OtomobilArabalarımı hep çok sevdim!

Arabalarımı hep çok sevdim!

05.07.2006 - 19:48 | Son Güncellenme:

Ceyda Düvenci, yeni otomobilini, mavi olduğu için 'nazar boncuğu’ diye niteliyor. Ancak onun adını 'Kiraz’ koymuş!.. "Artık herşeyin uzun ömürlü olmasını diliyorum" diyen Düvenci, 307’sini en az beş yıl kullanmak istediğini söylüyor

Arabalarımı hep çok sevdim
Arabalarımı hep çok sevdim

CANAN’LA SOHBET / Canan Özgün

(2004)
Bize yeni Peugeot’nu tanıtır mısın?
307 XS, 2004 model. Adı da Kiraz!.. 'Neden Peugeot?’ diye sorarsanız, son arabam da 206’ydı. 'Yeniden Peugeot satın alalım’ dedik. Bayide bana 307 XS’i önerdiler. İçindeki aksesuarlar sportif. Donanımları çok fazla. Sensörleri var. Mesela farları, silecekleri sensörlü... Yağmurda kendi kendine çalışıyor... Bir tünele girdiğimde farlarım otomatik yanıyor, ben hiç uğraşmıyorum. Bu araba hayatımı kolaylaştırıyor. Ayrıca bana arkadaş gibi. CD çaları var. Benim için en büyük keyif, arabada müzik dinlemek. İstanbul’un trafiğinden kaçmak mümkün değil, o yüzden müzik beni kurtarıyor.
Ege mavisini özellikle mi seçtin, yoksa bu vardı da, sen mi aldın?
Ege mavisini özellikle istedim. 206’ım da maviydi... Peugeot’da maviyi çok seviyorum. Turkuaz maviyi Peugeot’ya çok yakıştırıyorum. Siyahı da çok seviyorum, ama o zaman içi açık renk ve deri istiyorum. Bu arada bir kırmızı, bir de bu vardı. Kesinlikle mavi aldım... Mavi boncuğum! Nazara inanırım!

Arabalarımı hep çok sevdim

Sence kadınlar için ideal mi?
Bence ideal. Biraz büyük olabilir, ama uzun soluklu kullanmak istediğim için 307’yi aldım. Yani en az beş yıl değiştirmeyi düşünmüyorum. Ayrıca hafta sonları ailem veya arkadaşlarımla bir yerlere gidiyoruz. Arabaya doluşuyoruz. Bir de, çok küçük araba sevmiyorum. Büyük ve yüksek olması benim için çok önemli. Aslında 4x4 seviyorum, ama benziniyle uğraşabileceğime pek inanmıyorum. Dizel olanlarının fiyatı da benim için çok yüksek. O yüzden 307, tam bana göre oldu!..
Aracına 'kiraz’ diyorsun. Yani anladığım kadarıyla onu dişi olarak görüyorsun...
Evet, dişi! 307 çok erkek görünümlü, ama benim arabalarım, bana göre hep kızdı!.. Arabalarımı hep çok sevdim ve o yüzden ayrılmam da zor oldu. 'Materyal şeylerin de canı vardır’ durumu var bende... Yalnız kaldığım tek mekan arabam. Çünkü evde kafamı kurcalayacak bir çok şey buluyorum. İnternet, televizyon, kedim... Ama arabada sadece ben ve o var! Sadece trafiğe dikkat ediyorum, ama trafiğe dikkat de bir süre sonra kendiliğinden olmaya başlıyor ve o zamanda ben düşüncelerimle, arabamla baş başa kalıyorum. Çok keyifli oluyor.
Çekimlerin için uzun yol yapıyor musun?
Akatlar’da oturuyorum, çekimlerimse Kanlıca’da. Yani, yine oldukça yol gidiyoruz ve bu yolculuğu Peugeot ile yaptığım için çok mutluyum. Arabayı çalıştırdıktan sonra ilk yaptığım şey, müziği açmak. Zaten radyom direksiyondan da kumandalı. Yani tadından yenmiyor, pek bir mutluyum!

