The Others Avrupa idamı kaldırdı

Avrupa idamı kaldırdı

07.07.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Avrupa idamı kaldırdı

Avrupa idamı kaldırdı


Dış Politika Enstitüsü'ne göre ölüm cezasının dünyadaki son durumu

Seyfi Taşhan - Yüksel Söylemez


Dış Politika Enstitüsü'nün kurucusu ve 25 yıllık Başkanı Seyfi Taşhan ile eşbaşkanı Emekli Büyükelçi Yüksel Söylemez, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Konseyi uygulamaları ışığında Avrupa'da ve Uluslararası Af Örgütü araştırmalarına göre dünyada ölüm cezasının durumunu yorumluyor.
Türkiye'nin en eski üyelerinden biri olduğu Avrupa Konseyi'nin ölüm cezası gibi önemli bir konuda tüm dünyayı, özellikle de kuruluşun üyelerini ilgilendiren tutumu incelenmeye değerdir.
Avrupa Konseyi (AK) ölüm cezasını insan hakları açısından ele alıyor. Bu açıdan kabul edilebilir bir yaptırım olmadığı görüşünde. Ana uğraşı Avrupa'da insan haklarının yerleşmesi ve bu hakların korunması olduğuna göre Konsey'in bu yaklaşımı şaşırtıcı değildir.
AK, ölüm cezasını keyfi ve ayırımcı bir yaptırım olarak kabul ediyor. Telafisi mümkün olmayan bir ceza olduğu için, mahkeme kararlarındaki yanılgı olasılığı açısından da kesinlikle sakıncalı görüyor.
AK ölüm cezasına ilke olarak kesinlikle karşı, tutumu kesin ve katı. Ölüm cezasının adalet uğruna ve adına verilmiş olsa da, cezayı veren mahkemeyi vicdani yük altında bıraktığını düşünüyor. Ayrıca, tüm toplumu en ağır şekilde cezalandırdığına inanıyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) 1983 yılında 6 numaralı protokol eklendi. Bu protokol 1984 yılında yürürlüğe girdi. Bu protokol ölüm cezasını barış koşullarında yasakladı. Buna göre, "Sözleşme yalnız barış koşullarında uygulanacaktır." Diğer bir deyişle savaş koşulları saklı tutuluyor. 1999 Temmuz başı itibariyle Avrupa Konseyi'nin 41 üye ülkesinden Türkiye, Polonya ve Arnavutluk hariç 38'i 6 numaralı protokolü imzaladı; Gürcistan, Bulgaristan, Kıbrıs Rum Yönetimi, Litvanya, Rusya ve Ukrayna hariç 32'si de parlamentolarında onayladı.

Dünyada ölüm cezası

Ölüm cezasının yalnız Avrupa Konseyi içinde değil tüm dünyadaki genel uygulaması açısından eldeki bilgilerimizin kaynağı, merkezi Londra'da olan Uluslararası Af Örgütü'dür. Eldeki en son istatistiki bilgiler Mart 1998 sonuna dayanıyor. Birleşmiş Milletler'e üye 185 ülke arasından 104 ülke hukuken veya fiilen ölüm cezasını, ceza olmaktan çıkarmış durumda. Bu 104 ülke arasından 63 ülke ölüm cezasını bütün suçlar için yani suçun niteliğine bakılmaksızın kaldırmıştır. Bu 63 ülke arasındaki 16 devlet ise ölüm cezasını genelde kaldırırken, savaş suçları gibi bazı istisnai nitelikteki suçlar için saklı tutuyor.

Türkiye'nin durumu

Türkiye'nin durumu ise daha farklı. Türkiye'nin içinde yer aldığı 25 ülkenin yasalarında, ceza kanunlarında ölüm cezası mevcut. Ancak son 10 yılda bu ülkelerde Türkiye dahil ölüm cezası uygulanmıyor, onaylanmıyor. TBMM'de halen 34 idam dosyası onay bekliyor ve herhalde bilinçli bir yaklaşımla bekletiliyor.
Dünyada ölüm cezası uygulayan devletler maalesef çoğunlukta. Uluslararası Af Örgütü'nün 1998 Mart tarihli bir araştırmasına göre bugün dünyada ABD'nin çoğu eyaletleri dahil 91 ülke, ölüm cezasını muhafaza ediyor ve uyguluyor. İdam cezasını kaldırdıktan sonra yeniden kabul edenler de var, ama bu çok ender bir durum. Filipinler, Gambiya ve Papua Yeni Gine buna örnek. Ancak, bu ülkelerde de ölüm cezası verilse dahi icra edilmiyor.
1997 yılında 69 ülkede 3707 kişi ölüm cezasına mahkum edildi; 40 ülkede 2375 hüküm de infaz edildi. Uluslararası Af Örgütü gerçek durumun bu rakamların çok ötesinde olduğunu tahmin ediyor.
Af Örgütü raporlarına göre, Çin Halk Cumhuriyeti 1997 yılı itibariyle 1644 idam olayı ile sıralamada 1. ülke konumunda. İran 143, Suudi Arabistan 122 ve ABD 70 infaz ile Çin'i izleyen ülkeler. Bu dört ülkede hükmedilen ve uygulanan idam cezaları dünyadaki tüm infazların yüzde 84'ünü oluşturuyor.
Ölüm cezasını yasalarından kaldırmamış ancak, uzun süredir fiiliyatta uygulamayan ülkeler arasında Rusya, Kıbrıs Rum Yönetimi, Arnavutluk, Letonya gibi ülkeler bulunuyor. Türk devletler arasında Kırgızistan ve Türkmenistan ölüm cezasının icrasından kesinlikle vazgeçtiklerini resmi beyanlarla açıkladılar. Ayrıca AK'ne üye olmaya hazırlanan Azerbaycan da aynı beyanda bulundu.