Aykut Kocaman’ın maç sonunda yaptığı açıklamalardan tam da şu an düşünmemiz gereken bir detayı izninizle burada satırbaşı yapmak istiyorum.
"Sahaya çıkan oyuncu grubunun oynadığı oyundan, hem de özellikle istekli hallerinden şikâyet etmiyorum. Şikâyet ettiğimiz tek şey, özellikle pozisyonları değerlendirmede sorunumuz olmasıdır. Tercihler doğruydu. Yanlış bir şey yok. Sonuç üzerinden hareket edersek, sonuç olumsuz olduğunda her şey yanlış. Oyuncu Kısıtlaması olmasaydı Stoch’un sahada olma ihtimali, kesin konuşmak istemiyorum ama biraz daha artardı."
Bu konu üzerine maçtan saatler öncesinde gazetenin birinde Elano’nun kulübedeki halinin fotoğrafına bakarken “yabancı kısıtlaması futbolculara zarar veriyor” demişti kardeşim ve bunun üzerine konuşmuştuk. Benzer meale gelebilecek yorumu Fenerbahçe teknik direktörünün yapması da ilginç bir rastlantı oldu.
Elano gibi bir oyuncunun forma bulamıyor oluşunda hiç kuşku yok ki yabancı oyuncu sınırlandırılmasının büyük etkisi var.
Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın hangi kadro ile çıkacağı üzerine yapılan televizyon yorumlarında da öncelik taktikten çok 6 yabancı oyuncu tercihinin kimlerden yana kullanılması yönündeydi.
Birkaç sene önce 6 yabancılı takım oyununda hemen bütün takımların oturmuş bir kadrosu vardı. Hemen herkes gözü kapalı o yabancı oyuncuları tahtaya yazıyor, etrafına da yerlileri diziyordu. Fenerbahçe yönetimi bu süreci hep sınırlandırılmanın kaldırılması yönünde zorlayarak geçirdi; ancak aynı dönemde de her sene kaliteli bir oyuncu transfer etmeyi de ihmal etmedi.
İşin enteresan tarafı yasağın kapsamı genişletildikçe ülkemize gelen yabancıların kalitesinde de ciddi bir düşüş yaşanmaya başlandı. Bu da futbolumuzu ciddi bir şekilde etkiledi. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin Avrupa’dan kısa sürede elenmelerinin geri planında bu kalitesizlik önemli bir yer tutmaktadır.
Ayrıca kontenjan sınırlandırılması belki de uzun süre forma şansı bulsa faydalı olabilecek bir takım futbolcuları gözden ırak hale getirmektedir. Bu oyuncuların değeri ya da niteliği ancak takımdan uzaklaştıktan sonra anlaşılmaktadır.
Bursaspor’un şampiyonluğunda önemli katkısı bulunan Zapotocny geçen sene Beşiktaş’ın yabancı kontenjanına takılmasaydı belki bu sezon siyah beyaz formayı giyme şansı bulamayabilirdi.
Tekrar ülkesine dönmüş ya da başka ülkelere transfer olmuş oyuncuların oralarda gösterdikleri performansları da hep hayretle karşılanmıştır. En son örnek Fenerbahçe’den henüz ayrılalı iki hafta olmuş Deivid’in önceki gece attığı iki goldür. Yıllarca Kezman ve Güiza ile sabır taşını çatlatan Fenerbahçe’nin Washington isimli golcüsünün yıllardır oynadığı her ligde gol krallığına oynuyor olması da yine ilginç notlar arasındadır.
Biz hala ve ısrarla hata yapıyoruz sanki…
Alex tartışmasının geri planında da bu yok mu?
Biraz daha derinlemesine düşünelim bakalım; yoksa önceki sınırlandırmanın bir faydası mı vardı?