The Others Bu pasaportu kim verdi?

Bu pasaportu kim verdi?

19.08.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bu pasaportu kim verdi?

Bu pasaportu kim verdi

       TÜRK Polisi'nin üç ülkeyle ortak yürüttüğü gizli operasyon sonucunda yakaladığı yeraltı dünyasının ünlü ismi Alaaddin Çakıcı'nın üzerinden çıkan diplomatik pasaportta, mesleğinin "turizm müşaviri" olarak yazıldığı ortaya çıktı.
       Susurluk kazasında ölen firari ülkücü Abdullah Çatlı'nın üzerinde çıkan yeşil pasaportun `maliyeci' olarak verilmesinin yanısıra Çakıcı'nın da üzerinden resmi pasaport çıkması yeni soru işaretlerini gündeme getirdi. Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Erdinç Ulumlu'nun imzasını taşıyan 1896 - 97 seri numaralı pasaportun veriliş tarihi 27 Ekim 1997 olarak görülürken, Çakıcı'nın kimlik bilgilerinden doğum tarihi de 11 Ağustos 1953 olarak, pasaportun son kullanma süresi ise 2003 yılı olarak gösterildi.
       Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, pasaportun bakanlık tarafından tanzim edilmediğini ve kırmızı pasaportun en çok dört yıllık süre için düzenlendiğini vurguladı. Uzmanlar, Çakıcı'nın çok profesyonel bir sahtecilik uzmanıyla birlikte çalıştığının belirlendiğini ve pasaport bilgilerinin yanısıra, kıymetli evrak konumundaki kırmızı pasaport defterinin de sahte olma olasılığının kuvvetli olduğunu kaydetti. Büyük ihtimalle pasaportun Türkiye'de hazırlandığı ve özel kuryeyle gönderildiği sanılıyor.

       Nice polisi tarafından ilk sorgusunun ardından mahkemeye çıkarılan Çakıcı'nın, sorgu hakimliğinde idamla yargılanacağı gerekçesiyle Türkiye'ye iade edilmemesini istediği öğrenildi. Çakıcı'nın mahkeme sırasında kendisini savunmak için Türk avukat getirilmesini istediği kaydedildi. Çakıcı'nın ayrıca, ülkedeki çeşitli kiliselere maddi destek verdiğini vurgulayarak, Fransız makamlarından Türkiye'ye iadesine izin verilmemesini istediği bildirildi.

Bu pasaportu kim verdi
       Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile İstihbarat Başkanlığı'nın koordinesinde yürütülen ve 20 kişilik çekirdek bir kadronun katıldığı "Saldıray" kod adı verilen operasyona, Türk polisi Ankara'dan başladı. Ankara'dan kuryelik yapan ve adının Şaban olduğu belirlenen kişinin Almanya'ya geçeceğini belirleyen polis ekipleri, uzun süren takip sonucunda Çakıcı'nın Avrupa'daki kuryesine ulaştı.
       Şaban'ın geçen hafta içinde Almanya'nın Hannover kentinde bekleyen Alman asıllı kurye Petra Güler'le buluşacağının anlaşılması üzerine devreye Alman ajanları girdi. Almanya'ya gönderilen Türk ekibiyle ortak harekete geçen Alman ajanları, Güler'in elindeki malzemelerle birlikte geçen hafta sonu Fransa'ya geçtiğini belirledi. Aynı zamanda Çakıcı'nın yanında yakalanan Muradi Güler'in eşi olduğu saptanan Alman kuryenin, beraberindeki malzemeleri Bordeaux kentinde kendisini bekleyen Aslı Ural'a ulaştırdıktan sonra izini kaybetmek için İsviçre'ye geçtiği ortaya çıktı.
       Fransız polisinin bu ülkeye gönderilen ikinci Türk ekibiyle takibi devralmasının ardından Aslı Ural, burada Çakıcı ile buluşarak geçen cumartesi günü Nice kentine geçti. Hafta sonu boyunca grubu takibe alan polisin otel kayıtlarında yaptığı araştırmada, pazar gecesini Nice'in Park Oteli'nde geçiren çiftin odasının Aslı Ural adına tutulduğu ortaya çıktı.

