Pazar"Sokaktan geçenleri çağırıp onlara elbise dikeceğim"

"Sokaktan geçenleri çağırıp onlara elbise dikeceğim"

07.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Kapalıçarşı, Beyoğlu, Karaköy'den vazgeçemem"

Sokaktan geçenleri çağırıp onlara elbise dikeceğim





Cemil İpekçi'nin 33 yıllık moda tasarımcılığı hayatından birikimlerini sunacağı ve annesinin adını taşıyan sergisi 17 Aralık'ta Borusan Otomotiv'de başlayacak. Bir hafta sürecek olan Sahire isimli serginin açılışı da iki gece, iki defileyle yapılacak. İpekçi "Hayatımın en ağır koleksiyonu" dediği Sahire boyunca tasarım öğrencilerine seminerler de verecek.
Ayakkabıdan çizimlere, kağıt elbiselerden aksesuvarlara kadar toplam 80 parça eşyanın yer aldığı bu sergi hakkında Cemil İpekçi'yle röportaj yapmak istediğimde beni sergi salonu yerine onun için çok özel olan Kapalıçarşı'ya, defile için alışverişe davet etti. Dışarıda buz gibi bir hava ve yağmur varken biz İpekçi'yle Kapalıçarşı'daki Fes Cafe'de oturduk. Beraber kahve içip, bol bol nefis minik kurabiyelerden yedik. Birikimlerini ve hayatıyla ilgili aldığı kararları gözleri dolarak anlattı. Sonra da Kapalıçarşı turumuz başladı. Bütün esnaf onu tanıyor. Her yerde "Cemil abi yeni mallar geldi", "Abi, gel bir çayımızı iç" diye içeri davet ediyorlar. İpekçi koleksiyonu için yine basmalar baktı, altın yaldızlı kemerleri inceledi ve şıkır şıkır kumaş siparişleri verdi. Yanımızda işin ustası olunca biz de boş durmadık. Foto muhabiri arkadaşım Mustafa'yla beni götürdüğü bir dükkandan İpekçi'yle beraber tanesi bir milyona saf yün çoraplar ve kulaklıklı bereler aldık. Turumuz yaklaşık 2,5 saat sürdü.


Evet, bekledim çünkü beklemeler bize ait değil. Hâlâ korkuyorum; defile gününde bir bomba atılabilir, hükümet düşebilir. Her şey bir yıl gene durabilir. Heyecanlıyım ama bu sadece bu işe mahsus değil. Bu heyecan 30 küsur yıldır bitmedi. Hep heyecanlı bir tiptim. Beni en çok yoran şey, bütün bu eşyaları toparlamak oldu.

"Sergide sevgililerimin de fotoğrafı olacak"

Evet, Arapçada "büyüleyici" demek. Annem çok büyüleyici bir kadındı ve benim hayatımda da bir büyüydü. 20 yıl onunla beraber çalıştım. Annem bu işi yapmayı çok istemiş, bırakmamışlar. Ayrıca bu sergi 1993 yılında başlayan Bir Doğu Masalı hikayesinin son ayağı. Ve son hikayenin Sahire'yle, annemle noktalanması gerekiyordu. Bu sergiyi yeni bir doğuş olarak görüyorum. Başıma neler geleceğini bilmiyorum. Şu anda bir cenin gibiyim.


Sandıklardaydı. Bir de annemin vefatından sonra evinde bulduğum modeller vardı. Bu sergide ayrıca önemli anılarım, fotoğraflarım da olacak. Sevgililerimin de fotoğrafları olacak. Ama hangileri sevgilimdi kimse bilmeyecek. Ben bileceğim sadece. Bir de gelirlerse kendileri.


Muhakkak seramik yapmak istiyorum. Giyilmeyen elbiseler yapabilirim. O elbiseler lamba ya da yatak örtüsü olabilir. Hayatımla da ilgili çok önemli kararlar aldım.


