Uzay Gökerman

Uzay Gökerman

uzaygokerman@yahoo.com

Tüm Yazıları

Fenerbahçe’nin sezon başı kadro planlamasında eksik bıraktığı iki pozisyon vardı. Bunlardan biri Caner Erken’in takımdan ayrılmasından bu yana boşluğu hissedilen defansın sol kanadı ve uzun yıllardır bir türlü doğru tandemin bulunamadığı stoper mevkii.

Hasan Ali’nin hazırlık turnuvasında sakatlanmasıyla alternatifi olmayan bölgeye sağ kanattan takviye yapıldı. Ancak Isla’nın ilk maçtan sonra sakatlanmasıyla Fenerbahçe’nin bir anda o bölgesinde de boşluk oluştu.

Görece opsiyonu fazla sağ kanattan Dirar sola geçti; Isla’nın sakatlanmasıyla sağ kanat opsiyonu yok olunca daha kalabalık yerden, orta sahadan sağ kanada Ozan takviyesi geldi.

Haberin Devamı

Ozan, Altay’la birlikte takımın tüm maçlarına çıkan bir oyuncu oldu ve Fenerbahçe’nin bir anlamda takım içinden yaptığı transfere dönüştü ki Milli Takım’daki performansı da ışıl ışıl parlıyor.

Birkaç hafta önce de belirtmiştim, Fenerbahçe’nin kadrosu ligin ortalaması alındığında oldukça kaliteli ayaklardan oluşuyor.

Zaten bu kadro ligin hemen başında tüm istatistiklerde hemen öne geçti.

Fenerbahçe’nin ligin ilk yedi haftasında Galatasaray maçı hariç maç başına olumlu pas sayısı 557 olmuş. Derbiyi bir kenara koymak gerekiyor o maçların havası bir takımın genel durumunu ölçmede bana göre etken değil. Ama merak edenler için veriyi paylaşalım, genel ortalamasının yarısı kadar; 263.

Topa sahip olmada da Fenerbahçe ilk 7 haftada, derbi hariç %70 gibi bir yüzdeye ulaşmış görünüyor.

Bu iki veri aslında Fenerbahçe’nin rakipleri karşısında ezici üstünlüğünü gösteriyor. Ortalama %70 topa sahip olan bir takımın sonuca bakmadan o maçı kazandığını söylemek mümkündür. Çünkü maçın büyük bölümünde topla oynayan takımın onu bir şekilde ceza sahasının içine sokması ve golle sonuçlandırması gerekir.

Ancak öyle olmadı; Fenerbahçe bu bölümü iki yenilgi; Alanyaspor ve Antalyaspor, iki beraberlik; Trabzonspor ve Galatasaray, ile tamamladı.

Antalyaspor maçında belki de sezonun ceza sahasına orta yapma rekoru kırıldı; 11/42.

Üç hafta sonra benzer durum Kayseri’de de oldu. 10/35 orta ile oynadı Fenerbahçe ve kaybetti.

Haberin Devamı

Oysa açık farkla kazandığı Gaziantep (4/11) ve Konyaspor (4/11) maçlarında orta sayısı kaybettiklerinin neredeyse dörtte biri kadardı.

Bu verilerin elbette tek başına böyle birbirlerine vurdurulması ve anlam çıkarılmasını doğru bulmuyorum. O maç içinde başka hangi opsiyonlar vardı ve neyi kullanmadı bunu göstermeye çalışıyorum.

Antalyaspor maçını Fenerbahçe %75 topa sahip olma yüzdesiyle oynamış ve 588 olumlu pas yapmış. Ancak bu topa sahip olma yüzdesinin 42 adedini de ceza sahasına orta yaparak harcamış ki bunun 31 tanesi boşa gitmiş.

Pas Topla Oynama Şut Orta Faul
FB Rakip İsabet Toplam İsabet Toplam FB Rakip
474 64 36 6 18 6 19 13 13
1 Gaziantep 661 76 24 9 19 4 11 14 18
2 Başakşehir 468 61 39 3 13 5 11 10 11
3 Trabzonspor 507 69 31 9 22 7 20 14 9
4 Alanyaspor 528 69 31 4 11 8 18 14 13
5 Ankaragücü 590 67 33 8 30 7 30 11 11
6 Galatasaray 263 48 52 3 12 1 9 13 18
7 Antalyaspor 588 75 25 6 25 11 42 10 17
8 Denizlispor 412 60 40 3 8 5 13 12 12
9 Konyaspor 514 56 44 8 19 4 11 13 6
10 Kayserispor 419 66 34 6 23 10 35 10 10
11 Kasımpaşa 477 60 40 9 19 5 12 14 14
12 Yeni Malatya 357 59 41 6 17 6 19 21 13
13 Göztepe 378 60 40 3 12 9 16 12 11

Maç genelinde de izliyoruz; ceza sahasının içine boşa ve gereksiz ortalar yapılıyor. Hatta son maç yazımda da yazdım;

“Rahatlıkla adam eksilterek ceza sahasının içine girebilecek ve hatta çizgiye inebilecek futbolcuları varken, tüm topların ısrarla ceza sahası dışından kullanılmaya çalışılması futbolcu inisiyatifi midir yoksa Ersun Yanal’ın oyun tercihi mi?”