       Emniyet yetkilileri, halen gözaltında tutulan Çakıcı ile birlikte ele geçirilen eşyalarının incelemesine başlandığını, eşyalardan bazı ipuçlarının elde edilmesine çalışıldığını bildirdi.
       Çakıcı'nın yakalanmasıyla birlikte yeraltı dünyasının ünlü isminin Türkiye'deki çeşitli yasadışı ve siyasi faaliyetlerinin açığa çıkacağını belirten bir yetkili, "Çakıcı'nın sadece İstanbul'da değil, Ankara'daki bazı siyasilerle bağlantıları var. Şimdi vereceği ifadelerde bu konular da aydınlatılacak" dedi.

       Bu arada Çakıcı'nın iadesiyle ilgili Türk İnterpolü'nün hazırladığı dosya, dün akşam saatlerinde Dışişleri ve Adalet bakanlıklarına gönderildi. Türk İnterpol yetkilileri, Çakıcı'nın iade süresinin 40 günü bulabileceğini belirtirken, suçluyu yakalayan ülkenin iade prosedüründeki 40 günlük geçici gözaltı süresinin tamamını kullanma hakkına sahip olduğunu dile getirdi.

       Çakıcı ile birlikte ele geçirilen ve içinde özel eşyalarının bulunduğu öne sürülen el bagajları dün öğle saatlerinde Fransız yetkililerce açıldı. Çakıcı ve beraberindekilerin mahkeme çıkış saatlerinde yapılan araştırmada, el bagajlarından birinde sahte evrak düzenlemeye yarayan çeşitli mühürlerle bazı havalimanlarına ait giriş - çıkış mühürleri ele geçirilerek zapta tutuldu.

       TÜRK, Fransız ve Alman polisinin ortak bir operasyonuyla yakalanan Alaaddin Çakıcı, dün yaklaşık 10 saat süreyle Nice yerel savcılığında sorgulandı. Çakıcı'yla birlikte yakalanan Aslı Ural ve Muradi Güler'in de kimlik tespiti yapıldı.
       Çakıcı'nın yakalanmasıyla ilgili olarak Milliyet'e bir açıklama yapan Nice polis sözcüsü, "Çakıcı, Türkiye'ye iade edilmek amacıyla tutuklandı. Şimdi Türk makamlarından en geç 21 gün içerisinde Çakıcı'nın suçluluğunu gösteren belgeleri de içeren iade talebini bekliyoruz. Türkiye'nin başvurusu zamanında elimize ulaşır ve kabul edilebilir bulunursa Çakıcı Türkiye'den gelecek iki polise teslim edilecektir" diye konuştu.
       Geceyi Nice'deki polis merkezinde geçiren Çakıcı, Ural ve Güler, dün sabah yerel saatle 10.00 sıralarında ayrı araçlarla adliye binasına getirildi. Binaya ilk olarak Ural ve Güler, ardından da Çakıcı polisler arasında elleri kelepçeli olarak hızla binaya sokuldu. Üzerinde koyu renk bir tişört ve şort bulunan Çakıcı'nın yorgun olduğu gözlendi.
       Çakıcı'nın sorgusu alındıktan sonra bir açıklama yapan Nice Asayiş ve Kaçakçılık Bölge Sorumlusu Komiser Ruvert, "Çakıcı'nın iadesi konusunda Türk resmi makamlarından henüz bir talep gelmediğini" söyledi ve Çakıcı'nın Fransız yasalarına göre işlediği suçlardan yargılandıktan sonra Türkiye'ye iade edilebileceğini kaydetti.
       Nice Emniyet Müdürlüğü, sorgulama sırasında Türkiye'den herhangi bir görevlinin bulunmadığını, Çakıcı'nın ve beraberindekilerin Fransız yasalarına göre kendilerine isnat edilen sahte evrak düzenlemek, sahte kimlikle Fransa'ya girmek gibi suçları kabul ettiklerini, sorgulama ve yargılama sürecinin yaklaşık üç ay sürebileceğini bildirdi.
       Bu arada Çakıcı ve sevgilisi Aslı Ural'ın yaklaşık 10 parçayı bulan valizlerini de Adliye Sarayı'na taşıyan Nice polisi, bütün valizleri inceledikten sonra mühürleyip tutuklularla birlikte aynı şekilde Nice şehir hapishanesine gönderdi. Valiz ve çantaların YSL, Louis Vitton gibi çok lüks markalar taşıması dikkati çekiyor.
       Çakıcı ve diğer tutukluların yaklaşık 10 saat süren sorgudan çıkarken ayakkabı bağlarının olmadığı dikkati çekti. Polisin bağları, tutukluların intihar etmemeleri için çıkardığı düşünülüyor.
       Bu arada Çakıcı'nın valizinde şantaj amacıyla kullanmak istediği bazı bantların bulunduğunu da yalanlayan polis şefi Ruvert, el konulan valizlerde kişisel eşyaların bulunduğunu söyledi. Bugün de yerel saatle 11.00'de yeniden sorguya çekilecek olan Çakıcı ve beraberindekilerin Fransa yasalarına göre işledikleri suçlardan dolayı yargılanmalarına karar verilecek.

