The Others Apo'ya Bosna usulü yargılama

Apo'ya Bosna usulü yargılama

28.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Apo'ya Bosna usulü yargılama

Apoya Bosna usulü yargılama

       "APO'yu uluslararası bir mahkemede yargılamak..."
       Siyasi iltica olasılığı kota kaybederken, İtalyan başkentinde pişirilen seçenek bu. Hangi uluslararası mahkeme, nerede, nasıl, ne zaman? Bu sorulara henüz cevap yok. Ama "uluslararası bir formülle" bir an önce "Apo krizini" çözümlemek isteyen Roma, Alman, Amerikan ve (İtalyan gazetelerine göre) Türk diplomasisinin ortak çabalarıyla "uluslararası yargı"ya gitmenin yollarını arıyor.
       Konuyu ilk kez İtalyan Başbakanı Massimo D'Alema, Madrid'de yaptığı bir basın toplantısında açtı. "Uluslararası mahkeme" olasılığına sıcak baktığını açıklayan Massimo D'Alema, meselenin bunun hangi kurum vasıtasıyla yapılacağı olduğunu söyledi.
       Yer ve merci seçilmediği takdirde, Apo ile birlikte "Kürt sorununu" da "uluslararası yargıya" havale etmekle eş anlama gelecek bu formülün en ön saftaki savunucuları arasında Adalet Bakanı Oliviero Diliberto ile Apo'nun avukatları bulunuyor. Diliberto'nun önerisi şu:
       "Öcalan, Avrupa Birliği tarafından oluşturulacak bir uluslararası jüri tarafından yargılansın!"
       "Apo'nun da bu formülü kolaylıkla kabul edebileceğini" söyleyen Bakan, "bu çıkış hem PKK liderinin yargılanması yolundaki baskıları karşılar, hem Apo'nun hukuki haklarını garanti altına alır" diyor.
       "İade" ve "iltica" seçeneklerinin gündemden düşmesi karşısında, "uluslararası yargı" formülüne itibar edenler yalnız "Apo destekçilerinden" ibaret değil.
       Örneğin Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Giovanni Conso bu seçeneği destekleyenlerden. Geçtiğimiz temmuz ayında Roma'da imzalanan "Uluslararası Ceza Mahkemesi"nin projesinin de öncülüğünü yapan Conso, PKK liderinin "Avrupa Konseyi'nde kurulacak ad hoc (bu olaya özgü) bir mahkeme" tarafından yargılanabileceğini söylüyor. Güvenlik gerekçeleriyle PKK liderinin İtalya ya da Almanya'da yargılanmasının büyük güçlükler yaratacağına dikkati çeken Conso, "Henüz Uluslararası Ceza Mahkemesi devreye girmediğine göre, önümüzde iki şık var" diyor.
       "Ya Yugoslavya'daki savaş suçluları için olduğu gibi, bu 'ad hoc mahkeme' Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çerçevesinde kurulabilir. Ya da bu işlevi Avrupa Konseyi yüklenir. 1972'de imzalanan Strasbourg Konvansiyonu, bu yolun önünü açıyor. Konvansiyonun altında Türkiye'nin imzası da var. `Ölüm cezası' gerekçesiyle Türkiye'yi dikkate almak mümkün değil. Ama Avusturya, Danimarka, Hollanda, İspanya, İsveç, Norveç, Estonya, Letonya, Çek Cumhuriyeti veya Slovakya gibi diğer imzacı ülkelerden herhangi biri mahkemeye ev sahipliği yapabilir..."
       Almanya'dan gelen ilk işaretler de bu olasılığa yeşil ışık yakıyor. Dün La Repubblica gazetesinde Alman İçişleri Bakanı Otto Schilly, Öcalan'ın her halükarda yargılanması gerektiğini söylüyor.
       "Madem bu adama davetiye çıkarıp bu sorunu yarattınız, yargılamak da size düşer!" diyen Schilly, "Uluslararası mahkemenin karşısındaki en büyük sorun, böyle bir mahkemenin nerde yapılacağı. PKK sizde yasadışı değil. Almanya'daki gibi büyük bir Türk ve Kürt nüfus barındırmıyorsunuz. Dolayısıyla bir uluslararası mahkemenin toplanması için de en iyi yer İtalya..." diyor.