Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öyle bir doksan dakika düşünün ki; skor tabelasına yazılacak bir beraberlik, ligin bitimine dört hafta kala iki takımın da hayallerini gelecek sezona ertelenmesine yol açacaktı. Özellikle Trabzonspor açısından “olmak veya olmamak” maçı idi. Başakşehirspor’u takipte kalabilmek için mutlaka kazanmak zorundaydı.
Dolayısıyla bu psikolojideki takımlardan ne beklersiniz? Sezonun özeti anlamına gelecek karşılaşmayı final gibi oynamak ve varını yoğunu ortaya koymak. En önemlisi sinirlerine hakim olmak ve sorumlu davranmak. Lakin bunu yapamayanlar vardı sahada. Örneğin Feghouli. Kardeşim faulü almış, rakibin bir savunmacısına sarı göstertmişsin. O tekme neyin hırsı? Zaten kadro kurmakta güçlük çeken bir hocan var. Terim’e ve zaten forvetsiz oynayan takımına ihanet değil mi o aptalca hareket? Disiplin kurulu ne ceza veriyorsa, yönetim bir o kadar daha yazmalı hanesine. Hatta yarın biletini kesmeli.
Oysa Trabzonspor’un fazla oyuncu ile önde pres yapıp top kapma planı çok riskli idi. Nitekim ilk yarıda en az üç kez eksik yakalandı Galatasaray’a. Golü yememesi mucizeydi.
Kuşkusuz maça damgasını vuran olay, hakem- Video Asistan Hakem işbirliği oldu. Cüneyt Çakır, Feghouli’nin kırmızı kartı ve Donk’un Sörloth’a yaptığı penaltıyı VAR’ın uyarıları ile çözdü. Yoksa başı çok ağırırdı. Galatasaray lehine verdiği penaltı ilkinin benzeri idi, bu defa inisiyatif kullandı.
Trabzonspor bugün ligde takipçi pozisyonunda ise, nedeni öne geçtiği maçların son bölümlerinde yediği gollerle yitirdiği onlarca puandır. Dün de eksik rakibi karşısında Sosa’nın penaltısıyla avantajı ele geçirmesine rağmen, yine geri yaslanarak rakibe cesaret vermeye kalktı. Bedeli ağır olabilirdi. Tabii usta kaptanın arka direk fırsatçısı Novak’ı topla buluşturduğu 70. dakikaya kadar. Yeri gelmişken söylemeliyim; başkan Ahmet Ağaoğlu menajer oyunlarını bozup, Çek oyuncuyu mutlaka kadroda tutmalı, milyonlar versen yeri kolay dolmaz. Ve Sörloth; her maçta farklı bir rolü var. Atıyor, attırıyor. Hiç erken değil, Norveçli için kimse iştahlanmasın. Final golü müthişti.
Bir saatten fazla on kişi oynamasına karşın, maçın her anını aynı hırsla soluyan Galatasaray, eşit koşullarda mücadele etseydi belki de farklı bir hikaye yazıyor olabilirdik. Veya şampiyonluk adayı netleşebilirdi.
Lakin şu da bir gerçek; Trabzonspor bu sezon yaşadığı her türlü olumsuzluğa rağmen büyük maçları kazanmayı biliyor. Galiba irdelenmesi gereken sorun da bu. Yıldız oyuncuları ve golcüleri bu tip karşılaşmalarda tıkır takır çalışırken, kaybettiği inanılmaz puanlar hiç hesapta olmayan rakiplere karşı oldu. Motivasyon eksikliği mi, teknik direktör tercihleri mi dersiniz bilemem ama, şampiyonluk kaçarsa kimse hayali düşmanların ardına sığınıp mazeret üretmemeli.
Evet; dört hafta daha var ve acaip sonuçların alındığı ligimiz, her türlü sürprize açık. Trabzonspor bu hayati galibiyetle hedefine sımsıkı tutunurken, son düdük çalıncaya dek şampiyonluğun en güçlü adayı olmaya devam edecektir. Yeter ki en ağır darbeleri ve eleştirileri kendi camiasından almasın.
Unutulmasın en zor yarış maratondur. Mutlu sona ulaşmak inanç, cesaret ve direnç ister. Gösteren mutlu sona ulaşır!