       ADALET Bakanlığı, Alaattin Çakıcı'nın iadesine ilişkin işlemleri başlatırken Çakıcı'nın avukatı Can Doğancan, "Çakıcı iade edilemez" dedi. Fransa'nın Çakıcı'yı iade edip etmeyeceği, ederse hangi koşullarda Türkiye'ye gönderileceği tartışma konusu oldu.
       Fransız hukuk sisteminde idam cezasının bulunmayışı ve Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi'nin (SİDAS) 11. maddesindeki idamla yargılamama koşulu nedeniyle Çakıcı'nın iade edilmeme olasılığı Adalet Bakanlığı'nı formül arayışına yöneltti. Bakanlığın iadeyle ilgili üzerinde durduğu iki formül şöyle:
       "* Çakıcı, Fransa'dan istenirken idam cezasıyla yargılandığı eski eşi Uğur Kılıç'la yeraltı dünyasının diğer ünlü ismi Tevfik Ağansoy'un öldürülmesine azmettirme suçu dışarıda tutulacak ve idam cezasını gerektirmeyen diğer suçlardan iadesi istenecek.
       * Çakıcı'nın tüm suçlardan dolayı iadesi istenecek. Ancak Fransız makamlarına, Çakıcı'nın uluslararası sözleşmenin 11. maddesinde tanımlanan ölüm cezası suçundan dolayı yargılanmayacağı güvencesi verilecek."
       Çakıcı'yla ilgili dosyayı incelemeye aldıklarını söyleyen Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Şeref Ünal, yurtdışında tutuklanan suçlunun iadesinin birkaç günde gerçekleşmesinin teknik olarak mümkün olmadığını belirterek şöyle konuştu:
       "Suçluların SİDAS hükümlerinde iade talebi hangi şartlarda ve ne kadar süre içinde yapılacağı belirtilir. Çakıcı gözaltında değil, tutuklu. Fransa'daki gözaltı süresi olan 48 saat içinde iadesinin istenmesi gerektiği yönündeki düşünceler yanlış."
       Türkiye'nin en fazla 40 gün içinde iade talebinde bulunması gerektiğini belirten Ünal şöyle konuştu:
       "Biz daha önce Çakıcı'yı ABD'de olduğu iddiaları üzerine bu ülkeden istemiştik, ancak ABD kendilerinde olmadığı gerekçesiyle iade talebini geri gönderdi. Şimdi öncelikle dosyaki bilgileri inceleyeceğiz. Daha önceki iade talebinin ABD - Türkiye arasındaki ikili anlaşmaya göre yapılmış olması nedeniyle belgeler yeniden gözden geçirilerek Fransa'nın da imza koyduğu SİDAS'ta tanımlanan prosedüre göre hazırlanacak. Dosya Fransa mahkemelerinde incelendikten sonra karar verilecek."

