The Others Bölünme sancısı

Bölünme sancısı

28.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bölünme sancısı

Bölünme sancısı

       Devlet Bahçeli, yaklaşık bir yıllık genel başkanlığını değerlendirirken "parti içinde birlik ve beraberliğin temini" hedefini birinci planda zikrediyor ve bunu gerçekleştirdiği konusunda hayli iddialı. Fakat parti içinde herkes kendisiyle aynı görüşte değil. Bir yıl önce Bahçeli'nin karşısında en güçlü aday olan, hatta medyanın büyük kısmı tarafından seçilmesine garanti gözüyle bakılan Tuğrul Türkeş, kongrenin hemen ardından MHP yönetimini tasfiyecilikle suçlamaya başladı. Türkeş'e göre, kongresinde kendisini desteklemiş olan illerdeki başkan ve yönetim kurulları genel merkez tarafından görevden alınıyordu.
       MHP kongresinin Devlet Bahçeli lehine sonuçlanmasının ardından, Tuğrul Türkeş'in yeni bir parti kuracağı yolunda spekülasyonlar yapılmaya başlandı. Hareketin birlik ve beraberliği imajına epey gölge düşürecek böylesi bir ayrışmadan her iki tarafın da zarar göreceği aşikardı. Nitekim Tuğrul Türkeş bu iddiaları kesin bir dille reddetti. Yeni Harman adlı haftalık bir gazete çıkarak parti yönetimine muhalefetini sürdürdü.

       Fakat parti içinde kendisini destekleyenlerin güçlerini kaybetmesi ve Devlet Bahçeli'nin konumunu sağlamlaştırması Tuğrul Türkeş'i daha keskin tavırlara itti. Artık her vesileyle parti yönetimini alenen sert bir şekilde eleştirir oldu. Örneğin Alaattin Çakıcı'nın Alparslan Türkeş hakkındaki iddiaları karşısında MHP yönetimini tavır almamakla, böylelikle de "dilsiz şeytanlığa soyunmak"la itham etti. Tuğrul Türkeş, konuyla ilgili basın açıklamasını, "Alaatin Çakıcı ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bize göre aynı taraftadır. Bu anlamda kayıtsız, sessiz ve suskun kalmayacağız. Alparslan Türkeş düşmanlığının hesabını ülkücüler soracaktır" diye bitirdi.
       Kendisine yakın partililerle toplantılar yapan Türkeş'in yeni bir parti kurma ihtimali her geçen gün artıyor. MHP yönetimine yakın çevreler Türkeş'in seçimlere birkaç ay kala bir parti kurması durumunda bir merkez sağ partiyle seçim ittifakı gerçekleştirme yoluna gideceği ileri sürülüyor.
       Her ne olursa olsun, Türkeş ve arkadaşlarının ayrılmalarının daha yeni yeni kendisini toparlayan MHP'ye ciddi anlamda darbe indireceği, hatta barajı aşmasına ciddi bir engel teşkil edeceği kesin gözüküyor. Zira MHP, böyle bir durumda, seçim kampanyası süresince, yapacaklarından çok kendilerinden ayrılanların suçlamalarına cevap vermek zorunda kalacak.
       Devlet Bahçeli, bütün bu gelişmelere rağmen temkinli konuşmayı tercih ediyor: "Tuğrul Bey ile bizim aramızda herhangi bir mesele yoktur. Kendisi rahmetli Başbuğ'un oğludur, tüm ülkücülerin saygı duyduğu bir kişidir. Onu MHP'nin dışında tutmak zaten mümkün değildir, dışlamak hiç mümkün değildir. Onun için Tuğrul Bey MHP'de arzuladığı zaman istediği faaliyette bulunabilir. Bu konuda herhangi bir engel yoktur, olamaz da."

