02.07.2009 - 12:03 | Son Güncellenme:
LEVENT KÖPRÜLÜ
Otomobilin daha ilk resimleri yayınlandığında notumu vermiştim... "Bu otomobil, kesinlikle Chevrolet markasına yakışır bir tasarım olmuş" demiştim hatta içimden.
Chevrolet Avrupa'nın son numarası olan Cruze'un anahtarını elime alıp, etrafında şöyle bir tur attığımda da, bu görüşüm değişmedi, aksine pekişti. Nitekim markanın bugüne kadar Avrupa ve Türkiye piyasasında sunduğu modeller arasında tamamen yeni geliştirilen ve dış görüntüsüyle Amerikan tadı taşıyan bir otomobil olmuş.
Hayli sert görünümlü
Öncelikle Chevrolet markasıyla ülkemizde de satılan Kore esintili modellerinden daha özgün bir araç yaratma fikriyle yola çıkan firma, bunda başarılı da olmuş görünüyor.
Yerini aldığı Lacetti'den daha sert ve dolgun görünümlü olan Cruze, önden hayli heybetli görünüyor. Ortadan bir bantla ikiye ayrılan geniş ve iri radyatör ızgarası, aracın kuşkusuz en ayırt edici yönü. Bu sayede Chevrolet'nin Amerika'da üretilen modellerine hayli benzeyen Cruze, aynı zamanda önden kolayca kendisini tanıtıyor. Bu ayırt edici görünüm, çamurluklara kadar uzanan "çatık kaşlı" iri farlar ve kaslı çizgilere sahip motor kaputuyla da tamamlanmış.
Yanlara doğru şişkinleşen çamurluklar otomobilin iri görüntüsünü pekiştirirken, yandan bakıldığında Lacetti ile aradaki fark daha bariz ortaya çıkıyor. Nitekim Cruze, kesinlikle daha yüksek ve dolgun bir otomobil. Bununla birlikte dinamik çizgilerle oluşturulan modern tasarım, arkada da devam ediyor. Japon otomobillerini andıran arka stop lambaları, yüksek bagaj ve iri tamponlar, aracı çekici yapan diğer unsurlar arasında.
Tüm bunları birleştirdiğinizde, yolda dikkat çekmesi kaçınılmaz bir otomobille seyahat ettiğinizi anlıyorsunuz. Zira Cruze, dış tasarım açısından kesinlikle beklentileri karşılayacak bir otomobil.
Corvette esintili kokpit
Cruze'un iç mekanına girmeden hemen önce, şunu konuyu baştan hatırlatalım. Cruze, 4.6 metrelik uzunluğuyla bu sınıfın uzunlarından. Dolayısıyla iç mekan bir hayli geniş tutulmuş.
İçeriye girdiğinizde sadelikğin yanı sıra orta üst sınıf otomobilleri hatırlatan bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz. Bununla birlikte Chevrolet tasarımcılarının, dış tasarımda olduğu kadar iç mekan tasarımında da hayli titiz davrandıkları belli oluyor. İçeri doğru gömülü, iri göstergeler rahat okunur cinsten. Üstelik göstergeler ve orta konsolun aydınlatmasında kullanılan mavi ışık, beni baştan bitirdi. Olumsuz anlamda söylemiyorum, mavi ışıklandırma gecenin karanlığında bile insanın içini açıyor bana göre...
Orta konsol ise, aracın iç mekandaki en iddialı bölümlerinden biri kuşkusuz. Zira bu bölüm, Chevrolet'nin efsanevi spor otomobil Corvette'den izler taşıyor. "V" şeklindeki tasarım, tamamen bu modelden esinlenilerek oluşturulmuş. Metal görünümlü yüzeyler ve ahşap kaplamaların birarada kullanıldığı orta konsolda, müzik sistemi ve ekranı da hayli kompakt bir şekilde, derli toplu duruyor. Kullanımıysa kesinlikle zor değil. Aynı şekilde klima kontrol düğmeleri ve göstergesi de çok kullanışlı olmuş.
İç mekanda gözüme çarpan, bana göre tek olumsuzluksa, ön göğüs olarak bilinen bölümde kumaş döşeme ayrıntıları kullanılmış olması. Nitekim araç içinde kumaş döşemenin kullanımı ve bakımı biraz fazla dikkat gerektirebilir diye düşünüyorum.
Koltuklar ve arka bölümdekilere ayrılan diz mesafesi yeterli düzeyde. Bununla birlikte içerideki gürültü seviyesinin hayli düşük olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Eşya koyma gözlerinin sayısı konusunda da Cruze, gerçekten başarılı.
Yol tutuşu başarılı
Türkiye'de ağırlıklı olarak benzinli motorla satılması beklenen (çünkü dizeli 2.0 lt) Cruze, 1.6 lt litrelik 113 HP gücünde bir makineyle donatılmış. Bu motor, elbette tahmin edebileceğiniz gibi Opel Astra'da da kullanılanın aynısı.
Test aracımız, 6 ileri ve manuel kullanıma da olanak tanıyan otomatik şanzımanla donatılmış bir versiyondu. Bu sınıfta pek rastlanmayan 6 ileri otomatik şanzıman, her ne kadar kullanım açısından pratik ve rahat olsa da, yakıt tüketiminin bir miktar yüksek çıkmasına neden olabiliyor. Nitekim ara hızlanmalarda ve yokuşlarda vites seçmekte bazen kararsız kalabilen şanzıman, motorun da isteksizliğiyle birleşince devirli kullanımdan başka yol bırakmayabiliyor. Bu da tüketimin, 10 litre civarına çıkmasını sağlıyor. 60 litrelik depo, bizi 580 km götürdü.
Bununla birlikte aracın dozu iyi ayarlanmış süspansiyonu ve ESP sistemi, yol tutuş konusunda Cruze'un başarılı puanlar almasını sağlıyor. Direksiyon tepkileri ve frenler de eklendiğinde, aracın kullanımı hayli zevkli oluyor.
Cruze, öncelikle tasarımı, zengin standart donanımları ve elbette uygu fiyatıyla orta sınıfta gerçekten cezbedici bir araç halini alıyor. ABS, ESP, 8 hava yastığı, radyo/MP3/CD çalarlı müzik sistemi, yol bilgisayarı gibi unsurlar standart, üstelik de otomatik vitesli versiyonu 35 bin TL civarında.