       YERALTI dünyasının ünlü ismi Alaaddin Çakıcı'ya "modacı" çemberi. Fransa'nın turistik şehirlerinden Nice'de yakalanan Çakıcı'yla birlikte iki kişi daha gözaltına alındı. Bunlardan biri, sevgilisi olduğu söylenen Aslı Ural...
       28 yaşındaki Aslı Ural, ünlü modacı Canan Yaka ile şarkıcı Selçuk Ural'ın kızları. 23 yaşındayken tesktilci Ömer Aynar'la nişanlanıp, daha sonra ayrılan Aslı Ural, üç ay önce evlendiği Ali Çebeci'den ise 10 gün önce sürpriz bir kararla boşandı. İtalya'nın Milano kentinde Haute Couture üzerine butik işleten modacı teyzesi Ayşe Yaka ile birlikte yaşayan Aslı Ural, iki üniversite mezunu ve üç dil biliyor.
       Çakıcı'nın yanında üzerinde 7.65 mm. çapında Beratta marka silahla yakalanan müteahhit arkadaşı da, yine ünlü bir modacının yakını çıktı. İşadamı Muradi Güler'in, müzik dünyasından Pınar Eliçe, Safiye Soyman gibi birçok ünlünün sahne tuvaletlerini diken modacı Nur Yerlitaş'ın yedi yıl birlikte olup, bir süre önce ayrıldığı imam nikahlı eşi olduğu anlaşıldı.
       Bir zamanlar Moda Deniz Kulübü'nün casinosunu işleten Muradi Güler, eski ülkücülerden.

       BAŞBAKAN Mesut Yılmaz, Bakanlar Kurulu'nda Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'ndan Alaaddin Çakıcı hakkında dosya hazırlığının hızlandırılmasını istedi.
       Başbakan Yılmaz başkanlığında dün toplanan Bakanlar Kurulu, öncelikle yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Çakıcı'nın yakalanması ve iadesini tartıştı. Kurulda Çakıcı'yla ilgili son bilgiler değerlendirilirken, Yılmaz, Adalet Bakanı'na Çakıcı'nın iadesi için nasıl bir çalışma yapılması gerektiğini sordu. Bakan Denizkurdu'nun, Çakıcı için ABD'de olduğu düşüncesiyle bu ülkenin hukuk sistemine göre dosya hazırlandığını hatırlatarak, "Elimizde bu dosya var. Ayrıca Çakıcı hakkında yeni suçlar da sözkonusu. Hakkında sekizi İstanbul'da olmak üzere dokuz dosya var. Mahkemelerden bu dosyaları istemeye başladık" dediği öğrenildi.

       Çakıcı'nın üstünden çıkan kırmızı pasaportta imzası bulunan ve şu anda Dakka Büyükelçisi olarak görev yapan Erdinç Ulumlu, kırmızı pasaportun kimlere verileceğini belirleyen Pasaport Kanunu'nun 13. maddesinin kapsamında bulunun kişiler dışındakilere diplomatik pasaport verilmesinin mümkün olmadığını, ancak verilmiş pasaportta tahrifat yapılabileceğini bildirdi.
       Milliyet'in Dakka'dan telefonla görüştüğü Büyükelçi Ulumlu, kırmızı pasaportla ilgili olarak günde sayısız işlem yaptığını, Nedim Acar adına pasaport vermiş olup olmadığını hatırlayamayacağını ifade etti. Dakka'ya büyükelçi atandığı Mayıs 1998'e kadar Dışişleri Bakanlığı diplomatik işlemlerden sorumlu Protokol Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Ulumlu, sadece 13. madde kapsamında bulunanlara diplomatik pasaport verildiğini, bu kişilerden de 13. madde kapsamında bulunduklarını kanıtlayan belge istendiğini bildirirken, "Bir milletvekili için bile TBMM Personel Dairesi'nden belge istenir" dedi.
       Ulumlu, bakanlık dışına pasaport çıkarılamayacağını belirtirken, "Verilen her kırmızı pasaportun ne zaman verildiği ve neye göre verildiğinin kayıtları bakanlığımızda mutlaka mevcuttur" diye konuştu. Ulumlu, "Bizim belgesiz pasaport vermemiz mümkün değil. Ancak taklit ya da verilen pasaportta tahrifat yapılması mümkün olabilir" ifadesini kullandı.

