26.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
Çernobil faciasının ardından yayınlanan 5 bin civarındaki tıbbi araştırmada, kazadan sonra bölgedeki kanser oranının 20 kat, sakat bebek doğumlarının 2.5 kat, tüberküloz hastalığına yakalananların sıklığının ise 10 kat arttığının belirtildiğini ifade eden Kuri, kazanın ardından geçen 20 yıllık süre içinde bölgede yaşayan insanların vücutlarında hücre ölümü, bağışıklık sisteminde yetersizlikler ve genetik yapının bozulması ile orantılı olarak kanser oluşumunun hızlandığı araştırma sonuçlarıyla dünya kamuoyuna yansıdığını belirtti.
Bu kazanın ardından birçok ülkede mevcut santrallerin kapatılması ve yeni nükleer enerji santrali yapılmaması yönünde kararlar alındığını savunan Kuri, şunları kaydetti:
“Hükümetimiz gerçekleri yansıtmayan talep tahminlerine dayanarak yarattığı enerjide kriz senaryolarıyla nükleer santralleri bu topluma dayatmaktadır. Hükümetin nükleer santral kurulması için öne sürdüğü gerekçelerin hiçbiri doğru
ve kabul edilebilir değildir."
Türkiye’de rüzgar, jeotermal, biyokütle ve güneş gibi yenilenebilir ve temiz enerji seçeneklerinin görmezden gelindiğini iddia eden Kuri, Türkiye’nin su potansiyelinin 2005 yılı itibariyle sadece yüzde 25.1’lik kısmının değerlendirildiğini belirtti.
Türkiye’de enerji tasarrufu ve verimliliği konularında ciddi bir çalışma ve organizasyon eksikliği olduğunu öne süren Kuri, yüzde 30’lara varan enerji tasarrufu potansiyelinin yüzde 15’lik bölümünün hiçbir harcama gerektirmeden, sadece bilinçlenme ve planlamayla kazanılabileceğini bildirdi.