28.04.2024 - 02:00 | Son Güncellenme:
Uğur Yıldırım - İlk seferini yapmaya hazırlanan Turistik Diyarbakır Ekspresi’nin yola çıkmasına dakikalar kala herkes heyecanlı. Gazeteciler, sosyal medya fenomenleri, yurt dışından ülkemize okumak için gelen öğrenciler, TCDD çalışanları ve biletli yolcular... Ben de Ankara’dan yola çıkan ve dört gün sürecek olan bu seferin ilk yolcularından olmanın mutluluğuyla bakıyorum etrafa. Penceremizin önünden akan Anadolu’yu seyretmeye doyamıyorum. Dağları, dereleri, uzak köy evlerini, yaban yazıda hayvan otlatan çobanları, Malatya’da doğan güneşi selamlıyorum onlarca yolcuyla günler boyunca. Demiryollarının bu en yeni rotasında türkülerle halay çekiyoruz. Yataklı vagonların keyfini sürüp gittiğimiz şehirleri karış karış gezerken sadece dört günde onlarca anı biriktirdim. TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü’nün rayların üzerindeki bu yeni rotasında yolcuları doğa ve tarih ile iç içe bir seyahat bekliyor. Hadi gelin birlikte bu yolculuğa çıkalım....
İLK DURAK MALATYA’DA KİLO KİLO KAYISI...
Turistik Diyarbakır Ekspresi Ankara’dan yola çıktıktan sonra ülkenin kalbinde Bin 51 kilometrelik bir yay çizerek Kayseri, Malatya, Elazığ’ı aşıp Mezopotamya’nın en güzel şehirlerinden biri olan Diyarbakır’a ulaşıyor. Biz de Ankara’dan 19 Nisan Cuma günü Saat 15.55’te başlıyoruz bu yolculuğa. Treni uğurlamaya gelenlere Yeşilçam sahnelerindeki gibi el salladıktan sonra sekizinci vagondaki odamıza yerleşiyorum. Her oda iki kişilik, biri büyük iki koltuk, iki yatak. Temiz çarşaf ve havlular, çalışma/yemek masasının hemen altında buzdolabı var. Odada küçük bir lavabo ve priz de bulunuyor . Oda sıcaklığını ayarlamak için kapının üstünde klima çalışıyor. Oda arkadaşım benim gibi gazeteci olan Mehmet Güney. Odamıza yerleştikten sonra yemekli vagona geçiyoruz. Yemekli vagon sabah 7’den gece 1’e kadar hizmet veriyor. Ana yemekler, sıcak, soğuk içeceklerle geniş bir menüsü var. Diyarbakırlı ünlü bir kadayıfçı seferin ilk misafirlerine tatlı ikram ediyor. Gece boyunca oda ve restoran arasında mekik dokuyoruz sonra yatakları hazırlayıp güzel bir uyku çektikten sonra trenin ilk durağı Malatya olacak.
Depremin yerle bir ettiği Malatya hâlâ yaralarını sarmaya çalışıyor. Tarihi Gar binası kapalı, derin çatlaklar camların arkasından bile görülüyor... Malatyalılar, Turistik Diyarbakır Ekspresi’ni coşkuyla karşılıyor. İlk durağımıza halaylar çekiliyor, trenden inenlere kayısı ikram ediliyor. Ardından bizi bekleyen otobüslere atlayıp sanat konağına geçiyoruz. Dünyada önemli bir yere sahip Fotoğraf Makinesi Müzesi’ni geziyoruz. Oyuncak ve Gramofon Müzeleri de hemen yan tarafta. İsteyen yolcular müzeleri geziyor, isteyenler güzel bir kahvaltı yapıyor. Dileyenler UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Malatya’daki Arslantepe Höyüğü’nü ziyaret edebilir. Malatya’daki 3 saatlik molamız alınan kilo kilo kayısılar ile son buluyor. Trene geçiyoruz. Akşama doğru Diyarbakır’da olacağız.