       MAFYA lideri Alaaddin Çakıcı ve iki arkadaşının yakalandığı "Saldıray" operasyonunun perde arkasını Milliyet'e değerlendiren bir üst düzey emniyet yetkilisi, Fransız polisinin iki ülke arasındaki diplomatik gelişmeler kapsamında jest yaptığını açıkladı. Aynı yetkili, daha önce DHKP - C lideri Dursun Karataş'ın yakalanmasının ardından ani bir kararla serbest bırakılmasının iki ülkenin güvenlik birimleri arasında sıkıntı yaşandığını hatırlatırken şunları söyledi: "Son dönemde Fransa ile Türkiye arasında gerginleşen diplomatik ilişkilerin yeniden ısınmasını sağlamak için Fransız polisi, Türkiye'ye olağanüstü yardım yaptı. Özellikle bunda son olarak Fransız Parlamentosu'nda Ermeni tasarısının görüşülmesinin ve buna Türkiye'nin tepkisinin önemli rolü var."

       NİCE'deki operasyonda yakalanan mafya lideri Alaaddin Çakıcı'nın iki ay önce Türk polisinin kurduğu tuzaktan kılpayı kurtulduğu ortaya çıktı. Çakıcı'nın Fransa'da olduğu sırada, yaklaşık iki ay önce Türkiye'de yaşayan çocuklarını görmek amacıyla Rodos'a getirilmesi talimatını vermesi üzerine harekete geçen polis, Çakıcı'nın Türkiye'deki bağlantılarını takibe aldı. Ünlü mafya liderinin öldürülen eşi Uğur Çakıcı'dan olan çocuklarını, Türkiye'ye girişinin yasak olması nedeniyle Rodos'ta görmek istediği, ancak polisin operasyon çalışmalarından haberdar olması ve polisin takibinden kurtulmak amacıyla Rodos'a gelişini iptal ettiği saptandı.

       1984 yılından bu yana İnterpol'ün kırmızı bülteniyle aranan Alaaddin Çakıcı'nın ikinci kez düzenlenen operasyonda yakalanması üzerine polis şimdi yeni hedeflere yöneldi. Son dönemde ilk kez uyuşturucu kaçakcısı Hüseyin Baybaşin'in yakalanmasıyla başlayan ve Kürşat Yılmaz'la devam eden sınır ötesi operasyonların son ayağında yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Çakıcı'nın yakalanması üzerine, polis kendisine yeni hedefler belirledi. Üç başarılı operasyonun ardından bu kez yine çek -senet tahsilatı liderlerinden olan ve halen yurtdışında oldukları saptanan Sedat Peker ve Sedat Şahin'in yanısıra yine ABD'de yaşayan ancak zaman zaman Fransa'ya giriş yaptığı belirlenen Ayşegül Nadir'le hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Gülay Aslıtürk ve DHKP - C lideri Dursun Karataş'ın, "yakalanmasında öncelik olan kişiler" olarak değerlendirildiği belirtildi.

       NİCE'de tutuklu bulnan Çakıcı'nın Paris'e gönderilmesinin söz konusu olmadığını açıklayan Fransız polis sözcüsü, "Ancak önümüzdeki birkaç gün içerisinde Nice'e 200 kilometre uzaklıktaki Aix en Province kentinde bulunan cezaevine nakledilebilir" dedi.
       Savcılıkça kimlik tespiti yapılan Çakıcı'nın Fransa'da bir suç işleyip işlemediğinin araştırıldığını belirten yetkili, Milliyet'in "Çakıcı idam cezasıyla yargılanıyor. Bu, Türkiye'ye iadesinde bir engel oluşturur mu" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
       "Böyle bir olasılık var. Ancak kararı Fransız yetkilileri Türkiye'den gelecek belgeleri inceledikten sonra verecek."