Pazar"Daha ısınırken gülerek rakibi sinir ediyorum"

"Daha ısınırken gülerek rakibi sinir ediyorum"

24.04.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

7'nci kez Avrupa şampiyonu olan Hamza Yerlikaya en çok büyük kulüplerin güreşi sahiplenmesini istiyor ki "taraftarlar oluşsun, tanınmış firmalar güreşe katkıda bulunsun"... Çapraz mayo askıları ve ters taklasıyla ünlü güreşçimizin karşılaşma öncesi de bir taktiği var: "Rakiple birlikte ısınıyoruz. O boğa gibi sinirli dururken, ben gülüyorum. Ben güldükçe o daha çok sinirleniyor"

Daha ısınırken gülerek rakibi  sinir ediyorum

Şampiyon güreşçimiz Hamza Yerlikaya: Konuşmayı çok seviyor ama sadece güreş üzerine. Önce "Özel hayat özeldir, konuşulmaz" dese de sonra açılıyor. Onu evine davet eden kadınları da anlatıyor... Hele bir hikaye anlatıyor ki sadece rakiplerinin değil kadınların da onunla güreş tutmak istediğini öğreniyoruz.İşte, babası ve iki abisi de zamanında güreşçi olan, daha 17 yaşındayken büyüklerle güreşmeye başlayan, takımda kimse madalya alamazken Avrupa ve dünya şampiyonlukları kazanan 29 yaşındaki Sivaslı Hamza Yerlikaya... Güreşçimiz Hamza Yerlikaya geçen hafta bir şampiyonluk daha kazanarak bizi sevindirdi. Bulgaristan'ın Varna kentinde düzenlenen 52. Avrupa Büyükler Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda, 96 kiloda altın madalya aldı ve 7'nci kez Avrupa şampiyonu oldu. Evet. Bir de asrın güreşçisi lakabım var biliyorsunuz. Önce tebrikler. Hepimizi çok mutlu ettiniz. Bu arada herkes şampiyon diye hitap ediyor. Hep böyle mi derler? 1993'ten 2004'e kadar 80'li kilolarda mücadele ettim. O kilolarda kalmak için muazzam güç sarf ediyorsunuz. Vücudunuzda su kalmamış, yağ kalmamış. Sinirlisiniz, gerginsiniz. Gözleriniz bulanıklaşıyor. 2004'te bir şampiyona için yine aynı kilolara inmeye çalışırken "Bu benim son düşüşüm, bundan sonra 96 kiloda mücadele edeceğim" dedim. Siz bu işe 82 kilo ile başladınız. Kilonuz ara ara değişti, şimdi de 96 kiloda mücadele ediyorsunuz. Sürekli kilo alıp vermeniz ya da aynı kiloyu korumanız zor olmuyor mu? Herkes uyurken biz idman yapıyoruz. Herkes istirahat ederken, gezerken biz idman yapıyoruz. Saat 06.30'da kalkıyoruz, idmana başlıyoruz. Öğlen, akşam tekrar. Haftanın beş günü böyle. Cumartesileri tek idman. Pazarlar serbest. Kamplar da oluyor. İnsanın sosyal yaşantısı kalmıyor. Çalışma temponuz nasıl? 1991'den beri böyle. Ama güzel olan çok şey var. Ülkenizi temsil ediyorsunuz, her insanın sevgisini, duasını alıyorsunuz. Özel birisiniz ve bunun değerini bilmek lazım. Bu çok rahatsız edici değil mi? "2008'den sonra bırakacağım" Onlar bana özel kalsın, büyüsü bozulmasın istiyorum. Yoksa, takıntılarım var. Mindere çıkmadan yaptığınız özel şeyler var mı? Evet. Çapraz atarım askılarımı. Mayonuzun üstünün çapraz olması gibi mi? Tabii. Bunları destekleyen bir manevi güç de, bir ilahi güç de olması lazım. Dua eder misiniz? Rakiple aynı yerde ısınıyoruz. Ben ısınırken gülüyorum. Adam orada boğa gibi kızgın, ciddi, sinirli tavırlarla duruyor ve sen gülüyorsun. Sen o kadar sinirli, ciddiyken ben sana gülsem ne yaparsın? Isınırken neler yaşanıyor? E, o kadar sinirli insan minderde başarılı olabilir mi? İyice sinirlenirim. En son düşüyordum. Kilo alınca, yaş da ilerleyince takla atmak zorlaşıyor. Bir de kazanınca attığınız takla var. Genel olarak 34, 35, 36 gibi biter. Güreşteki yaş sınırı nedir? Benim için 2008 Pekin Olimpiyatları son olacak. Ondan sonra bırakacağım. Siz ne zaman