HAZAR GÖLÜ’NDE BİZ DE DURUYORUZ
Malatya’da lokomotife biniyorum. Makinistlerle birlikte sohbet ede ede Battal Gazi’deki yemyeşil kayısı tarlaları arasından geçiyoruz. Bir ayağı Elazığ’da, bir ayağı Malatya’da bulunan ve Türkiye’de demir yolu uzunluğu bakımından birinci sırada yer alan Fırat Demiryolu Köprüsü’nü aşıyoruz. Baş Makinistler Resul Erkan Gülhan, Fuat Şatır çok uzun yıllardır TCDD bünyesinde görev yapıyorlar. Kıvrıla kıvrıla uzayan rayların üstünde Elazığ’ı geçip Hazar Gölü’ne ulaşıyoruz. Atatürk’ün yakından görmek için treni durdurduğu Hazar Gölü’nde, Turistik Diyarbakır Ekspresi’nde biz de duruyoruz. Yolcular trenin içinden fotoğraf çekiyorlar. Fırsattan yararlanıp vagonlara geçiyorum. Diyarbakır’a yaklaştıkça trende coşku artıyor. Türkçe-Kürtçe şarkılar eşliğinde halaylar çekiliyor. Trene binmek için İstanbul’dan gelen Ceren ve Şafak Kara çifti ile konuşuyorum. Güneydoğu’yu çok merak ediyorlarmış, tren seferinin başladığını duyunca bilet alan ilk yolculardan olmuşlar. Ceren, “Trende hem çalıştım hem yemek yedim hem de dinlendim. Benim için ev gibiydi. Etkileyici ve konforlu bir yolculuk yapıyorum” diye anlatıyor.
GÖRKEMLİ SURLARIYLA ADIM ADIM DİYARBAKIR
Tren Diyarbakır Garı’na girdiğinde çalınan davul ve zurnaların sesleri tüm vagonları sarıyor. Kentin ileri gelenleri treni karşılamak için oradalar. Karşılama töreni bitince valizleri alıp otobüslere geçiyoruz. İlk gece Diyarbakır’da kalacağız. Otele geçmeden önce Diyarbakır’ın meşhur kara taşlı konaklarını, görkemli surlarını, Dicle Nehri üstündeki 10 Gözlü Köprü’yü, Suzan-Suzi’nin Kırklar Dağı’nı, Ulu Camii’yi, Dört Ayaklı Minareyi, Surp Giragos Kilisesi’ni, çarşısını pazarını gezip Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın misafiri olarak Gastro İnovasyon Merkezi’nde yemeğe geçiyoruz. Bölgenin coğrafi işaretli birbiriden lezzetli yemeklerinin tadına bakıyoruz. Sabah kahvaltı için Diyarbakır’ın meşhur konaklarından birinde buluşuyoruz, öğlen 12’de tren kalkacak, serbest zamanda yolcular Diyarbakır’ın keyfini çıkarıp, bol bol alışveriş yapıyor.
HARPUT KALESİ’NDEN ELAZIĞ SEYRİ
Tren pazar günü saat 12’de Diyarbakır Garı’ndan ayrılıyor. Akşama doğru Elazığ’da olacağız. Trende Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından Türkiye’de eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler de var. Kırgızistanlı Malika Nurlanova, “Diyarbakır’ın kendine özgü bir ruhu vardı, çok sevdik. Tren yolculuğu da bizim için Türkiye’de unutulmaz bir anı oldu” diye anlatıyor yaşadığı deneyimi. Afganistanlı Abdulnafi Semavi de, “Her şey çok güzeldi. Türkiye’nin doğusunu ilk kez gördük. Trende bir de internet olsa evimizden farksız olacaktı” diyor. Elazığı’da Yolçatı tren istasyonunda durup otobüslerle Harput Kalesi’ne gidiyoruz. Türkülerdeki Hüseynik Yolu’nu tırmanıyoruz. Harput Kalesi’nden Elazığ’ı seyre dalıyoruz sonra. Akşam yemeğinin ardından şehir merkezindeki Kapalı Çarşı’da meşhur orçik ve pestil alışverişi başlıyor. Dört saatlik moladan sonra hava kararıyor, biz de trene geçiyoruz. Sabah Kayseri’de olacağız.
YOLCULUK DEĞİL ANI SATIN ALIYORSUNUZ
Kayseri’de küçük bir şehir turu yapıyoruz. Selçuklu Uygarlığı Müzesi’ni, şehrin kalesini geziyoruz. Kayseri’de 3 saatimiz var. İsteyen kahvaltı yapıyor isteyen alışveriş. Keyfili bir Kayseri turunun ardından tekrar trene geçiyoruz. Akşama doğru Ankara’da olacağız. Turistik Diyarbakır Ekspresi, haftada bir olacak şekilde seferler yapacak. 180 kişi kapasiteli 9 yataklı ve 1 yemekli vagondan oluşan trende iki kişilik yataklı vagonlarda yolculuk yapmak isteyenler 9 bin lira, dönüş güzergahında ise 8 bin lira ücret ödüyor. Deneyimimden yola çıkarak diyebilirim ki bu trende yolculuk değil anı satın alıyorsunuz. Bu seyahati sadece bir yolculuk olarak tanımlamak haksızlık olur. Seyahat etmeyi sevenler, yollara bakıp derin derin düşünmek isteyenler, fotoğraf sevenler için Turistik Diyarbakır Ekspresi modası geçmeyecek bir turizm rotası olacak gibi görünüyor.