Arkeoloji Mevlevihane’de Bektâşîlik sergisi

Mevlevihane’de Bektâşîlik sergisi

20.12.2021 - 13:37 | Son Güncellenme:

Galata Mevlevihanesi Müzesi’ndeki “Hacı Bektâş-ı Velî’nin Yolu” sergisi 2 Ocak 2022’ye kadar ziyaret edilebilecek.

Mevlevihane’de Bektâşîlik sergisi

Hacı Bektâş-ı Velî’nin vefatının 750. yıl dönümü, “UNESCO 2021 Anma ve Kutlama Programı”na alınmış ve 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı tarafından Hacı Bektâş-ı Velî Yılı ilan edilmişti. Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. Galata Mevlevihanesi Müzesi’nde de Bektâşîlikle ilgili eserlerin gösterime sunulduğu bir sergi hazırlandı. 5 Kasım 2021’de açılan “Hacı Bektâş-ı Velî’nin Yolu” başlıklı sergi 2 Ocak 2022’ye kadar ziyaret edilebilecek. Sergide, Galata Mevlevihanesi Müzesi koleksiyonunda bulunan 40 eser yer alıyor. Böylece Türk tasavvuf kültüründe ve Bektâşîlikte önemli bir itikat olan “üçler, yediler, kırklar” kavramına gönderme yapılıyor. Bu 40 eserin 14’ü müze deposundan sergiye çıkarıldı. Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nden de bir hat levha ile bir yeniçeri mezar taşı ödünç alındı. Başyapıt niteliğindeki bu iki eser ilk defa sergileniyor. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nden de Kazasker Mustafa İzzet’e ait, Ehl-i Beyt isimlerinin yazılı olduğu meşhur hat levhası ödünç alınıp sergide gösterime sunuldu.

Haberin Devamı

Sergilenen eşyalar

Sergide, Bektâşî tarikatı özelinde Türk tasavvuf kültüründe kullanılan eşyalar tanıtılıyor ve bunların sembolik anlamları hakkında bilgiler veriliyor. Bektâşî tarikatına mensup kişilerin giydikleri veya kullandıkları bu eşyalar şunlar:

Teslim taşı: Sûfîler, kendilerinin değersiz kullar olduklarını ifade etmenin bir işareti olarak boyunlarına taş bağlardı. Sûfîlerin benliklerini “teslim ettiklerini” simgeleyen bu kolyeler daha çok Bektâşî geleneğinde yaşatılmıştır. Bu taşların on iki köşeli oluşu on iki imama işarettir.

 Kanberiyye: Hz. Ali’nin atı Düldül’ün kösteğini temsil eder. Dervişler, “Bizler de Hz. Ali’nin yolunda, onun kanberiyiz” anlamında ucu taşlı bir ip şeklindeki bu eşyayı bellerine bağlamışlardır.

Haberin Devamı

 Keşkül: Tarikat terbiyesinde dervişlere, eğitimleri sırasında seyahat de yaptırılırdı. Bu esnada dervişler hiçbir şekilde çalışmazlar ve sadece hayatlarını idame ettirmelerini sağlayan ihtiyaçlar için ellerinde “keşkül” adı verilen çanaklar tutup “şey’enlillah” diyerek bir şeyler isterlerdi. Keşküllerin Hindistan cevizi kabuğundan yapılanları yaygın olmakla beraber ahşap ve metal olanları da vardır.

 Çerağ: Çıra, mum, kandil tarzı aydınlatma araçlarına verilen genel addır. Tekke, mescit ve türbelerin aydınlatılmasında kullanılır. Sûfîlerce “çerağ”a, irşat ve mürşit anlamı yüklenmiştir. Hatta sûfî kabirlerine mum dikilmesi de orada yatan kişinin mürşit yani çevresini aydınlatan biri olduğunu ima eder.

Önemli isimler buradan yetişti

Galata Mevlevihanesi 1491 yılında kurulmuştur. 1509 depremi ve 1765’teki Tophane yangınında hasar görüp iki kez onarılmıştır. Sultan III. Selim ile dostluğu bilinen ünlü divan şairi Şeyh Gâlib’in 1791’de tekkenin postnişinliğine gelmesinden sonra Mevlihane, III. Selim tarafından da yenilenmiştir. Abdülmecid Dönemi’nde, 1851-1859 yıllarındaki imar faaliyetleriyle son şeklini almıştır. İstanbul’daki mevlevihanelerin en kıdemlisi olan Galata Mevlevihanesi, Mevlevi kültürünün gelişmesi bakımından en verimli yerlerden biri olmuştur. Tasavvuf, musiki ve edebiyat tarihine mal olmuş birçok önemli kişi burada yetişmiştir.