Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Skordan bağımsız söylüyorum, iki takım arasındaki güç farkının altını çizmek şart. Aksi takdirde, hayallerini giderek büyüten bir camianın rehavete kapılması, futbolun gerçeklerinden uzaklaşması kaçınılmaz olur. Bunun karşılığı ise beklenmedik sonuçlarla yaşanacak hüsrandır. Abdullah Avcı’nın kitabında bu tarz gevşekliklere yer olmadığı kesin.
Taraflı tarafsız tüm futbol severler kabul ediyor; Trabzonspor bu sezon en güçlü oyuna sahip takım. Yeni transferleri ile olası talihsizlikleri tolare edecek geniş bir kadrosu var. Sanırım devamı da gelecek. Süper ligde bu kadar planlı-programlı başka kulüp yok. Futbol sadece sahada oynanmıyor. Bu ise, rakiplerine karşı ciddi bir avantaj sağlıyor. Abdullah hoca faktörü de başlı başına en büyük şansı.
***
Maça geçmeden önce; Bruno Peres’e parantez açayım. Henüz 7. dakikada kırmızı kartla oyun dışı kalmadığı için, hakem Fırat Aydınus’a ve VAR’daki Ali Şansalan’a teşekkür etmeli. Kimse Karim Hafes’in yüzüne attığı ters tokatın masum olduğunu söylemesin. Bilerek ve elini silah olarak kullanarak Hafes’in sağlığını tehlikeye soktu. Sanırım Fırat hoca ve Şansalan, tokatın “şiddetini” yeterli görmedi! Benim gördüğüm kana bulanmış bir forma ve tampon yapılmış burun idi. Bu tarz kararlar Trabzonspor’a zarar veriyor. İmtiyazlı olmaya ihtiyacı mı var bordo-mavili takımın?..
***
Malatyaspor başta teknik direktörü olmak üzere yenilgiyi kabullenmiş bir ruh hali içinde başladı maça. Oysa geriye düştükten sonra kaybedeceği ne vardı ki? Bir kez rakibinin üzerine gitti, onda da Kubilay, imkansızı başararak altı pas üzerinden topu bir savunmacı gibi dışarı yolladı.
İstatistikler Trabzonspor’un ezici üstünlüğüne işaret etse de, hücum anlamında istediklerini yapmakta zorlandı ev sahibi ekip. Hamsik ve Bakasetas’ın bir tık daha yukarı çıkmaları gerekiyordu. Oysa arkadaşlarının onların bitirici paslarına ihtiyacı vardı. Batuhan hep oyunun içinde kaldı. Abdülkadir Ömür gayretli idi ama yetmez. Visca’nın alternatifi olmak istemiyorsa, daha fazlasını vermeli. Gelelim formasına kavuşan Nwakaeme’ye. Kısa bir aradan sonra döndü ve gözümüzün pasını sildi, özlemişiz ayağına yapışan topu izlemeyi. Lakin maç eksikliğini belli etti. Bu arada karşılaşmanın tek golünde çok şık bir asist yaptı, Cornelius ise serisine devam etti.
Rakibin adı-sanı önemli değil. Tek farklı üstünlükler her vakit risktir. Tatsız sürprizlere yol açabilir. Trabzonspor’un bu gerçekten hareketle kabus görmemek için ikinci golü bulması gerekiyordu. Taraftar ne bekliyordu? Güzel bir oyun ve bol gollü galibiyet. Öyle olmuyor bazen. Hatta tam tersi, son dakikalar ecel teri döktürüyor tribünlere.
Trabzonspor’un lidere yakışan bir görüntü sergilediğini söyleyemeyiz. İkinci bölümde çokça pozisyon üretmesine karşın, meşin yuvarlağı ağlara gönderecek fırsatları kullanamadı. Ya taviz vermeyen kalabalık savunmaya ya kaleci Ertaç’a takıldı.
Finale 18 maç daha var. Dün geceki üç puanı kâr hanesine yazdırsa da, hem fiziksel hem zihinsel olarak Karadeniz ekibinin kendini geliştirmesi gereken noktalar var. Yük ve sorumluluk her hafta artıyor. Evinde kazanma alışkanlığını sürdürmek bir yana, cebindeki krediyi doğru kullanması gerek.
Oyuncuların iyi niyeti ve kazanma gayretinden şüphem yok. İniş-çıkışlar mutlaka olacaktır. Önemli olan inişleri en az hasarla atlatabilmek ve enerjiyi koruyabilmek.