Otomobil Başmühendisi Avensis için çalışma izni bile aldı

Başmühendisi Avensis için çalışma izni bile aldı

08.12.2008 - 00:32 | Son Güncellenme:

Toyota’nın orta üst sınıf modeli Avensis tamamen yenilendi. Aracın tam Avrupa tadında olabilmesi için Başmühendis Yamamoto, Avrupa’da çalışma izni bile almış

Başmühendisi Avensis için çalışma izni bile aldı

Japon üretici Toyota’nın Avrupa için tasarladığı ilk D sınıfı otomobil olan Avensis, üçüncü nesliyle yollara çıkmak için gün sayıyor. 2009 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye getirilmesi beklenen Avensis, hayli kapsamlı bir çalışma sonucu ortaya çıkartılmış. Hatta Avensis’ten sorumlu Başmühendis Takashi Yamamoto, araç için Avrupa’da çalışma izni almış, tüm kıtayı en kuzeyinden güneyine kadar dolaşmış.
İngiltere’de üretimine başlanan yeni Avensis, ilk kez 1997’de Corona’nın devamı olarak geliştirilip piyasaya sunulmuştu. Toyota’nın Avrupa için geliştirilen ilk D sınıfı modeli olan Avensis, yine mühendislik çalışmalarından üretimine kadar daha fazla Avrupalı tadında. Bunun nedeni de, aracın gelişimi için 35 mühendisin Japonya’ya gönderilmesi ve son detaylar için Baş Mühendis Yamamoto’nun da Avrupa’ya gelerek çalışmalarını bu kıtada devam etmesi. Yamamoto, son şekli verilmiş Avensis ile kıtada 5 bin km yol yaparak, bu sınıftaki araçları kullanan sürücülerin beklentilerini öğrenmiş.

‘Amiral gemisi’
Toyota’nın Avrupa’daki “amiral gemisi” durumunda olan Avensis, tasarımıyla tamamen farklı bir araç haline gelmiş. Daha köşeli ve saldırgan hatlara sahip olan yeni Avensis, eskisinin aksine daha iri ve yatık farları, stop lambalarıyla dikkat çekiyor.
Aracın boyu sadece 50 mm uzarken, geliştirme aşamasında yapılan çeşitli düzenlemelerle iç mekânında eskisinden daha fazla baş ve diz mesafesi oluşmuş. Son dönemdeki eğilime uygun olarak “daha sessiz bir iç mekân”ın yaratıldığı Avensis’te, ergonomi ve sürüş konforu açısından da büyük geliştirmeler yapılmış. Her şeyden önce aracın süspansiyon sistemi yumuşatılırken, yol tutuşu güçlendirilmiş, sınıfında ilk sayılabilecek “elektrikli direksiyon yükseklik ve derinlik ayarı” gibi unsurlar eklenmiş.

Yeni teknolojileri var
Çok düşük bir rüzgâr sürtünme katsayısına sahip olan yeni Avensis, böylelikle tüketimi azaltırken, yola daha iyi oturur hale gelmiş.
Toyota, yeni Avensis’in çevreci özelliğini sadece rüzgar direncine bağlamamış elbette. Araçta kullanılan tüm motorlar tamamen yeniden geliştirilmiş.
En yeni süpap teknolojisine sahip benzinli motorlar, eskisine göre daha güçlü, ancak az tüketiyor. 1.6 lt (132 HP), 1.8 lt (147 HP) ve 2.0 lt (152 HP) benzinli, 2.0 lt (126 HP), 2.2 lt (150 ve 180 HP) dizel motorlarla donatılan yeni Avensis, karbondioksit salınımı açısından da hayli düşük değerler yaratıyor. Motor seçeneklerine bağlı olarak yeni nesil Multidrive S adı verilen CVT teknolojili bir otomatik şanzımana da kavuşan Avensis, bu akıllı vites kutusuyla manuelden daha düşük tüketim değerlerine imza atabiliyor.
Türkiye’ye ise 1.6 ve 2.0 lt benzinlinin yanı sıra 2.0 lt dizel motorlarla getirilecek yeni Avensis’te, 2.0 lt benzinli motor Multidrive S şanzımanla satılacak.
Araçta donanım paketlerine göre standart veya isteğe bağlı sunulabilen 7 hava yastığı, direksiyon destekli araç denge kontrolü (VSC+), çarpışma önleyici sistem, çekiş kontrolü (TRC), elektrikli ve hafızalı direksiyon, elektronik park freni, elektrikli katlanabilir yan aynalar, yağmur sensörü, otomatik yanan farlar, arka ve arka yan camlarda güneşlik, 17’ inç alüminyum alaşım jantlar, sürüşe duyarlı bi-xenon farlar, akıllı giriş ve çalıştırma sistemi gibi unsurlar mevcut.

Haberin Devamı

‘Çevrecilikle fırsat yaratabiliriz’
Toyotasa Genel Müdürü İbrahim Orhon, Türkiye’deki vergi sisteminin motor teknolojilerini ve çevreci gelişimleri dikkate almayan bir vergi sistemine sahip olduğunu belirterek, bu dönemde çevreye ilişkin atılımlarla fırsat yaratılabileceğini söyledi.
Orhon, az kirleten araçların vergisel anlamda teşvik edilmediğini, vergilendirmede sadece motor hacimlerinin dikkate alındığını hatırlatarak, “Oysa bugün 2.0 lt ve üstü hacimlere sahip olmasına karşın, çok düşük karbondioksit salınımı olan motorlar var. Ancak vergilendirmede bunlar dikkate alınmıyor” dedi.
Türkiye’nin bu küresel durgunluk ortamında çevreci bir atılım yaparak, fırsatlar yaratabileceğine dikkat çeken Orhon, “Türkiye en çevreci otoları üreten ülke haline gelebilir. Hükümet, bunun için arsa ve altyapı hazırlıkları yapıp, üreticileri davet edebilir” diye konuştu. Orhon, “Bugünden tüm üreticilere çağrı yapılabilir ve ‘Gelin, en çevreci araçlarınızı ülkemizde üretin denilebilir. Bu konuda Avrupa’da ve dünyada öncü olabiliriz” ifadesini kullandı.