19.10.2009 - 00:25 | Son Güncellenme:
Türk sinemasının usta yönetmeni Halit Refiğ’i kaybettik? Sanat dünyasını yasa boğan bu üzücü haberi, Milliyet birinci sayfasından, “Türk dizileri onunla başladı” başlığıyla okurlarına duyurdu. Halit Refiğ’in kansere yenik düştüğü belirtilirken, Refiğ’in çektiği, 1975’te TRT’de yayımlanan ‘Aşk-ı Memnu’ adlı dizinin de Türk televizyon tarihinin ilk dizisi olduğu hatırlatılıyordu.
12 Ekim 2009 tarihli haber, Milliyet’in iç sayfalarında da “Ulusal sinemanın güneşi öldü” ve “Yorgun savaşçıya son veda” başlıklarıyla geniş yer buldu.
Helit Refiğ bilgileri
Muhabirimiz Bora Bağcıbaşı’nın, Refiğ’in acı kaybına ilişkin bilgilere yer verdiği haberin spotunda “Ulusal sinema kavramını hayata geçiren isimlerden biri olan Refiğ, Türkiye’de diziciliğin de babası olarak kabul ediliyordu” ifadeleri yer alırken, muhabirimiz Nil Kural ise ‘Yorgun savaşçıya son veda’ başlıklı haberiyle Halit Refiğ’in hayatı ve eserlerini okurlarımızla paylaştı:
“1979’da TRT’nin isteğiyle, Kemal Tahir uyarlaması ‘Yorgun Savaşçı’nın çekimlerine başlandı? Bu pahalı prodüksiyon devlet eliyle çekildi, 1983’te yine devlet eliyle yakıldı. 1984’te dizinin bir kopyasının saklandığı açıklandı.”
Refiğ’in bugüne kadar Türk sinemasına kazandırdığı filmlere de yer verilen haberde, ‘Devlet Ana’ filmi için ise şu ifadeler kullanıldı: “1999’da Bülent Ecevit’in isteğiyle Osmanlı’nın kuruluşunun 700. yılına yetiştirmek üzere ‘Devlet Ana’ filminin hazırlıklarına başladı. Refiğ’e proje için 1 milyon dolarlık bütçe verilecekti. Bütçe geri çekilince proje hayata geçirilemedi.”
‘İlk dizi Kaynanalar’
Tiyatro sanatçısı Tekin Akmansoy, Milliyet Okur Temsilcisi’ni arayarak haberimizdeki bilgi hatasını düzeltme ihtiyacı duyduğunu belirtti. Akmansoy, “Halit Refiğ’in vefatını üzülerek okudum. Türkiye’nin ilk televizyon dizisi 1975’te yayımlanan Aşk-ı Memnu değil, benim yönetmenliğini de yaptığım 1974’te yayımlanan Kaynanalar dizisidir” diye anımsattı.
Kaynanalar dizisi 1974’te Mayıs ayında TRT’de yayımlandı. Anadolu’dan İstanbul’a göç eden Nuri Kantar ve ailesinin kendi geleneklerine yabancılaşmadan, şehrin kurallarına ayak uydurma çabasını konu alan dizi 32 yıl boyunca ekranlardaki yerini korumuştu.
OMBUDSMAN’IN NOTU:
Araştırdık. Bu hatanın TRT’de o yıllarda çekilen dizilere ilişkin “drama”, “komedi” ayrımından kaynaklandığı anlaşılıyor, editörlerimiz, Kaynanalar dizisi sitcom kalıplarına girdiği için Halit Refiğ’in Aşk-ı Memnu dizisini öne çıkarmışlar.
Yorgun Savaşçı’nın kopyası bulundu
Milliyet’in haberindeki Halit Refiğ’in Kemal Tahir’in romanından esinlenerek TRT için dizi olarak çektiği ancak 1983’te devlet eliyle yakılan “Yorgun Savaşçı” filmiyle ilgili “1984’te dizinin bir kopyasının saklandığı açıklandı” ifadelerine ilişkin bir düzeltme ve ekleme de biz yapalım:
Çekimlerine 11 Aralık 1979’da başlanan ve 14 Eylül 1981 yılında tamamlanan ‘Yorgun Savaşçı’ adlı filmin 1983’te yakılmasından yaklaşık 10 yıl sonra, 1993’te “Yorgun Savaşçı’nın yeniden çekilip, HBB kanalında yayımlandığı dönemde TRT’nin arşivinde yakılan filmin bir kopyasının alındığı ve saklandığı ortaya çıktı. TRT de aynı tarihlerde ‘Yorgun Savaşçı’yı kesintisiz olarak yayımladı. Ve yıllar sonra Bülent Ecevit’in isteği üzerine Halit Refiğ’e yeni bir Kemal Tahir filmi (Devlet Ana) sipariş edilerek iade-i itibar yapılmış oldu. Ancak o film de tamamlanamadı?
Devlet Ana’nın bütçesi
Haberimizde “1999’da Ecevit’in isteğiyle Osmanlı’nın kuruluşunun 700. yılına yetiştirmek üzere ‘Devlet Ana’ filminin hazırlıklarına başlandı. Refiğ’e proje için 1 milyon dolarlık bütçe verilecekti. Bütçe geri çekilince proje hayata geçirilemedi” deniliyor.
Ancak, Mimar Sinan Üniversitesi’yle (MSÜ) ortaklaşa yürütülecek proje için 1 milyon dolar bütçe verildi. Yaklaşık 2.5 yıl sonra 2001’de Halit Refiğ bazı problemler nedeniyle filmi MSÜ’yle birlikte çekemeyeceğini açıklayınca MSÜ’ye gönderilen 1 milyon dolar avansı geri istendi. Üniversite de parayı faiziyle birlikte Başbakanlık Tanıtma Fonu’na iade etti. Yani Devlet Ana filmiyle ilgili bütçe geri çekilince proje hayata geçirilemedi değil, Halit Refiğ vazgeçtiği için hayata geçirilemedi?
Habercilikte “bilgi eksikliği”, “hatalı bir tarih” ya da “yanlış bir ifade” gelecek kuşakların olayları farklı yorumlamasına neden oluyor.
Muhabirin bu tür haber yaparken edindiği bilgileri güncellemesi, editörün bilginin doğruluğunu kontrol etmesi kural olmalı. Üstelik Refiğ hakkında onlarca kitap varken?