The Others Başka gezegendeyiz

Başka gezegendeyiz

14.04.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Başka gezegendeyiz

Başka gezegendeyiz

Superonline yöneticisi Babür Özden'e göre İnternet'siz gelecek yok


Türkiye'deki en geniş bireysel ve kurumsal İnternet hizmetlerinden birini sunan ve bir Yapı ve Kredi şirketi olan Superonline 'ın yönetim kurulu üyesi ve "yaratıcı beyini" Babür Özden 1960 doğumlu. Haydarpaşa Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı ve Texas Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri mezunu. Nisan başında İnterpro tarafından gerçekleştirilen Türkiye'nin ilk uluslararası İnternet Zirvesi 'nde, küresel tartışma ortamı İnternet Forum 'un geleceği hakkında bir oturumu yönetti. Uluslararası İnternet Derneği'nin İstanbul şubesi kurucuları arasında. Türkiye'nin "gezegen değiştirmesi" için İnternet'i nasıl yakalayacağını ve alanın öncüsü ABD'deki gelişmeleri konuştuk.

*Türkiyede İnternet hizmeti veren şirketlerin en acil sorunu nedir?
Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısının İnternet talebine cevap verememesi en büyük sorun. İnternet kullanımının ABD deki gibi kişi başına tüketiminin arttırılabilmesi için Türkiye'nin ciddi yatırım yapması lazım.
*İSKİ'den PTT'ye kadar herkes yaşam alanlarımızı kazıyor, kazmaya meraklı bir ülkeyiz. Gene caddeler kazılıp fiberoptik kablolar mı yerleşecek?
Evet, o kabloların döşenmesi lazım. Bu da maalesef bir dizi kazı daha gerektirecek. Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısı tamamen telefon iletişimi için kurulmuş vaziyette. İnternet bu altyapıyı belirli kısıtlamalarla kullanabiliyor. Bugünkü telefon altyapısıyla internet siyah-beyaz televizyon gibidir. Bunun renkli hale dönebilmesi için söylediğim türden bir altyapı yatırım sözkonusudur.
*Mesela benim iki saatlik bir İnternet kullanımı sırasında belki on kez hattım kesiliyor; nedeni, bu söylediğiniz altyapı sorunu mu?
Bunlar altyapının sadece Türkiye'ye has bakımsızlığı, iyi işletilememesinden kaynaklanan sorunlar. Özellikle Batıdaki bir ülkenin bizim gibi en büyük metropolünde böyle sıkıntılar yok.
*Alınması gereken ikinci mesafe nedir?
İnternete ulaşmak için son kullanıcının bir bilgisayara ihtiyacı var. Türkiye'de yeterli sayıda bilgisayar yok. Satışları iyi gidiyor fakat cep telefonuna yakın bir hızla büyümesi için çok hızlı bilgisayar satılması lazım. Bunun için de Türkiye'nin kabul edebileceği fiyatlar gerekiyor. Yani şu anda iki tane büyük engel var. Bunları zamanla önümüzdeki birkaç yıl içinde aşmayı ümit ediyoruz.
*Bu bir beklenti mi ümit mi?
Ümit ediyoruz diyorum çünkü telekomünikasyon altyapısı ne yazık ki devlet tekelinde olduğu için özel yatırımcıya kapanmış vaziyette. Yoksa Türkiye'nin bu gücü var. Hatta böyle bir tekel ortamı ortadan kalktığında yabancı yatırmcı için de çok büyük bir pazar Türkiye.
*Dünyanın birçok gelişmiş ülkelesinde de böyle durum zaten değil mi? Fransa dışında PTT tekeli olan ülke kaldı mı Batı'da?
Birleşik Devletlerde tekelcilik uzun süredir yok. Avrupa Birliği'nde de gelecek yılbaşında tekeller kanunen ortadan kalkacaklar.
*Bizde?
Bizde şu anda bu konuda fazla bir tartışma olmuyor, fazla bir çalışma da yok. Özelliştirmeyle tekel kalkmasını birbirine karıştırmamak lazım. İkisi çok farklı ve birbiriyle pek ilgisi olmayan şeyler.
*Peki karşınızda çok iyi çalışan bir devlet tekeli bulmayı mı yoksa liberalleşmeyi mi tercih edersiniz?
Bizim tercihimiz tabii ki liberalleşme ve gidilen yol da bu olacak. Çünkü dünyada telekomünikasyon sektörü rekabete açılmış durumda, Türkiyenin tek başına kendi pazarını tekel altında tutması mümkün değil. En çok ilişkimiz olan Avrupa Birliği'nin telekomünikasyonda tekel ortamlarını kaldırması Türkiye'ye doğal olarak bir baskı getiricek. Aynı şekilde İnternet uygulamalarına talep arttıkça toplumdan da bir baskı gelmeye başlayacak. Türkiyenin dinamosu haline gelmiş bir iş dünyamız var. Altyapıdan kaynaklanan herhangi bir kısıtlamayı iş dünyası öncelikle lobi yaparak Türkiye'nin aşmasını sağlayacaktır.
*Şu anda herkes kendi altyapısını da oluşturmak zorunda galiba?
Tabii, bizim gibi İnternet hizmet sağlayıcıları, yahut şubelerine otomasyon götürmek isteyen bankalar kendi çabalarıyla kendi telekom ağlarını kurmak zorundalar. Halbuki biz İnternetçiyiz telekomcu değiliz. Biz tüketiciye yönelik iş yapıyoruz. Yaptığımız işler İnternet üzerinde bir eğitim sistemi hazırlayabilmek, bir sağlık sistemi, bir otel rezervasyonu sistemi hazırlayabilmek. Bunlar tamamen ticari hedefi olan, servis sektörüne yönelik çalışmalar.