bırakacaksınız? Uzak mesafeden bana vurup da zayıf bir yerimden beni indirdi indirdi. Adalelerimiz de güçlüdür bizim, okkalı vurmalı. Ama bir yakalarsam, bir yerini bir tuttum mu bitti. Kikboksçu, tayboksçu fark etmez. Şimdi siz gerçekten çok mu güçlüsünüz? Kavga ettiğiniz herkesi yenebilir misiniz? Film izlemeyi çok seviyor. Sinemaya sık gidiyor. Evde de hep televizyon karşısında uyuyor. Arabayla hız yapmaya bayılıyor. O kadar hız yapmamak için jeep almış. En sevdiği yemek mantı. İçki içmiyor. Dans etmiyor. Zaman zaman arkadaşlarıyla gece dışarı çıkıyor ama çok sevmiyor. Takım elbiseyi, özellikle kravatı çok seviyor. 200 civarı kravatı var. Ve 200'e yakın ayakkabısı. Sadece güreşmiyor. Futbol ve tenis de oynuyor. 200'e yakın kravatı ve ayakkabısı var "İlk bakışta sert görünürüm ama aslında çok duygusalım" Yok, o stresli atmosferde ne teri, ne kokuyu, hiçbirini görmüyorsun. İdmanlarda olabilir ama maç sırasında farkına bile varmıyorsun. Ayrıca zaten maça terli çıkıyoruz biz. İçeride ısınmadan çıkmanızın imkanı yok. Bir tek şey var... Benim cildim çok hassas. Sakal sürtündüğü vakit aşırı kızarma oluyor. Maçtan sonra rahatsızlık duyuyorum birkaç gün. Güreş çok sarılarak, birbirine yapışarak yapılan bir spor. Karşınızda kıllı, terli adamlar. Hiç iğrenmiyor musunuz? Ya da bu da bir taktik olabilir mi, bilerek pis çıkmak? Bir kere o "ıyy" diyenler çok az. Diyenler de aslında içinde bize karşı bir sevgi taşıyor ama kendi kibirinden bunu göstermiyor. Bazı kadınlar güreşçileri seksi bulup beğenirken bazıları da güreşçilere "ııyy" diyor... Size nasıl yaklaşıyorlar? Geliyor yani. Çok teklif geliyor mu kadınlardan? Oluyor. İlginç teklifler oluyor mu? "Bir gün bir kadın beni evine götürdü. İki odayı birleştirmiş ve..." Bir gün bir arkadaşım beni Şamdan'a götürdü. Ben oturuyorum. Bir kadın geldi yanıma. Çok da şık, zayıf, uzun boylu bir kadın. "Benimle bir yarım saatliğine gelebilir misin?" dedi. Merhaba falan hiçbir şey yok. "Peki" dedim. Aldı kadın beni, arabayla bir yere götürüyor. Arabada korkmaya başladım. Acaba beni kesecekler mi, bir yere mi atacaklar diye düşünmeye başladım. Evine götürdü beni. Çok büyük bir evi var. 300 metrekare falan. Üst kata çıkardı. İki odayı birleştirmiş, güreş minderi koymuş oraya. "Bu ne?" dedim, "Hep hayalimdi" dedi. Anlatsanıza birini. Evet. Fantezisi sizinle güreşmek miymiş? Kaçtım. O da kovaladı beni aşağıya kadar. Sonra bir taksiye atladım, gittim oradan. Ne yaptınız? Aman, aman... Bana hiç öyle teklif gelmedi. Herhalde bizim yapımızı biliyorlar. O yüzden de yanıma gelmiyorlar. Erkeklerden de teklif geliyor mu? Bir kere bağlıyım. Sadakate inanırım. Çok duygusalım bir de. İlk bakışta sert, sinirli biri gibi görünebilirim ama konuştukça samimiyeti anlıyorlar. İlişkilerinizde nasıl bir erkeksinizdir? Tabii, kıskanırım ama aşırı değil. Kıskanç mısınız? Tabii. Bazı şeyleri bana özel olmalı. Kadının bir özelliği olmalı. Herkesin gördüğünden, herkesin paylaştığından bana ne. Özellikle evli bir kadın giyimine kuşamına dikkat etmeli. İnsanlar kızabilir ama bu benim şahsi fikrim. Kıyafetine falan karışmak... O beni sevsin, ben onu seveyim. O kadar. Bir de saygı. Peki, kadından ne beklersiniz? Evet, artık düşünüyorum.c Evlilik, çocuk düşünmüyor musunuz peki?

KEŞFETYENİ
Aşk tazelediler! Ünlü çiftten nişan sonrası romantik tatil
Aşk tazelediler! Ünlü çiftten nişan sonrası romantik tatil

Cadde | 19.06.2025 - 07:16

Oyuncu Hazal Çağlar ile Samet Akaydın nişan sonrası tatile gitti.

Yazarlar