Doğa fantezileri

İçinde bulunduğu şartlara, çevresine inanılmaz bir hız ve ustalıkla uyum sağlayan, fıldır fıldır dönen gözleri "mama" görünce tomahawk füzesi gibi hedefe kilitlenen, dili boyundan büyük bir yaratık tanıyor musunuz...
Hayır "O" değil...
Sorunun yanıtı bukalemun...

Tehlikeli ve saldırgandır. Öyle sağda solda pek dolaşmaz. Onu en çok Ege ve Karadeniz bölgelerinde görebilirsiniz. Kendisini tehlikede gördüğü zamanlarda yer yarılır dibine girer. Fırsatını yakaladığı zaman insanı acaip çarpar, doğduğuna pişman eder.
Maalesef, yine yanıldınız...
Kahramanımız Trakonya balığı.

Kalın kırışık ve kıllarla kaplı vücudu ile ilk bakışta insanda korku ve antipati uyandırır. En iyi yaptığı iş, içinde süründüğü çamuru kullanarak ilerlemesi ve hedefine ulaşmasıdır. Küçücük gözleri karşısındakini ürkütecek kadar boş ve anlamsız bakar. Vejeteryandır. Kendisinde mantık ve muhakeme aramak beyhudedir.
Kim mi ? Hiç kimse...
Omurgalı hayvanların memeliler sınıfından Deniz İneği...

Laf. Laf. Laf...

Herkes diyeceğini dedi...
Sıra Cimbom'da...
Gurbet elde, kızgın tribünler ortasında, "ıskatçı" bir başkanın delidolu takımı ile tek başına kalsa da, onun yeteri kadar soğukkanlı olduğunu biliyoruz.
Yine de tedirgin olmaktan kendimizi alamıyoruz...
Üzgünüz, böylesine muhteşem bir pozisyonun üzerine sıçrayan kan lekeleri için...
Kızgınız, hem kendini bilmez futbol kasaplarımıza, hem de ölmüş insanların cesetlerine basarak kupaya uzanmaya çalışan Avrupalı "dostlarımıza"...
Kahroluyoruz...
İçimizdeki kana susamışlara, onlara arka çıkanlara ve tek çözümü el etek öpüp yaltaklanmakta arayan "çağdaş mandacılara"
Olay meydana geldiğinden beri yaptıklarımıza bakınız...
Holiganların tahrikçiliğinden bahsedenlere canilerin işbirlikçileri dedik. Cinayetin affedilemeyeceğini söyleyenlere biraz vatansever olmaları gerektiğini söyledik.
Aynı lafları geviş getirir gibi kustuk, çiğnedik. Kustuk, çiğnedik...
Sindik, insiyatifi İngilizlere verdik. UEFA'dan adalet bekledik. Polisimizi, Dışişlerimizi, siyasetçilerimizi çarmıha gerdik.
Kim kazandı?
Hiçbirimiz...
Bir tek İngiliz...
Oysa serseriler ve psikopatların ülkesi, bayrağı, bölgesi yok. Dünyanın her köşesinde her an, bırakın serserileri, masum insanlar kesilip kurşunlanıyor. Failler yakalanınca cezasını alıyor.
Nedense her işin en acaibi bizim başımıza geliyor.
Şu halimize bakın; hem Galatasaray, hem taraftarı, hem de Türkiye adeta tek ayak üstünde cezaya bırakılıyor.
Biz birbirimizi yemeye devam ediyoruz.
Artık atı alan Üsküdar'ı geçmiş, yumurta kapıya gelmiş...
Laflar tükenmiş, top santrada.

"Küfretmek istiyorum"

Bazı durumlar insana olmayacak işler yaptırır.
Haksızlığa tepki göstermenin yolları tükenince, geriye çok az seçenek kalır.
Bakın işte tam böyle bir durumda, bundan 78 yıl önce Nazım Hikmet usta ne demiş. Ama dikkat edin, kendini frenlemiş, eyleme geçmemiş,

KÜFRETMEK İSTİYORUM

Beyaz getrleri, beyaz eldivenleriyle o
karşımızda
beyaz tırnaklı bir katır gibi dolaşırken
sen
sopa çekmek istiyorsun.
Ben
küfretmek istiyorum.
Kızını kısrağını, karısını sıradan geçirerek
rugan iskarpinlerinin
deliklerine dek...
Küfretmek istiyorum
ona bir an sövmesem
çişi gelmiş çocuk gibi sıkışıyorum.
N'eyleyeyim be ?
İçimden geliyor bu:
Küfretmek istiyorum...
/Moskova 16 Teşrin - i evvel l922/