*Bu saydıklarınız çok yaygın değil şu anda Türkiyede değil mi?
Ülkemizde yeni yeni başlıyor
*Dünyada durum çok farklı tabii?
Dünya derken Birleşik Devletler ve diğerleri diye ayırmak lazım. Dünya ABD'nin ne kadar gerisindeyse Türkiye de o kadar gerisinde. İki ayrı gezegende yaşıyoruz.
*İnternet birdenbire çekilse ne olur ABD'de?
Bütün üniversite eğitim sistemi son bulur. Amerikan ekonomisinin, savunma gücünün, bilimin ilerlediği kurumlar, yani Amerikanın geleceği son bulur. Amerikada iş dünyası da bu ortamı 2 yıldır kullanıyor. Ama nasıl dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmenin çok büyük bir kısmı Birleşik Devletler kaynaklı olduğu için dünya üniversite sistemi de mecburen bu ağa bağlanıyorsa, Amerikan iş dünyası da 5-6 yılsonra tamamen İnternet'e geçmiş olduğunda bütün dünya da ister istemez geçmek zorunda.Yani bu tercih meselesi değil. Dünya ticaretinin başka bir seçeneği yok.
*Peki iş dünyasını nasıl dönüştürüyor İnternet?
Bugün telefonla, faxla, televizyonla, gazetecilikle, dergicilikle, bankacılıkla, sigortacılıkla yapabildiğiniz herşeyi İnternet üzerinden de yapabilir hale geliyorsunuz. Bugünkü ortamda bu saydığım iş alanlarının hepsinin kendi ayrı dağıtım kanalları var, kendi ayrı cihazları var; telefon cihazı ayrı, fax cihazı ayrı, televizyon cihazı ayrı, bankaların para makinaları ayrı, bunların hepsinin bir teknoloji altyapısı var ama hepsi tamamen ayrı. İnternet bütün bu işleri tek bir cihaza topluyor. Şimdi kullanıcı ucundaki cihaz tekleşince, arkada ayrı dağıtım kanalları olan sistemler de doğal olarak birleşmeye gidiyor. Dağıtım kanalları birleşmeye başlayınca da şirketlerin arasında, servis sektörlerinin arasında bugün konulmuş sınırlar da bulanıklaşmaya başlıyor. Mesela İnternet üzerinde gazetecilik dediğimizde bugünkü gazetecilikle hiç alakası yok. Ayrı ürünler, ayrı hizmetler yapıyorsunuz. Bugün ABD'de bir çok medya ve eğlence firması birleşmeye, birbirini satın almaya başladı.
*Ekonominin niteliğini değiştiriyor yani.
Bu bir paradigma değişikliği. Amerikan toplumu kendini böyle bir geleceğe şuurlu olarak hazırlamaya başladı. Eğitimiyle, hukuki altyapısıyla, yatırım gücüyle, devletiyle, tamamen bu gelecek üzerine inşa ediyor. Amerika bunun üzerine çok ciddi kumar oynuyor. Avrupa kaçırdı bu işi. Yani Amerika burada 2-3 yıl öne geçti. Ama bu yeni dünyada 2 yıl eski dünyada 20 yıl gibi birşey oluyor.
*Peki hiç kültürel açıdan negatif yan görüyormusunuz? Çok eleştiriler çıkmaya başladı, İnternet bir bilgi çöplüğü veya insanlar yönlendiriliyor diye?
Ben kesinlikle katılmıyorum. Bugün yüzlerce televizyon kanalında kötü program var, iyi program var; benimsemediğiniz programı izlemiyorsunuz. Bu bir seçenek meselesi. Bolluğun tüketici için ne kadar iyi birşey olduğunu anlıyorsunuz.
*Sizin İnternet alanında kalbinize en yakın konu nedir?
İnsanların buradan ne zaman para kazanacağı. Para kazanılmayacak bir ortamsa geleceği de olamaz.
*Türkiye'de kaç firma var şu anda İnternet hizmeti sağlayan?
70'e yakın şirket var. Hepside son 1,5 yılın ürünü. İnternet ismi kendini satan bir isim. Türk iş dünyası da şu anda interneti ciddi şekilde değerlendiriyor. Bazı kurumlar projelerini geliştirmeyede başladılar. Bu yılın sonlarına doğru servis sektöründe ki bazı şirketlerin internet üzerinden hizmetlerinin test yayınına geçmesini bekliyoruz.
*Örnek var mı aklınızda?
Yapı ve Kredi'de çalışma var. Sigorta şirketleri var. Eczacıbaşı var. Koç grubunda çalışmalar oluyor. Yani büyük gruplarımızın istisnasız hepsi bu konuya en azından beyin gücü sarfediyorlar.
*En büyük potansiyeli hangi sektörde görüyorsunuz?
En büyük potansiyel eğitim sektörü, ama ne yazık ki yatırımlarda da en cimri olan sektörümüz. Turizm çok hızlı kullanabilir. Şöyle bakarsanız Türkiye'ye her yıl 1 milyonun üzerinde Alman geliyor. Bunların en az bu yıl %25'inin kendi ülkelerinde bir şekilde İnternet erişimleri var. Bu insanların Türkiye'de ki hizmetleri daha gelmeden öğrenmeleri mümkün. Turizm sektörünün yaratıcı bakması lazım bu olaya. Biz bir internet servisi sağlayıcı olarak sonuçta böyle bir altyapıyı sağlıyoruz. Ama yaratıcı fikirlerin sektörlerden gelmesi lazım.