Fenerbahçe’nin son altı maçtaki istatistiklerindeyse belirgin bir azalma var.

Haberin Devamı

Olumlu pas sayısı 557’den 426 sayısına gerilemiş ki son Yeni Malatyaspor ve Göztepe maçlarında bu sayı 367.

Topa sahip olma yüzdesi de %60’a gerilemiş görünüyor.

Fenerbahçe’nin topla oynama yüzdesini ve olumlu pas sayısını oyuncu seçimleri ve sakatlıklar mı belirlemiş bir de buna bakalım.

Sağ bekte oynamak zorunda kalan Ozan Tufan’nın genel olarak maç başına topla oynama sayısı 66 olmuş. Ozan sağ bekteyken ortalama 78 topla buluşurken, bu sayı orta alana geçtiğinde 58’e geriliyor.

Mecburiyetten sol bekte oynatılan Dirar, bu dönemde maç başına 85 defa topla buluşurken Hasan Ali’de bu sayı 74 olmuş.

Stoperde oynayan Jailson bu haftalarda topla 86 defa buluşurken, yerine giren Serdar Aziz’de bu sayı 76, Jailson ile maç başına 83 topla oynayan Zanka, Serdar Aziz geldikten sonra topla 73 defa buluşmuş.

Gustavo’nun takıma katılmasından sonra topların onun üzerinde toplandığını görüyoruz. Maç başına 82 top ile oynuyor.

Emre sezona 76 topla buluşmayla başlarken bu sayı 55’e kadar gerilemiş görünüyor.

Muriqi maç başına 43 topla oynuyor.

Kruse 60, Moses 50, Rodrigues 33 ve genel ortalamalarına baktığımızda bu sayının maç başına tuttuğunu görüyoruz.

Şimdi en başından itibaren baktığımızda Fenerbahçe’nin sorununun sakatlıklar, oyuncuların oynamaması gereken yerde top oynaması vb. etkenlerin ötesinde bir yerlerde olduğu görülüyor.

Fenerbahçe ligin ilk haftalarında topa daha fazla sahip olurken, geriden oyun kurmaya çalışan ve bunda ısrar eden bir takım görüntüsündeydi.

Bunu Altay, Zanka, Jailson pas trafiğinden takip edebiliyoruz.

Bu bölümde Fenerbahçe’nin Ozan ve Dirar ile kanatlarda etkili olduğunu da yine hem pas trafiğinden hem de maçın ısı haritalarından izliyoruz.

Ancak topu buralarda iyi dolaştıran takımın ceza sahasının içinde etkinliği ya çok zayıf kalıyor ya da yukarıda da belirttiğim gibi heba edilen hücum organizasyonlarıyla geçiştiriliyor.

Her takımın ligin artık bu bölümlerinde bazı oyun ezberleri oturmuş olmalıdır. Bunun için tekrarlar gerekir.

Şu bir gerçek ki sezonun ilk 6-7 haftasında geriden oyun kuran takım ile bugünkü aynı oyunu oynamıyor. Veriler de onu işaret ediyor zaten.

O zaman bu ilk 6-7 haftada ne denendi?

Fenerbahçe’nin bu bölümde daha fazla gol pozisyonuna girmesi gerekirken, duran top organizasyonları hariç öyle saç baş yolduran gol pozisyonları izleyemiyoruz.

Fenerbahçe’nin hızlı hücum etmesi bir opsiyondur. Göztepe maçında Kruse’un önüne atılan toplarda Alman oyuncunun fizik olarak yetersiz kaldığını izledik.

Şu son üç dört haftada, özellikle Malatya’da, ne kadar hızlı oyuncu olduğunu bildiğimiz Zajc’ın akla gelmemesini sorgulamak gerekiyor.

Ferdi gibi bir oyuncuyu Göztepe’de maçın bitmesine 8 dakika kala oyuna almanın futbolcuya yapılan bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. 8 dakika kala Emre gibi oyuncular girdiğinde maça etki eder.

13. hafta itibarıyla genel görüntü böyle görünüyor.

Veriler OPTA’dan… Futbolu anlamak isteyen için daha fazlası da var. İncelemek gerekiyor.

Mesela Ozan maçlarda en çok kimlerle paslaşıyor.

Altay’ın pas bağlantısı ilk 7 maçta hangi oyuncu olmuş, sonra ne değişmiş.

İlerleyen haftalarda bunları da konuşuruz.