The Others 68'liler yürüyor

68'liler yürüyor

04.05.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

68'liler yürüyor

68liler yürüyor

       MUSTAFA Kemal 1919'da Samsun'a çıktıktan gün sonra 25 Mayıs'ta Havza'ya geliyor. 12 Haziran'a kadar buradaki eski bir konağı kendisine karargah olarak seçiyor. Bu karargah daha sonra uzun yıllar Havza Belediye Konağı olarak hizmet veriyor. Yaşlı bina şimdi Müze haline getirilmiş.
       68'liler Havza'dan ayrılmadan önce burayı ziyaret ediyorlar. Çıkışta Vakıf Başkanı Haşmet Atahan, merdivenlerin üzerinden Havzalılara yürüyüş nedenlerini anlatıyor:
       "1972 yılında hukuka, adalete, vicdana aykırı bir şekilde Deniz - Yusuf - Hüseyin idam edildiler. Deniz'lerin 30 yıl önce başlattığı yürüyüşü sürdürüyoruz. Tam bağımsız, gerçekten demokratik bir Türkiye için yürüyoruz!"
       * * *
       Havza - Merzifon arası sadece 35 kilometre... Ama yolda yine bir çay molası veriliyor. 68'liler'in Ankara Şube Başkanı Ruhi Koç bağlama çalıyor, diğerleri eşlik ediyor. Yaşlı bir köylü kadın, yürüyüşcülerlele ilgileniyor. 68 Kuşağının en güzel kızlarından olan Melike Efendioğlu'na yaklaşıp soruyor:
       "Evladım ne satıyorsunuz?"
       "Bir şey satmıyoruz, yürüyüş yapıyoruz."
       "Allah işinizi rastgetirsin yavrum!"
       * * *
       Yolda eski defterler açılıyor yine... 30 yıl önceki etkinliklere uzanıyoruz. 1968'deki Samsun - Ankara Yürüyüşü sırasında Ziraat Fakültesi'nde okuyan bir devrimci öğrenci, köylülerin üretim sorunlarıyla ilgili olduğunu göstererek diyor ki:
       "Baba, mısırlar bu yıl pek mahsül vermeyecek gibi görünüyor."
       Köylüler öğrencinin "derin zirai bilgi"lerine olan hayranlıklarını mahçup bir dille ifade ediyorlar:
       "Delikanlı baktığın yer mısır tarlası değil, sazlık!"
       * * *
       Merzifon girişinde hatırısayılır bir kalabalık karşılıyor 68'lileri... Kente 5 kilometre kala araçlardan iniliyor, yürüyüşün Merzifon bölümü başlıyor. Karşılayıcılardan birine yaklaşıp "hangi dernek, sendika veya partidensiniz?" anlamında soruyoruz:
       "Hocam siz kimsiniz?"
       "Ben başkomiserim!"
       "Peki bu karşılayanlar kimler?"
       "İşte, 68'lilerin buradaki şeyleri..!"
       * * *
       Merzifon levhasını geçiyoruz. Şehre hafif bir rampadan çıkarak girilecek. Yokuşun başında kortejin bayraktarı Ahmet Fazıl Boyacı, tempoyu biraz yavaşlatıyor. Hemen arkadan uyarı geliyor:
       "Ahmet Fazıl çok yavaşladın."
       "Önümüz rampa... Unutmayın, arkamızdan gelenler 46 - 47 model!"
       Ahmet Fazıl bir uyarıda daha bulunuyor:
       "Bayır çıkarken slogan attırmayın, nefes darlığına sebep olmayalım."
       * * *
       68'liler Merzifon'un ana caddelerinde ABD'yi selamlıyarak ilerliyorlar:
       "Kahrolsun Amerikaaan emperyalizmiii!"
       Merzifonlu iki sarışın genç kız yürüyüşü tahlil ediyorlar:
       "Bunlar ne böyle?"
       "1 Mayıs falan herhalde..."
       "Ayol bugün 2 Mayıs değil mi?"
       "Olsun dünden kalmışlar!!!"
       * * *
       Yürüyüş kolu buradan katılanlarla 500 kişiye ulaşıyor. Kenti boydan boya geçtikten sonra Piri Baba Parkı'na geliniyor. Burada Belediye Başkanı Hüseyin Ünsal, pide ve ayrandan oluşan bir öğle yemeği veriyor. Yürüyüşün destek ekibinden CHP'li melletvekilleri Ahmet Güryüz Ketenci (O da 68 liderlerinden), Haydar Oymak ve Ali Haydar Şahin 68'lileri Ankara'da kalabalık bir şekilde karşılamak için ayrılıyorlar. Ketenci bir veda konuşması yapıyor:
       "Deniz'lerin idam kararını kaldırmak için vereceğimiz yasa önerisini imzaya açtık. Ben önceki gün, Fazilet Partisi'nin önemli adamı Abdullah Gül'ün imzasını aldım. CHP'li arkadaşların tamamı imzalayacak. Meclis'te 68'in kıyısından kenarından geçmiş ne kadar milletvekili varsa imzalarını alacağız. Diliyorum ki, parlamento bu ayıbını temizleyecek."
       68'lilerin yürüyüşü, 30 yıl öncekiyle kıyaslanmayacak kadar moralli biçimde sürüyor... Üstelik yorgunluk yok, neşe çok!..