*Japonya 2000 yılında okullara %100 bilgisayar sağlayacağım, İngiltere'de Tony Blair her öğrenciye bilgisayar dediği zaman eh belki yaparlar diyor insan ama Tansu Çiller çıkıp bunu söylediği zaman ben pek inanamıyorum. Siz inanıyor musunuz?
Ben de inanmıyorum. Çok ciddi bir yatırım meselesi. Devletin bugün yatırım kaynak sıkıntısı var. Her okula internet her öğrenciye bilgisayar, milyarlarca dolarlık bir operasyon. Devletin bugünkü konumunda böyle bir kaynağın yaratılması imkansız gözüküyor.
*Durum pek parlak değil o zaman?
Öyle bakmamak lazım. Özel okulları engelleyen hiçbirşey yok. Özel okullardaki veliler bu işin çocuklarının geleceği için ne kadar önemli olduğunu algıladıkça bu yatırımı kişisel bazda yapıcaklar. Bir zamanlar okullar yabancı dilleri için tercih edilirdi. Şimdi üniversiteye girişleri için tercih ediliyor. Ya da başka alternatifler için. Çok yakın bir tarihte önemli kriterlerden bir tanesi ne kadar internet hizmeti veriyor şekline gelecek, veliler okulları buna göre tercih etmeye başlayacak. Özel okulları konuşuyoruz. Devlet okulları maalesef devlet kaynak yaratamazsa ciddi bir handikapta ve bu da ülkede iki ayrı nesil gençin yetişmesi demek.
*Üyesi olduğunuz uluslararası İnternet Society nedir?
İnternette belirli değerlerin korunabilmesi ve internetin her toplumda her bireye yayılabilmesi için faaliyet gösteren bir lobi grubu.
*Değerlerden kasıt nedir?
İnternette sansürcülük olmaması, altyapıda tekelcilik olmaması, insanların bir şey söyledi diye başına bir şey gelmemesi için çaba gösteriyoruz. Aynı zamanda gençleri İnternet'teki forum ortamları için eğitmeye de çalışıyoruz. Fikirlerinizi küfürleşerek değil tartışarak açıklayın diyoruz. Türkler tartışmayı seviyor ama peşinden de yumruklaşabilecek hale gelebiliyorlar; İnternet araya mesafe koyunca, yumruk atamayıp küfürleşmeye başlıyorlar. Türk vatandaşların tartışması, bu gençlerde de var, 7 - 8 cümleden sonra mantık dışına taşmaya başlıyor. Halk bence burada tartışmayı da öğrenecek. Çünkü biz gerçekte tartışabilen bir ülke de değiliz. Türk insanı tartışamıyor, 7 - 8 dakikada fikir kalmıyor, ya futbola dönüşüyor ya da küfürleşmeye. Ama internet bunu değiştirecek.
*Her ülkede var mı İnternet society?
Hemen hemen her ülkede var. İstanbul şubesi yaklaşık bir yıl önce kuruldu. ABD'de bir dünya merkezi var. Bir dünya yönetimi var, çeşitli ülkelerden orada temsil oluyor. Yılda 4 - 5 defa toplanarak ülkeler kendi sorunlarını tartışıyorlar. Emsalimiz diğer dernekler kendi ülkelerinde gençleri İnternet alanında eğitiyorlar. Biz de yakında başlayacağız.