Spor, lüks arabaları sever misin?
Hayır, sevmiyorum. Zaten İstanbul’da pek lüzum görmüyorum. Yere çok yakınlar ve çok gösterişliler. Çok ilerde, 'Ne araban olsun isterdin?’ diye sorarsan, Land Rover Discovery’yi çok seviyorum. Ama, o hayal! Hani, insanların Porsche hayali vardır ya, benim de öyle... Yani almasam da olur! En hoşuma giden ve hoş gözüken, bence Land Rover. Onun dışında minik arabalarda Mini Cooper’ı çok seviyorum.
Rallilerde seni birkaç kez gördüm. Acaba Antalya’daki Türkiye Rallisi’ne gidecek misin?
Antalya’ya gelmek istedim aslında, ama zamanım denk gelmeyecek... Uluslararası bir yarış, ayrıca, belki Peter Soldberg’i görürüm diye de düşünmüştüm! O pilotu çok seviyorum ve çok başarılı buluyorum. O benim favorim!..
Sağ tarafta oturduğunda rahat olabiliyor musun?
Çok kötüyüm. Ben olsam, beni sağ tarafa oturtmam! Kendi kendime frene basıyorum ve panik oluyorum. 'Aaayyyyy, ayyyyy!’ diye sesler çıkarabiliyorum. Arabada kontrol benim elimde değilse, çok gergin olabiliyorum. O da herhalde çocukluğumda geçirdiğim kazadan dolayı. Dört yaşında annemle bir trafik kazası geçirdim. Sanıyorum ondan dolayı korkuyorum. Çok fazla hızı sevmiyorum. 'Hız yapar mısın?’ diye sorsan, evet, şehirlerarası azıcık yaparım, ama beni tedirgin edecek seviyede değil... Yani 200 bastım, gittim diye bir şey asla olmaz!..
Arabalarımı hep çok sevdim

TORPİDO GÖZÜ
Aracında neler bulundurursun?
Bir kere yan tarafta temizlik malzemelerimiz var. Çekimlerde ne zaman, ne olacağı belli değil. Kolonyam vardır, kalem kağıdım vardır... Aslında kayıt cihazım vardı, çünkü araba kullanırken aklıma çok şey geliyor. Yani unuttuğum şeyler, yapılması gereken şeyler...
(Gözümüz, aracın içindeki oyuncaklara takılıyor!..) Bunların hepsi hediye! Bu cici köpeği doğum günümde arkadaşım vermişti. Babam ilk bindiğinde dua ve nazar boncuğu getirmişti. Ayrıca benim bir meleğim var. Arkadaşım verdi. Torpido gözümüzde neler var? Makyaj temizleme malzemesi, CD’lerim, cep telefonumun araç şarjı, parfüm deodorant, ıslak mendil ve açlıktan ölmeyeyim diye krakerler...
OTOMOBİL TARİHÇESİ
İlk Renault Clio vardı. Sonra Honda Civic aldım. İkinci eldi, ama yere fazla yakındı. Bana İstanbul yollarında yere fazla yakın araç pek sevimli gelmiyor, ama o arabamıda çok seviyordum. Sonra bir dönem Cherokee kullandım... 1998 modeldi. Amerikan arabasının sesine aşık olmuştum, ama en sinir olduğum şey radyoda çiftler çalmıyordu!.. Amerikan arabalarında mesela '98.4’ mesela yoktu. İstediğin bir sürü kanalı dinleyemiyordun! Ayrıca ben hızlı su içerim, ama benden hızlı benzin içiyordu!.. 'Ben seni doyuramayacağım!’ dedim ve onu sattım. Cherokee’den sonra Honda CRV kullandım. O da güzel bir arabaydı ve direksiyondan vitesliydi, enteresandı! Her çeşit arabayı kullandım aslında. Daha sonra Peugeot 206 oldu ve sattıkdan sonra üç yıl arabam olmadı. Şimdi de 'kiraz’ım var! Bu, uzun ömürlü olacak. Artık her şeyin uzun ömürlü olmasını diliyorum!

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler