsız kuruluşlar tarafından düzenli denetime tabi tutulduktan sonra, yeşil fonlar gibi seçici finansman kaynaklarına erişim becerimiz artıyor olacak. Önümüzdeki dönemde israfı azaltmak için dijitalleştirilmiş bulut tabanlı çözümler geleneksel çözümlere göre daha çok tercih edilecek ve oteller süreçlerini sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu hale getirmek için karbon ayak izlerini takip eden uygulamalar kullanacak. İlk etapta bu çalışmalar bir yatırım maliyeti yaratsa da uzun vadede karlılığa olumlu katkı sunacağını söylemek mümkün. Sürdürülebilirliği yalnızca iklim krizine yönelik çalışmalar olarak değil BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde yer alan “açlık ve yoksullukla mücadele”, “toplumsal cinsiyet eşitliği”, “insana yakışır iş ve ekonomik büyüme” gibi başlıklarla birlikte ele almak gerektiğine inanıyorum. Gezegenimizin geleceği için yapılan yatırımların ve insanlığın gelişmesinin ele ele giden iki bağlantılı alan olduğunu görmek zorundayız. Grubumuzun yeşil dönüşüm projesini de bu bütüncül yaklaşımla ele aldık. Yeşil dönüşüm projemizde BM Kalkınma Hedefleri doğrultusunda ara mesleklere istihdam sağlayıcı olmayı da ekledik. Konaklama sektöründe ara mesleklerin desteklenmesi ve buralara daha çok istihdam sağlanması mümkün. Biz de bu strateji ile belli alanlarda sertifika ve özel eğitim alan kişileri istihdam ediyoruz. Projemizin ana başlıklarından biri de iş dünyasında kadın çalışanların güçlendirilmesi üzerine. Konaklama sektöründe kadın çalışan sayısı genel olarak diğer sektörlere göre daha yoğun. Bununla elbette gurur duyuyoruz ancak yeterli görmüyoruz. Kadın çalışanların şef, yönetici pozisyonlarına terfi etmelerini önemsiyoruz ve sektörümüzde çalışan kadınların desteklenmesi için çalışmalar yürütüyoruz.

*Karbonsuzlaştırma çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Haberin Devamı

The Marmara Grubu’nun “Gayrimenkul portföyünün yeşil dönüşümü ve karbondan arındırılması” hedefini gerçekleştirmek için başlattığımız projede şu an tüm varlıklarımızın karbon emisyonu ve yeşil dönüşüm açısından analiz edildiği fazdayız. Bu faz bittikten sonra ESG’ye uyum için gerekli tüm alt başlıkları içeren düzenlemelere göre hedeflerimiz belirlenecek. Bunların başında gelen karbondan arındırma hedefimizi de bu yıl sonuna kadar netleştirmiş olmayı bekliyoruz. Bağımsız kuruluşların ilk denetleme ve ölçümlerini yapacağı 2024 yılına itibarıyla karbondan arındırma yolunda önemli ilerlemeler kaydetmeyi umuyoruz.

Haberin Devamı

Yeni nesil ‘bilinçli tatilci’

Haberin Devamı

*Bir fabrikada karbon ayak izini azaltmak, üretim süreciyle ilgili... Oysa konaklama sektöründe misafirlerin de iş birliği yapması gerekiyor. Bu süreci nasıl yönetiyorsunuz?

Üst segmentte lüks hizmetler ve kişisel hijyeni sağlamak adına kişiye özel tek kullanımlık ürünleri sunmamızdan ötürü konaklama sektöründe sürdürülebilirliği sağlamak diğer sektörlere göre daha zor. Ancak biz mobilyalarımızdan iklimlendirmeye kadar pek çok farklı alanda yürüttüğümüz projelerle doğaya bıraktığımız etkiyi en aza indirme hedefiyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu konuda misafirlerimize onları bilgilendirecek, bilinçlendirecek yazılar ve uyarılar bırakıyoruz. Bundan da olumlu dönüşler alıyoruz. Aslında günümüzün tatilcilerine baktığımızda sürdürülebilirlik anlamında çok bilinçli bir yeni neslin gelmekte olduğunu görüyoruz. Üstelik bazı şirketlerin sadece greenwashing denilen ve deyim yerindeyse göz boyamak amaçlı yapılan sürdürülebilirlik çalışmalarını ciddi aksiyonlardan çok iyi ayırt edebiliyorlar. Gayrimenkul yatırımcıları, işletmecileri ve benzeri tüm paydaşlar uyum konusunda bu sene itibari ile daha hassas çalışmalar yapmaya başlayacaklar. Paris İklim Anlaşması’nda karbon emisyonunun yüzde 40’ının binalardan kaynaklandığının deklarasyonu ile birlikte dönüşümde öncelik, altyapı projelerinden, gayrimenkul projelerine, binalara dönüyor. Kriterlere uymayan işletmelere müşterilerin gelmeyi tercih etmeyeceği bir döneme girdik.

Haberin Devamı

Nasıl bir kariyer çizgisi takip etti?

Kariyer öykünüzden kısaca bahsedebilir misiniz? Hacettepe Üniversitesi’nden lisans, Johns Hopkins Üniversitesi’nden yüksek lisans ve Başkent Üniversitesi’nden örgütsel davranış bilimleri yönetim ve organizasyon alanında doktora derecesi ile mezun olduktan sonra kariyerime 1995 yılında ABD’nin Fortune 100 şirketi Prudential Securities’de finansal analist olarak başladım. 1998’de Türkiye’ye dönerek şimdiki adı Yapı Kredi Bankası olan Koçbank’ta 7 sene Stratejik Planlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev aldım. Ardından Gama Güç Sistemleri’nde CFO’luk görevini üstlendim. 2018 yılında CFO olarak atandığım The Marmara Grup’ta halen Global CFO ve İcra Kurulu Üyesi görevlerini yürütmekteyim. Profesyonel kariyerimde akademisyenlik de önemli bir yer tutuyor. 2008 yılında TOBB ETÜ Üniversitesi’nde yapılandırılmış finansman konusunda dersler vermeye başladım. O günden bu yana fırsat buldukça üniversitelerde ders vererek deneyimlerimi paylaşıyorum.