The Others46 milyon doların sırrı

46 milyon doların sırrı

29.10.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

46 milyon doların sırrı

46 milyon doların sırrı

İlk kez mahkeme önüne çıkan Fevzi Bir, İsrailli ortağının Topal'ın çocuklarından alacağını tahsil ettiğini açıkladı

KUMARHANELER Kralı Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesi davasında 4'ü Özel Timci 6 sanığın "taammüden adam öldürmek ve adam öldürmeye katılmak"tan yargılanmasına devam edildi. İlk kez yargıç önüne çıkan Topal'ın iş ortağı Ali Fevzi Bir, "Topal öldüğü zaman, İsrailli ortağı çocuklarından 46 milyon dolar alacaklı olduğunu belirterek parasını istedi. Bu parayı ya tahsil ettiler ya da ediyorlar" dedi.
Dünkü duruşmada ifadesinin tutanağa geçirilmesinden sonra ek savunma yapmak istediğini belirten Bir, yeniden söz alarak şu iddiaları gündümü getirdi:
"Topal'ın, 14 veya 15 kumarhanesi var. Ancak Sheraton Oteli'ndeki kumarhanenin yüzde 25 hissesi bana, diğer yüzde 25 hissesi de Sami Hoştan'a aittir. Diğer bütün kumarhanelerde Topal'ın İsrailli bir ortağı var. Son dönemlerde Topal, bu İsrailli ortağına para vermiyordu. Gazinolara sokmuyordu. Ayrıca, Akgün Oteli'ndeki kumarhane de dahil olmak üzere bazı kumarhanelerin kirasını 2 - 3 senedir ödememişti.
Kumarhane hissem resmi değildi. İşimi kaybettim, Zarar gördüm. Topal'ın öldürülmesinden bir dolar menfaat sağladıysam, ailesinin de böyle bir talebi varsa, bu suçu kabul ediyorum."
Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Özel Tim görevlileri Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy'la 9 Ekim'de yakalanarak cezaevine konulan Ali Fevzi Bir geniş güvenlik önlemleri altında getirildi. Tutuksuz yargılanan Özel Tim görevlisi Mustafa Altunok ve sigortacı Serdal Özdal da duruşmada hazır bulundu. Topal'ın diğer iş ortağı Sami Hoştan hakkında ise gıyabi tutuklama kararı bulunuyor.
Topal'ın öldürülmesiyle herhangi bir ilgisinin olmadığını söyleyen Bir, "Bir kişinin bir adamı öldürmesi için husumet, namus meselesi veya iş anlaşmazlığı gibi sebeplerin olması lazım. Oysa Topal, benim iş ortağım ve arkadaşımdı" dedi.
Olay gecesi Dolmabahçe'de bulunduğu sırada Topal'ın kendisini cep telefonundan aradığını, Penta Otel'de buluşmalarını istediğini söyleyen Bir şöyle konuştu:
"Otele geldiğimde ortağımı kumarhanelerin mali işlerinden sorumlu olan Arzu Top'la otururken gördüm. Suat adındaki bir arkadaşımın kumar borcu varmış. Ömer Bey'e `Benim hissemden öderiz' dedim. O da `Sen öyle söyledikten sonra mesele yok' dedi. Ömer Bey, bir sigara içtikten sonra İnternational Hospital'de yatan ve doğum yapması beklenen eşinin yanına gideceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı."
Bir, Topal ayrıldıktan sonra Ali Özdemir adındaki bir arkadaşının telefonla arayarak başsağlığı dilediğini, niçin böyle konuştuğunu sorduğunda ise "Topal'ın öldürüldüğüne ilişkin televizyonlar altyazı geçiyorlar" yanıtını aldığını bildirdi. Bunun üzerine Tarık Aydın ve Arzu Top'la Sarıyer'e hareket ettiklerini belirten Bir, daha önceden tanıdığı Sarıyer Emniyet Amiri'nin de telefonla kendisini arayarak olayı bildirdiğini söyledi.
Oğuz Yorulmaz'ı, Hüseyin Kocadağ'ın koruması olarak tanıdığını ve 3 - 4 yıllık arkadaşlıkları olduğunu, diğer sanıkları ise ismen tanıdığını anlatan Bir, Topal'ın 3.5 yıl önce Abdullah Çatlı'yı da Mehmet Özbay olarak kendisine tanıttığını söyledi.
Olay gecesi cep telefonundan yapılan görüşmeler hatırlatılan Bir, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Üzerime kayıtlı iki cep telefonu var. Bunlardan biri kumarhanenin girişinde duruyor. Oğuz Yorulmaz'ı aramış olabilirim, ancak diğer kişilerle bizzat kendi telefonumdan herhangi bir görüşme yapmadım. Kumarhane girişinde duran telefonla da kimlerin görüşme yaptığı konusunda bilgim yok. Ayrıca, 2 cep telefonundan da aynı anlarda konuştuğum söyleniyor. Topal, nihayet bir adam. 5 dakikada mı öldürülüyor? Ben bu kadar çevresi olan, güçlü bir insansam tamam."
Bir'in avukatı Adnan Uçar ise, Özel Timciler'in teslim olmasından sonra DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek müvekkilini teslim etmek istediğini söylediğini, ancak savcılığın müvekkilinin polise teslim olması gerektiğini bildirdiğini kaydetti. Sanıkların polis olması nedeniyle müvekkilinin emniyette baskı görebileceği düşüncesiyle teslim olmadığını anlatan Uçar, Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı'ndan da "Bir, bizce aranmıyor ki" cevabını aldığını öne sürdü.