Koronovirüs’le birlikte insanlar dijital kanallara yöneldi

Koronavirüs salgının insanlarda sosyal bir izolasyona sebep olduğunu düşünüyorum. Aslında bu izolasyon, kendimiz ve dijital dünya hakkında bizlere farkındalık kazandırdı. İnsanların dijital tüketimlerinin ciddi bir oranda arttığını düşünüyorum. Temel ihtiyaçlar tamamen dijital kanallar aracılığı ile temin edilmeye başlandı. Bu alanda en büyük atılımı yapan sektörler bana kalırsa bankacılık ve gıda oldu. Şube dışı kanallar yolu ile dijital platformlar üzerinden müşterilere destek verilmeye başlandı. Tüm bankacılık hizmet ve faaliyetleri dijital ortama taşındı. Hal böyle olunca en iyi reklamı yapan, en iyi içerik pazarlamasını gerçekleştiren, dijital pazarlamayı başarılı bir şekilde yönlendiren ve uygulamaya alan kurum, kuruluş, şirket ve tüzel kişiler salgın esnasında karlı çıkan taraf oldu.
Yani, dijital pazarlama sektörü salgın esnasında olumlu yönde etkilendi. Pek çok kişi kendi işini dijital ortama nasıl taşıyabileceğini de öğrendi. Fakat bu işletmeler ve tüzel kişiler arasında da büyük bir rekabete neden oldu.
 
İletişim doğru kullanılmalıdır
 
Açıkçası günümüzün en büyük problemi iletişim. Gerek ikili ilişkilerde gerek dijital ortam içerisinde insanlarla (müşterilerle) nasıl iletişim kurulması gerektiğinin bilinmediğini düşünüyorum. Pazarlama, genel olarak ülkemizde satış yapmak olarak algılanmaktadır. Oysa pazarlama, satış yapma gereksinimi duymadan sizden ürün temin etme isteğinin insanlarda yer almasını sağlamaktır. Bunun için de nasıl iletişim kurulması gerektiğini bilmek, pazarlama süreçlerini tanımak, dijital pazarlamadaki yerinizi, rekabet koşullarını görmek ve ilerlemek önemlidir. Pazarlama insanlarda merak duygusunu yaratmaktır. Bu merak duygusunu yaratırken de iletişimi doğru kullanmak önemlidir.
 
Doğru strateji çok önemli

Öncelikle dijital pazarlama çok geniş bir alan. Bu alan içerisinde insanların değerlendirebileceği pek çok yön bulunuyor. Burada önemli olan işletmenin, kurumun ya da tüzel kişilerin hangi alanda ilerlemesi gerektiğini bilmesidir. Seçilecek yol, maliyet ve bütçe açısından önem taşıyor. Günümüzde pazarlama söz konusu olduğunda en çok harcama yapılan alan reklam oluyor. Büyük ölçekli işletme ve kuruluşlar reklamlarını hazırlarken bu maliyetten kaçınmak istemiyorlar. Fakat dijital pazarlama sektörüne yeni giren bir kişi ya da işletme için reklam maliyetleri uçuk rakamlara sahip olabiliyor. Rekabet ortamının oluşmasındaki en büyük etken de bu nedenle reklam olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu marka, kişi ya da işletme reklama bütçe ayırmakta zorlanıyor. “Yeteri kadar müşteriye ulaşamama” kaygısı reklama ayrılan bütçenin sınırlandırılmasına neden oluyor. Püf nokta düşük maliyet ile doğru reklam stratejilerini kullanmakta… Doğru reklam stratejisi kullanılır ise düşük maliyetle sadık müşterilere ulaşmak kolaydır. Bu noktada da hızlı davranmamak gerekiyor. Çünkü dijital pazarlama günümüz teknolojisi baz alındığında sizi çok yüksek noktalara taşıyabilir fakat doğru adımlar atmadığınızda da sizi yutabilir.

Salgın süresinde dijital pazarlamadaki rekabet ortamının da reklam kaynaklı oluştuğunu düşünüyorum. Çünkü markalar kişisel reklam stratejilerini bu süreçte uygulayamadı. Daha çok sosyal medya platformları, e-mail destekli kampanyalar hazırlayarak müşterilerine ulaşmaya çalıştılar. Markaların bu süreçteki en büyük kaygısı satış oranlarında düşme yaşamasıydı. Şirketler, işletmeler ve markalar e-ticaret ve dijital pazarlama alanında reklam stratejilerini en iyi şekilde düzenlemek zorunda kaldı. İyi reklam yapmayı başaran markalar, normal satışlarının iki hatta üç katına e-ticaret yolu ile çıktı.