       Her ne kadar Devlet Bahçeli "aramızda sorun yok" dese de Tuğrul Türkeş, MHP ile köprüleri atacağa benziyor. Milliyet için kaleme aldığı bir yılın değerlendirmesinde de bunun kanıtlarını sergiliyor:
       "6 Temmuz 1997'de Devlet Bahçeli, MHP Genel Başkanı seçildi. MYK, Alparslan Türkeş döneminde seçilmiş olan eski kurul idi. Devlet Bey bu kurul ve divan ile çalıştığı bu döneme geçiş dönemi dedi. Bu dönemdeki faaliyetsiz durmayı da buna bağladı. Oysa Türkiye'de siyaset devam ediyordu. Devlet Bey'in de MHP Genel Başkanı olarak siyaset yapmasına engel bir durum bulunmuyordu. Bunun akabinde 23 Kasım 1997'de kendi yönetimi ile birlikte seçildi. Ondan sonra geçen onbir ay içinde de yine "geçiş dönemi" sessizliği yaşadık.
       MHP tabanı itibarı ile de Türkiye'deki meselelere milliyetçi perspektiften yaklaşan ve sadece bugüne değil yarına da ışık tutan bir siyasete alışmıştır. Oysa bu yeni dönemdeki sessizlik tabanı da, bizi de çok rahatsız etti. Geçen bu bir yıllık dönemde MHP sadece "kime payanda olacak?" (seçim ittifakı) sorusu ile gündeme geldi. Bir de fesihler MHP yeni yönetiminin öncelikli konusu oldu. Kitlenin tümü kucaklanacağına "Tuğrulcular" tasfiye edilmeye gidildi. Bir de son dönemde MHP (sözde sözcüsü) İstanbul İl Başkanı'nın Alparslan Türkeş'i karalayan beyanları maalesef hem bizi hem de kitleyi çok üzmüştür.
       Bir partiye üye olurken onun giriş beyannamesinde bir yazı vardır. Onu okur ve altını imzalarsınız. Bu metinde "Partinin tüzüğünü ve programını okudum. Kabul ediyorum" gibi bir cümle var. Parti ve akit bu iki kitaba bağlı olarak yapılır. MHP'nin mevcut yönetimi fesihler ve hukuk dışı uygulamalarla tüzüğü adeta askıya aldı. Eski programı da kabul etmediklerini belirtiyorlar. Bir akademisyen heyetinin yeni bir şeyler hazırladığı söylentisi yayılıyor. Ancak ortada bir şey yok. Bir gazetede "yeni ekonomik görüşlerimiz var ama görmezden geliniyor" diye bir demeç okudum. Hemen genel sekreterliği arayıp bu yeni ekonomik görüşleri talep ettim. "Yazılı yok ama bildiririz" gibi bazı laflarla güya geçiştirdiler. Yani tüzüğü ve programı resmen olmasa da uygulama olarak askıya alarak bir anlamda binlerce MHP'linin akdini ve üyeliğini de askıya aldılar veya fesih ettiler denilebilir.
       Bence bütün bunların hepsinden daha da vahimi Devlet Bey'in "Önümüzdeki seçimlerde MHP barajı aşamazsa istifa ederim" sözüdür. Gerçi tartışmaya ve yoruma muhtaç bir beyan olmakla birlikte demek ki bir endişe durumu hasıl olmuş ve "ya başarılamazsa" korkusu içlerine oturmuştur. Taban ve vatandaş umudu kırık adamın peşinden gitmeyi sevmez ve istemez. MHP, Türk milliyetçilerinin partisidir. MHP'nin Meclis'e giremediği seçimler olmuştur. Ama Türk milliyetçiliğinin bayraktarlığını MHP hiç bırakmamıştır. Bu beyandan MHP'nin üst yönetimini elinde bulunduran grubun tek endişelerinin kendilerini milletvekili seçtirmek olduğu, bunu sağlayamadıkları durumda MHP'nin yarınları ile ilgili bir endişe taşımadıkları anlaşılabilir.
       Aynı beyana iyimser bakacak olsak; bu durumda da kesin bir seçim ittifakı düşünülmediği kabul edilebilir. Çünkü barajı aşıp aşmadığı ancak tek başına girilen bir seçimde belli olur.
       Velhasıl mevcut yönetimin Türkiye siyaseti ile ilgili bir fikri bulunmamaktadır.

       Yarın: MHP - BBP ilişkisi