Otomobil Huzurlarınızda S-Max ekspresi

Huzurlarınızda S-Max ekspresi

23.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ford'un sportif görünümlü aracı S-Max, konforlu ve fonksiyonel iç hacimli bir MPV'nin, istenirse pek de hantal olmayan, göze de fazlasıyla hitap eder hale getirilebileceğinin kanıtı durumunda

Huzurlarınızda S-Max ekspresi
Levent KÖPRÜLÜ

Kabul etmek gerekir ki, genç yöneticiler, çocuk sahibi ya da çocuksuz genç çiftler, biraz üst sınıf bir otomobil alacakları zaman karar vermede epey zorlanırlar.

Haberin Devamı
Zira gönüllerinden işlevsel, konforlu, gerektiğinde arkadaşları da toplayıp gezebilecek bir minivan geçer de, böyle bir aracı almayı son anda istemezler. Bunun nedeni de, böyle bir aracın kendilerini çok ağırbaşlı göstereceği yahut hantal olabileceği şüphesidir. Gidilir, paşa paşa ya bir Hatchback ya da Sedan otomobil satın alınır. Aynı işi görür mü, o tartışılır...

Sanırım, aralarında Murat Güler'in de bulunduğu tasarım ekibi, S-Max ve büyük kardeşi Galaxy'yi yaratırken tüm bunları da düşünmüşler. Nitekim yolda aldığım "göz tepkileri", S-Max'in tam bir minivan olarak değil, hoş ve sportif çizgilere sahip bir araç şeklindeydi.

Hızlı tren faktörü

Öncelikle başlığa biraz açıklık getirmek lazım. Nitekim "ekspres" lafını durup dururken etmedim. Murat Güler bizzat kendisi söyledi. Bu araç tasarlanırken, Almanya ve Fransa'da popüler olan "hızlı trenler" örnek alınmış. Bizimki değil kesinlikle...

Zira bu trenler, hız yapabilmesi için bir mermi gibi aerodinamık tasarlanıyorlar. Buyurun işte, size mermi gibi bir tasarım. Ön camın eğimi ile, kaput kısmı neredeyse bir çizgide. Yanlara doğru taşan farlar, farlara yakın konumlandırılan sis farları, bu etkiyi artırıyor. Ön çamurluktaki hava çıkışları ise, oldukça havalı görünüyor. Hele de alaşım sportif jantlarla.

Yine bu hızlı trenlerde, her türlü konforu bulmak da mümkündür. Rahat ve vücudu kavrayan ve diz mesafesi geniş koltukların arkalarında katlanır masaları, bardak koyma yerleri bulunur. İçeride kimi zaman hoş bir müzik sesi duyulur. Hızlarını pek belli etmezler ve sessizdirler. S-Max'in koltukları da vücudu kavramakta. Arka ikinci sırada hatırı sayılır bir diz mesafesi bulunmakta. Ayrıca ön koltukların arkasında katlanır masalar var. İç mekanı, dizel motora rağmen olabildiğince sessiz. Sadece araç biraz sportif karakterli olduğundan, süspansiyon sistemi çok yumuşak tutulmamış. Yine de çok sarstığını söylemek haksızlık olur.

Haberin Devamı
Sürücü odaklı

Tabii size yapacağım "hızlı tren geyiği" maalesef bu kadarla sınırlanıyor. Nitekim bu araçların sürücü kabinlerini görme şansım olmadı. Bu yüzden bir karşılaştırma yapmaksızın, S-Max'i başlı başına anlatmam gerekiyor.

Sportif karakterine uygun olarak, alüminyum görünümlü malzemeyle kaplanan orta konsol, tamamen sürücü odaklı yapılmış. Bu arada iri göstergelerin, eski Amerikan ve Alman Ford modellerini anımsattığını da söylemeliyim. Kesinlikle çok hoşuma gitti. Orta konsol da oldukça şık ve fonksiyonel. Kullanımı çok kolay. Müzik sistemi ve klima düğmeleri için ihtisas yapmaya gerek yok.

Bununla birlikte el freni çok ilginç. Bir uçak levyesini andırmakla birlikte, yukarı doğru çekiliyor. İndirmek ise çok kolay.

Kullandığımız araç, yedi kişilikti. Yani üçüncü sıra koltuk da mevcuttu. Bu koltuk, kolay katlanması, çok uzun boylu olmayan yetişkinlere de hitap edebilmesi, katlandığında bagaj zeminini düz hale getirmesiyle başarılı.

Kesinlikle hantal değil

Türkiye'ye sadece 2.0 lt 140 HP'lik dizel motorla ithal edilen S-Max, bu motorla ve altı ileri manuel vites kutusuyla asla boyutlarına bakıp da, "hantal" diye nitelenemeyecek bir araç.

Nitekim bunu, ara hızlanmalarda bile görmek mümkün olabiliyor. Alt devirlerde tutuk gibi görünse de, 2000 devir/dakika civarında gerçek özelliklerini sergilemeye başlıyor. 1.7 tonun üzerindeki bir kütleden söz ediyorsak, biraz anlayış gerekir ama, değil mi?

Biraz sert vites geçişlerine sahip olmakla birlikte şanzıman, bu motorla çok iyi uyum sağlıyor. Yeni nesil tüm dizellerde olduğu gibi ısındıkça daha sessizleşen motor, bu konuda da benzinlilerden geri kalmıyor. Zaten içinde de çok fazla farkedilmiyor. Fabrika değerlerine göre 10.2 sn'de 0'dan 100 km/s'ye çıkan araç, 200 km/s'ye yakın bir maksimum hıza sahip. Bununla birlikte yolda kesinlikle dengeli yürüyor. Bunda orta sert süspansiyonun ve ESP'nin (Elektronik Denge Programı) kesinlikle payı büyük. Ancak aracın dinamiği da buna uygun yapılmış. Tıpkı Focus'taki gibi.

70 litrelik deposu bulunan araç için fabrika tarafından verilen ortalama tüketim değeri 6.4 lt. Tabii 90 km/s hızda. Ancak biz, 8-8.5 litre civarında tükettik. Bunda karma kullanım, zaman zaman 90 km/s'nin üzerinde seyretmek de vardı. Sağ ayağınızın ayarına bağlı anlayacağınız. Biz, bir depoyla 850 km'den biraz fazla yol yaptık. İsterseniz daha fazlasını da görebilirsiniz.

Donanım listesi hayli uzun. ABS+EBD, ESP, Çekiş Kontrol Sistemi (TCS), sürücü diz hava yastığı da dahil 7 hava yastığı, çift bölgeli elektronik klima, çok fonksiyonlu direksiyon simidi, radyo/CD çalar, elektrikli ısıtmalı ve katlanabilin yan aynalar, uzaktan kumandalı merkezi kilit, elektrikli camlar, far ve yağmur sensörü, direksiyona bağlı olarak yanan viraj lambaları, xenon farlar ve dahası. Fiyatı 66 bin YTL'den başlayıp, ekstralarla birlikte 75 bin YTL'ye kadar çıkabiliyor.