The OthersAdalet peşinde

Adalet peşinde

03.12.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Adalet peşinde

Adalet peşinde



Kimi haberler, iç karartıcı içeriklerinin ötesine taşır sizi; içinde yaşanan toplumun hayata bakışıyla ilgili şifreleri çözmenize yardımcı olurlar. Tepki getirirler. Bazen itirazlara da yol açarlar.
27 Kasım tarihli Milliyet'te Üzgünüm Leyla manşetiyle sunulan bir haber, okurlar arasında yoğun tepki topladı, bazı soru işaretleri de doğurdu.
Haber, Şile'de bir polis memurunun tecavüzüne uğrayan Rumen asıllı, üç çocuk sahibi Leyla Bozacı'nın ve ailesinin başına gelenleri içeriyordu. Bozacı, tecavüz kurbanı kadınlar arasında pek görülmeyen bir cesaretle, söz konusu polis memuru hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Başına gelenleri açıkça kabullenmesi yaşadıkları Şile'de ters tepkilere yol açmış, Leyla hanımın eşi Eyüp Bozacı bir yandan "eşini de mütecavizi öldür" baskısı altında kalırken işinden de olmuştu.
Haber okurların ilgisini çekti.
Gelen tepkilerin büyük bölümü, Bozacı ailesine destek, "dışlayanlara kınama" mesajları içeriyordu.

Teşhirin riskleri
Ancak, bir kesim okur, haklı bir kuşkuya kapılmıştı. Bu köşeye ulaşan 20'den fazla telefon, e - mail ve faks mesajında, Bozacı ailesinin "teşhir edilmesi" sorgulanmaktaydı.
Örneğin Orhan Şener, şunu yazmış: Tecavüze uğrayan bir insanın fotoğrafını yayımlamak ne kadar doğrudur? Bu bana doğru bir tutum gibi gelmedi.."
Ganime Özkan da benzer soruyu soruyor. "Daha dava yeni başlayacak. Umuyorum ki suçlular hakettiği cezayı bulur, ama bu mağdur insanların adları, resimleri yayımlanmasa daha iyi olurdu gibi geliyor bana. Şimdi daha çok hedef olmaları mümkün."
Bir itiraz da manşetle ilgili. "Üzgünüm Leyla ifadesini kullanıp bu insanlarla alay etmiş olmuyor muyuz?" diye sormuş Ergin Aktaşlı. Altı okurdan aynı soruyu aldım.
Haber, Milliyet Haber Araştırma Servisi'nden Ümran Avcı'nın. Servisin Müdürü Tunca Bengin, soruları yanıtlıyor:
"Önce başlıkla ilgili görüşümüzü aktarayım: Bozacı ailesinin başına gelenlere karşı toplumun özeleştirisini dile getirmeyi öngören bir başlıktır bu. Trajik bir tecavüz olayı var. Bunun failinin polis olduğu iddia ediliyor. 26 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor bu şahıs zaten. Ve ailenin dışlanmışlığı bir utanç duygusu veriyor. İşte başlığın anlamı bu. Alay etmek gibi bir amaç asla yoktur."
"Biz bir olayın izini sürdük. Bu olayın kahramanları bugün ne yapıyorlar ve ne durumdalar? gibi bir sorunun yanıtını aradık. Biliyorsunuz, bizim basında çoğu kez bu tür olaylar oluyor, unutulup gidiyorlar. Bu aile fertleri o zamanlar bazı TV kanallarına çıkmışlar ve kendilerinden söz edilmişti. İsim ve resimler neden yayınlandı sorusunun yanıtını ararken, Leyla hanımın cesaretini gözardı etmemeliyiz. Çok cesur bir çıkışla, içine atmadan, saklamadan, olayın failinin polis olduğunu bile bile adaletin yerine gelmesini talep etti. Onlar zaten bu davayı kamuoyuna duyurmak istiyorlar. İsim ve resimlerinin yayınlanması ile ilgili olarak hiçbir itirazları da olmadı. Böyle cesur insanlar var, diyorlar ki, her kim olursa olsun, suçluysa cezalandırılmalıdır."

Acı olay, mutlu son
Bengin, son olarak ekliyor:
"Nitekim, 30 Kasım Cuma günü Milliyet'i okuyanlar Bozacı ailesinin mağdur durumunun ortadan kaldırılması için valiliğin harekete geçtiği haberini gördüler. Adam ayın 10'unda işe başlayacak. Çocuklar okutulacaklar. Demek ki, birtakım haksızlıkların üzerine gidilince herşeye rağmen sonuç alınabiliyor. Keşke bütün haksızlıklar böyle mutlu sona ulaşabilse."

Yorum: Sorular meşru, ama Bengin'in açıklamaları da aynı ölçüde makul. TGC Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde "gazeteci, izin verilmedikçe özel hayatın gizliliği ilkesini ihlal edemez" diyor. Ama şunu da ekliyor: "Esas olan kamu yararıdır. Özel hayatın gizliliği - örneğin - toplumu kötü etkileyici bir tutumla ilgili araştırma ve yayınsa, geçersiz sayılabilir." Bir de özel hayatın ilgili kişilerin kamusal faaliyetlerini etkilediği de açık. Leyla Bozacı'nın açıkça davayı sahiplenmesi gazeteciyi daha da rahatlatan bir durum. Tek nokta şu: Üzgünüm Leyla ifadesinin algılanmasında "alaycılık var" gibi bir sonuç çıkıyorsa, peşinen reddetmek yerine, bunu ilerisi için dikkate almamız gerekir.









EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler