17.11.2009 - 20:05 | Son Güncellenme:
LEVENT KÖPRÜLÜ
Kabul etmek gerekir ki bazı markaların işi hakikaten zordur. Onun fanatiği olanlar, markanın her yeniliğini oldukça eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirir. Markayı sadece tanıyanların ise, ondan beklentileri vardır. Hiçbir modelini kullanmasalar da, günün birinde alacakları aracın ana hatları bellidir.
Jeep gibi köklü ve başarılı bir geçmişe sahip marka da, bu sınıfa giriyor. Geçmişten bugüne kadar taşıdığı mirası sürdürürken, diğer yandan da yenilikleri, ondan beklenen ölçüler içinde yapmak zorundadır. Cherokee, Jeep’in savaş araçlarından sonra sivil araçlara geçişi sırasında önemli yere sahip modellerinden biri. Geçmişi 70’li yıllara uzanan Cherokee, markanın arazi aracı üretme konusundaki becerilerini, günlük kullanıma uygun tasarımla birleştirdiği bir model olarak zihinlerde yer etti.
Gerçek Jeep tutkunları, Cherokee’yi sert ve köşeli hatlı, yani deyim yerindeyse bir “otantik 4x4” olarak bildi. Bu yüzden de sevenlerinin 3. nesil Cherokee’yi kabullenmeleri hayli zor oldu. Yuvarlak hatlı bu araç, tasarım açısından sevenlerini çok da mutlu etmezken, markaya çok sayıda yeni tutkun katmakta da pek başarılı olamadı.
Bunun farkında olan Jeep, Cherokee’nin 4. neslinde markanın geçmişine daha yakışan bir tasarım tercih etmiş. Yani daha köşeli hatlara sahip, daha sert bakışlı bir araç yapmış. Marka kimliğine uygun olarak ön tasarımı büyük ağabey Commander’a benzeyen yeni Cherokee, çıkıntılı çamurlukları, öne doğru daralan ve Jeep’in geçmişine gönderme yapan motor kaputu, su damlası şeklinde yuvarlak farlara sahip (ki Jeepçiler bu tip farları özellikle istiyor) tasarımıyla hayli sert duruyor. Tamamı kromajlı radyatör ızgarasıysa aracın lüks imajı taşımasını sağlıyor. Yani biraz kibarlık katmış ona!
Fazlaca aileye bağlı!
Aracın ailenin diğer fertlerine benzediğini söylemiştik ya, bu konu, yeni Cherokee’nin arka bölümünde bir miktar abartılmış gibi.
Nitekim yeni Cherokee’ye arkadan her bakışımda gözümün önünde Jeep logolu bir Dodge Nitro duruyor izlenimi doğdu içime. Tabii bu, dıştan aracın arka bagaj kapağı ve stop lambalarıyla sınırlı. Bununla birlikte arkada bulunan yedek lastik, bu yeni araçta artık içeriye girmiş.
İç mekanına girdiğimdeyse, “aile” olayı yeniden karşıma çıktı. Nitekim göstergelerden, orta konsolun tasarımı ve kumanda birimlerine varıncaya kadar pek çok unsurda kendisini gösteriyor. Bununla birlikte eskisine göre daha geniş olan iç mekanda, kalite hissi yine her köşeye sinmiş.
Sert dokunuşlu ve kolay temizlenebilen plastik malzeme, kaliteli işçilikle birleştirilince ortaya bozuk yolda ve arazide “fare tıkırtısı” çıkartmayan sessiz bir mekan çıkmış. Bununla birlikte önceki modelin eleştiri çeken bir diğer yönü olan “eşya koyma gözlerinin eksikliği” durumu, yeni Cherokee ile iyileştirilmiş.
Hafızalı ön koltukları, deri döşemesi, ferah iç mekanıyla beğeni toplayan yeni cherokee’nin direksiyonunda derinlik ayarı bulunmaması biraz garip geldi. Zira bu, benim gibi “boydan iri”ler için biraz sıkıntı verebilir. Yine de Jeep’in sürücü koltuğunda olmak elbette ki başka bir duygu.
Hele de başarılı müzik sisteminin çınlattığı iç mekandayken...
Bu arada özellikle arkada baş hizasındaki kol tutamaklarında ışıklandırma yapılmış olması, aracın gerçekten kendine has, en hoş sürprizlerinden biriydi, bunu da not etmeliyim.
“Arazide gör beni”
Yeni Cherokee’nin kaputunun altında 2.8 lt hacimli, 177 HP üreten bir dizel motor duruyor. Güç, çekiş ve canlılık açısından gayet başarılı olan motor, 5 ileri ve manuel özellikli otomatik vites kutusuyla eşleştirilmiş.
İkisi biraradayken hayli dinamik bir sürüş sergileyen Cherokee, bununla birlikte 100 km’de 11 lt civarında bir tüketime imza atıyor.
Yine aynı motor, yeni geliştirilen “Selec-Trac II” dört tekerlekten çekiş sistemiyle arazi koşullarında da başarılı sonuçlara imza atıyor. Sürücü, çekiş sistemini nasıl kullanmak istediğini, vites kolunun önünde bulunan küçük düğmeyle çözüyor. Bunun için “2 Çeker”, “4 Çeker Otomatik” ya da ağır arazi koşullarında kullanılacak “4 Çeker Düşük Hız” modlarından birini seçmek yeterli. Ayrıca aracın yine arazide hayli yararlı olabilecek Eğim İniş Yardımcısı sistemi de bulunuyor.
Yumuşak sayılabilecek süspansiyon, konfor arayanlar için ideal görünürken, otoyolda fazla sallantılıymış hissi yaratabiliyor. Bununla birlikte arazide bu süspansiyonun faydalarını, iç organlarınızın yerinde durduğunu farkettiğinizde daha iyi anlıyorsunuz.
Sonuca gelecek olursak... Kıssadan hisse, Jeep Cherokee’deki hatalarını yenisinde “temize çekmiş” denilebilir.