Artık yaşamımın çoğunu Bodrum'da geçirmek itiyorum. 55 yaşındayım, çok zamanım yok. İlla ki birisi benden elbise giymek istiyorsa Adana'dan, Diyarbakır'dan uçağa atlayıp gelebilir. Gelemiyorsa da giymesin elbiselerimi. Canım sokaktan geçen bir insana elbise dikmek istiyorsa çağırıp ona dikeceğim elbiselerimi. Bundan sonra Cemil İpekçi kimsenin adına savaşmak istemiyor.


40-50 tane dostum diyebileceğim insan var etrafımda. Ama dostlarımın çoğu kadın. Erkeklerle dostluk kuramıyorum. Ben öyle futbol falan konuşamıyorum. Güzel sevgiler yaşadım. İki buçuk yıldan beri de çok iyi bir ilişkim var. Çok huzurluyum. İki köpeğim ve balıklarım var, onlarla mutluyum.


Türklerden Rıfat Özbek, Ümit Ünal, Hakan Yıldırım, Hüseyin Çağlayan'ı çok beğeniyorum. Bu insanların ışıklarını çok seviyorum. Yaptıkları işi sevdikleri için yapıyorlar.


Christian Lacroix, Jean Paul Gaultier'yi beğenirdim, hâlâ da çok severim. Ama benim için bu yüzyılın içinde esas bir tane vardı: Thierry Mugler. Bence çağdaş giysi tasarımını başlattı.


Haftanın en az iki günü buradayım. Kapalıçarşı çocukluğumdan beri benim için çok özel. Dolaşıp sadece kahve içsem bile birçok şeyin hayalini kurarım.


Mesela buradaki Sivaslıların dükkanından 32 yıldır alışveriş yapıyorum. Azra'nın (Akın) dünya güzeli seçildiği yarışmada giydiği kıyafette kullandığım kumaşların bir bölümünü buradan almıştım. Suzeni satan Özbek dükkanından tüller, kaftanlar alıyorum.


Karaköy, Kapalıçarşı, Beyoğlu benim için vazgeçilmezdir. Atlas Pasajı, Halep Pasajı, Rus Konsolosluğu'nun oradaki dükkanları sürekli gezerim. Terkos Pasajı'na çok giderim. Giysilere çok büyük paralar ödemeyi aptalca buluyorum. Ama el emeğiyse bir şala bin dolar da verebilirim.


Geçen sene 25 haftaya yakın Leman'da çıktı. Ve ben onları saklıyorum. Posta gazetesinde "Bıyıklı Gelin Jimmy" olarak çıktı. Onu da saklıyorum. Hayatta bu kadar güzel bir şey olamaz. Böyle bir şeye kızılabilir mi? Kaç insan hicvedilebiliyor? İnsanlar size vakit ayırıyor, çizgilerine konuk ediyor. Bu ne kadar hoş bir şey anlatamam. Kızmak yerine ödül vermek istiyorum onlara. Bir de ben öyleyim aslında.


Çok severim. Şu anda 20'li yaşlarımda olsam saçlarım turuncu, her yerim piercing olurdu. Gençliğimde olduğu gibi yine herkes dönüp bana bakardı. Giyim çok komik bir şey. Onunla eğlenmek lazım. Hâlâ takılardan vazgeçemiyorum, deli kızın çeyizi gibi takıyorum.


Yolda öyle insanlar görmeyi çok severim. Zaten gençlerin hepsine söylüyorum. Canınız nasıl istiyorsa öyle giyinin. Kafanıza tüy takmak istiyorsanız takın. Çünkü öyle yaşlar gelecek ki olmayacak. Ben işe eleman alırken bile farklı giyinen, tarzı farklı olan insanları seçerim. Çünkü öyle olan, değişik işler yapar.


KEŞFETYENİ
Survivor macerası sona erdi! Adem Kılıççı hamlesi şoke etti
Survivor macerası sona erdi! Adem Kılıççı hamlesi şoke etti

Cadde | 19.05.2025 - 10:26

Yağmur Banda, elendikten sonra Survivor şampiyonlarından Adem Kılıççı'yı takipten çıktı.

Yazarlar