Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Süper Lig başladığı günden bu yana böyle şampiyonluk maçı görülmemiştir… Yıllarca seyircisi önünde belirleyici son maça çıkan ve final heyecanıyla tribünleri coşturup tur atan takımlar, pandemiyle birlikte ortadan kaybolmuşlardı. Seyircisiz maç o nedenle soğuk ve “resmi” bir havada başladı… Maçı izlerken bir arkadaş, “Abi zaten taraftarları da yok adamların” diyecek oldu. İtiraz ettim; “Seyirciye serbest olsaydı, bu ligin lideri Başakşehir, salt futbolsever kimliğiyle gelenlerin takdirine, alkışına ve coşkusuna mazhar olurdu” dedim.
Yine de 65. dakikaya kadar donuk ve heyecansız da olsa ciddi bir maç seyrettik. Başakşehir bilinen doğru oyunu, alan paylaşımı ve topu akıllı geçişlerle kullanma alışkanlığıyla oynuyordu. Sonra acaip bir şey oldu. Elektrikler iki kez kesildi. Arkadaş, pandemiye alıştık da, bu kesintiyi nasıl anlatacağız genç kardeşlerimize. Onlar böyle kazaları bilmiyor. Biz de unutmuştuk, can sıkıntısıyla hatırlamış olduk. Neyse yirmi dakikalık aradan sonra oyuna döndük.
Evet, donuk, heyecansız bir maç izledik. Maçın en heyecanlı adamları belki de kenardaki teknik adamlardı. Şampiyonluğa doyarak futbolu bırakan Okan Buruk, şimdi teknik direktör olarak da aynı unvanı istiyordu. Bunu da maçtan önce açıkça dile getirmişti. Prosineçki ise Kayserispor’u inat ve ısrarla ligde tutmak için elinden geleni yapıyordu.
İki takım da dalga geçmeden, işlerini ciddiye alarak, sıkıntıdan uzak durarak oynamaya çalıştılar. Başakşehir topa daha çok sahip oluyor ama Kayserispor da kaptığı toplarla karşı kalede hakkını (!) arıyordu.
Başakşehir’in sağdan Visca fırtınasıyla esip gürlemesini beklerken, Demba Ba’nın ortadan başlattığı atakta Clichy soldan kale ağzına dolduruverdi topu… Orada Mahmut Tekdemir vardı. Başakşehir, artık üzerindeki stres neyse, ondan kurtuluverdi bu golle. Sapunaru’ya çarparak girdiğini söylediler ama bence gol Mahmut’un…
Edin Visca dünkü taç giyme maçının kralı olabilirdi. Hayır, kendisinden beklediğimiz oyunu sunamadı bize. Dahası kaçırdığı penaltı da Kayserispor’un direncini artırdı. Kesilen elektrik, Başakşehir’in tek gole takılması, Kayserispor’un maça asılma enerjisi biraz olsun heyecan getirdi maça.
Neyse bunların önemi yok artık! Süper Ligimizin şampiyonu belli: Başakşehir .
Belki tarihleri yok, dört yıldan beri yazdıkları başarı öyküsü var. O öykü şimdi tarih oldu. Milyonlarca taraftarı da yok… Ama tüm Türkiye’nin saygısını ve takdirini kazanan bir kulüp ve takımı var. Onlar paraları batıran, har vurup harman savuran kabahatlerin sahibi de değiller… Kar amacıyla kurulmayan, karını sürekli sermayeye katan bir kulüp örneği sergiliyorlar… Dahası da var.
Futbolumuzun yerli yabancı emektarlarına kucak açmış bir kulüp Başakşehir…
Emre Belözoğlu’ndan Arda’ya, Demba Ba’ya, Mert Günok’tan Mehmet Topal’a kadar. Hepsine de ikinci bahar fırsatı sundular. Bir sığınma limanı oluşturdular.
Bunlar da saygıyı hak etmiyor mu? Bir de kadirbilir bir tarafları var: Zirve mücadelesine yıllarca emek vermiş Abdullah Hoca’nın portresini de koymuşlar. Az şey mi bu?
Bravo Başkan Gümüşdağ… Alkışlar sana Okan hocam. Altıncı şampiyonumuza selam!