Bu maç bitmez

Susurluk'taki trafik kazasının Türkiye'deki yankılanması ne kadar ise Taksim'deki sokak kavgasının depremi de o kadar oldu.
İngilizler bu olayı mükemmel şekilde değerlendirdiler...
Biz "beceriksizlerimizi" aramaya başladık.
Bu akşam televizyondan izleyeceğimiz hadiseye bir UEFA Kupası yarı final maçı demenin olanağı var mı?..
Yaşları 20 - 30 arası şu 11 sporcunun yerinde olmak isteyen kaç kişi bulabiliriz acaba ?..
Tribünlere mi baksınlar, korumaların direktiflerine mi uysunlar, Dışişleri'nin uyarılarını mı düşünsünler, Fatih Terim'in taktiklerini mi unutmasınlar ?..
Ya Terim...
O, son bir haftadır yoğun gündemden fırsat bulursa futbolla ilgilenebiliyor.
Kramponlarını çıkardı smokini ile Galatasaray'ın ve Türkiye'nin çıkarlarını korumaya çalışıyor.
Bu arada elbette sürtüşmeler yaşıyor.
Yola çıkacağı sabahın ilk saatlerinde bile Turizm Bakanı Mumcu ile terbiye sınırları içinde tartışıyordu Terim...
Devlet'in atıl güçlerini harekete geçirebilmek uğruna sağı solu dürtüklemek zorunda kalıyordu.
Gerçek şu ki bu iş Galatasaray'a ağır geldi. Florya'daki kapıcının parasına kadar türlü sorumlulukları üstlenen Fatih Terim'e de yazık oluyor.
Bakın aynı sorunları farklı bir açıdan Leeds de yaşıyor. Ama onun profesyonel kadroları var. İşlerini tıkır tıkır yürütüp istediğini elde ederken kimsenin başı ağrımıyor.
Korkarım, şu anda komuoyu rüzgarlarından kuytuya çekilmiş bürokrasi, tansiyon düştükten sonra Terim'den intikamını almaya çalışacaktır.
Hatta maç yapılmadan Dışişleri'nden minik sinyaller gelmeye başladı ve Arsenal maçını izlemek için İngiltere'ye giden Hoca'nın aslında yanlız olmadığı, ama bunu kendisinin bile anlamadığı kulaktan kulağa fısıldandı.
Evet, bu akşam "sadece" bir maç izlemeyeceğiz...
Daha doğrusu bu maç bu akşam bitmeyecek gibi gözüküyor...

"Burası Kamboçya mı?"

Peki Ellan Road Stadı'nda neler olacak...
Bunu kimse bilemez. Ama İngiltere'deki arkadaşlarımızdan aldığım duyumlara göre Kombassan Konyaspor - Diyarbakırspor maçındaki olayların onda birini yaşama olasılığı ancak onda bir...
Siz reyting savaşçılarımızın hamburger muhabbetlerine bakmayın. Leeds'i adım adım dolaşan Halil Özer diyor ki, "Cenazeye gittik, bir kişi dönüp bakmadı bile. Polislere soruyoruz, bir şey olur mu diye; hayret ediyorlar ve burası Kamboçya mı diyorlar."
Yani aynı bizdeki gibi...
Orada da "bir kısım" medya tahrikte, aklı başında insanlar günlük işlerinde...
Stada gelince...
Elbette, toplum psikolojisi ayrı bir olay...
Bağrış, çağrışa hazır olmak lazım...
Ama, özel time iş düşeceğini hiç sanmıyorum.

Hüzünlü müjde!..

Efes Pilsen'e üzüldük, dostluğun yara almamasına sevindik...
Basketbolda Avrupa'nın ilk dört takımı arasına girdikten sonra daha da tırmanmak için final-four'da Panathinaikos ile karşılaşan Efes, tüm gücünü sahaya sürdü ama sonunda teslim oldu.
Korkulan Selanik'teki maçta Yunanlılar'la aramızda tatsızlık çıkması ve bunun futbolda da kullanılmasıydı.
Tam tersine tribünlerde barış pankartları dalgalandı.
Türk sporseverler komşularımızdan alkış aldı...
Evet bir müjde, içinde hüzünle geldi...
Bu günlerde böyle olaylara o kadar ihtiyacımız vardı ki, hüzünlü müjdelere bile fitiz...

Yola çıkmadan önceki gece televizyon programına katılıp bunları söylemek zorunda kalıyor.
Bakan herkes işini iyi yapsın elmalarla armutları karıştırmasın diyor. Terim içişleri, dışişleri turizm bakanlıklarına karşı oynuyor.

Terim mümkün olduğu kadar takımı olaylardan uzak tutmaya çalıştığını söyledi.
Erken Mumcu 20 ı korUMAK İÇİN ÇIKMAYACAĞIZ...
Turizm bakanı susmam gerektiği icin konuşmadım. Turizm son derece duyarlı. Ben görevimin gereğini yapıyorum.
elmalarla armutları ayıralım.
Ben diploması kelimilerini bilmem kimse kusura bakmasın.
Olayladr öyle gelişir ki sizi aşar.
Bu adar maç oynadık bir tebrik almadık kendisinden
olayı politiçe etmekten bahsediyor. muhalefet partilerinin kuillandıığıhnı ima ediyor. olay için herkesin bir tavır alması gerekir. Futbol ieçin savaş oluyorsa önemlidirb. Adka sayfada okunur diy bir konu yoktur. Reklam anlaşması yapmak bu konumda fazla bir maharet değil. kötü bulduklarımı eleş
tirme hakkım var. kimseyi üzmek istemiyorum. biraraya gelmeye ihtiyacımız var. kimse bu olaydan rant çıkarmaya niyetlenmesin. ancak bir araya gelmemiz gerekir. kalbimiz sizde denmesine bile ihtiyac var. Oturduğun yerden şeyler söylemek kolaydır. sonra konuşacağım. türkiye 60 kişiyi öldüren sizsiziniz, 39 kişiyi öldüren her gittiği yerde olay çıkaran sizsiniz.
biz orada seyirci olarak daha fazlayasız dualar ve kalpler bizimle. bu ülke pirşimbeden itibaren güzellikleri yaşamaya saşlar.

erkan mumcu. sedece bu bilinmeli ben tebrik ettim. bir koyindan kırk post çıkarmasınlar. saygı kuralları içinde konuşmalıyız. saldırıp yıldızlaşmak iyi bir mantık değil. derin bir cehalet 5 dakikada ortadan kaldırılmaz.
galatasaray finale kalsa ne olacak elense ne olacak...


Değerli Fenerbahçe taraftarları gönlünüzü ferah tutun, hiç merak etmeyin, endişelenmeyin... Her şey kontrol altında ve Yönetim görevininin gereğini eksiksiz yerine getiriyor:
"Aramaya devam..."